YAŞAYANLARA...
İnsanlar vardır....
Doğar,büyür,ölür....
İnsanlar vardır,doğmadan ölmüştür.....
Doğmak elimizde olsa...Evet elimizde olsa,doğar mıydık,acaba..? Kimi zaman..Hatta çoğu zaman... Darda kaldığımızda; hayat denizinde fırtınaya yakalandığımızda hep böyle düşünürüz.
Kimi zaman da ölümü isteriz...Sanki bizi hemen kucaklayacak mış gibi... Ama bütün bu düşüncelerin hepsi zordan kaçıştır....
Hiç düşündünüz mü? ..Yaşanılan her şeyin bir ömrü vardır. Yaşadığımız en güzel olayların bile..Yalnız güzel olanlar çabuk biter; kötü olanlar ise bir ömür gibi uzun geçer. Acılar, her nedense mutlulukları gölgeler,yok eder.Mutluluklar bu kadar kısa acılar da bu kadar korkunç diye yaşayamayacak mıyız? ..
Şunu unutmamalıyız.Zaman o kadar çabuk geçiyor ki...Siz “Ah..Keşke”demeden,bir de bakarsınız; günler günleri,yıllar yılları kovalamış,size yalnızca sararan fotoğraflar ve aynalara yansıyan bembeyaz saçlar kalmış..... O zaman...yapamadıklarınız ve yaşayamadıklarınızla baş başa Kum saatinizin kırılmasını beklersiniz...
Dostlar...Yaşınızı yaşayın....Her yaşta yaşanılacak güzellikler vardır.Zamanı gelmeden yaşanılanlar,ruhunuzu eskitir... Yarını yaşamak isterken dününüzü ve bugününüzü yitirirsiniz.....
Yaşamak her şeye rağmen güzel.... Yaşadığınız her şey,güzel ve mükemmel olmayabilir.... Çirkin güzelin; kötü iyinin; acı mutluluğun kıymetini öğretir bize...Karşımıza çıkan zorluklar,bizi yıpratmamalı; aksine hayata bağlamalıdır...İsteseniz de istemeseniz de geçen zaman geri gelmez...Yaşanılan her dakika,her gün yepyeni duygularla doludur...
Lütfen...gününüzü yaşayın ama sakın yarına borçlu kalmayın.......
En aydınlık yarınlar sizin olsun....Karanlıklar bana kalsın...
(Çünkü karanlıkları aydınlatan öğretmenlerdir.Nilgün Öğretmen)