DÖRT TAŞ VE BİRKAÇ ZAMBAKTAN İBARET YATTIĞIN YER...(EN YAKIN DOSTUMA...)
DÖRT TAŞ VE BİR KAÇ ZAMBAKTAN İBARET, YATTIĞIN YER...
Yüreğimde, nicedir eksikliğini taşıyorum... Dün, yine mezarının başındaydım.
Yine, hüzün doluydum. Dört taş, birkaç zambaktan ibaret yattığın yer.
Uzun zaman oldu seni kaybedeli… Yine mezarının başındaydım; ve Annenin gözyaşlarını ellerimle sildim dostum... Belli ki, yüreği acıyordu...
Sonra sen geldin aklıma... Seni bizden alan acıklı gurbet öykünü anımsadım sonra...
Çileli ve dert dolu gurbet günlerini... Ankara’ da , Küçükesat’ta çalıştığımız günler geldi aklıma... Asansör sorumlusuydun sen. Yarım yamalak asansörün içinde oturup, sigara içişlerin geldi gözümün önüne. Aslında sigara içmeyi de pek beceremezdin ya...
İçiyordun işte... Aklım karışıyor her aklıma düştüğünde... O kadar mı dert yükledin bedenine...? Genç yaşta ölecek kadar mı...?
Parayı sevmezdin sen dostum. Hiçte işin olmadı... Kazandıklarında giderdi zaten... Sanki biliyordun gideceğini... Seni sömüren bir ağabeyin vardı. Aldığın aylığına göz koyardı hep o adi... Neymiş evlenecekmiş...
Ölüm haberini aldığım gece geliyor aklıma şimdi... Şaka yapıyorlar sanmıştım be dostum... Sıramsımıydı şimdi ölmenin...? Radyolu telefon ansızın kayıvermişti elimden, o anda...
Şırnak’taydım... Gece kaçtı bilemiyorum şimdi... Boğazım düğümlendi birden... Pencereden yıldızlara bakmıştım o anda nedense... Bir köşeye çekilip ağlamıştım sonra... Yaşadıkların, çektiğin çileli günler geçmişti gözümün önünden... Her karesi binlerce gözyaşı... Sayısız hatıraların geçti o göz yaşlarımın arasından. Bu gün gündemi boşladım. Seni anmak iyi oldu be dostum...
Özlemiştim seni. İyi de oldu be dostum... Birkaç satır da senin için yazdım. İyi ki de yazdım dostum...
Yüreğimde, nicedir eksikliğini taşıyorum... Dün, yine mezarının başındaydım. Yine, hüzün doluydum. Dört taş, birkaç zambaktan ibaret yattığın yer. Annenin gözyaşlarını ellerimle sildim dostum... Belli ki, yüreği acıyordu... Sonra sen geldin aklıma...
Seni bizden alan acıklı gurbet öykünü anımsadım sonra... Çileli ve dert dolu gurbet günlerini... Geçen gün beraber çektiğimiz bir fotoğrafını gördüm. Elinde yine sigara, yine öylesine içiyorsun... Çok zaman geçti be dostum çok…
Yine şıksın...
Mısto, Azizo, Gulto, Koçer Reşo var, ve ben... Caminin bahçesindeyiz... Kendimi bile zor tanıdım be dostum... Yıllar yerinde saymıyor işte... Caminin bahçesindeki sohbetlerimizi hatırladım sonra... Kahkahalarımız fotoğrafa bile yansımış.
Ölümden habersiz... Hani ölümsüz anlarını resmederdi resim...? Sen yoksun işte be dostum... Taziye yerinde dinlediklerim geliyor aklıma ağabeyinin anlattığı... “İçi parçalanmıştı...” diyordu her seferinde... “İçine atmış hep ...” diyordu...
Her öyle deyişinde benimde içim parçalanıyordu be dostum... Ahmet Kaya’nın “Biz üç kişiydik ...” diye başlayan şarkısını dinliyorum hep... Sanki bizi anlatmış...
Seni, gulto’yu ve beni...
Bıkıp usanmadan dinliyorum... Yol boyunca kendimizi düşünüyorum...
Seni, beni, gulto’ yu... Seni Bedirhan’a benzetiyorum, bir gedikte kaybolan...
Gurbetin dehlizlerinde yitik düşen... Gurbetin acı labirentlerine savrulup giden...
Bedir han gibi... Gulto’yu Nazlıcan’a benzetiyorum.
Uzak diyarlarda, hasretten yanan göğsüne kekik süren... Acısını yüreğine gömen, Nazlıcan’a... Ve ben... Sufi...
Can ciger arkadaşlarımı, hayat yoldaşlarımı, hayatın acımasız labirentlerinde yitirmiş ben...
Sufi... Ne kadar da güzel yazılmış o şarkı ... Sanki sizi anlatıyor...
Her o şarkıyı dinlediğimde, canlanıyorsunuz sanki gözümün önünde...
Düşe kalka hayata tutunmaya çalıştığınız, çileli hayatla kavganız geliyor aklıma o anda sizin
Sonra boğazıma bir şeyler düğümleniyor.. Dalıp gidiyorum şarkıyı dinlerken, uzaklara dalıyorum... Çok ama çok uzaklara... Sonra annen geliyor aklıma , ıslak gözyaşlarıyla...
Ve sen, mezarın... Yüreğimde , nicedir eksikliğini taşıyorum ... Dün, yine mezarının başındaydım. Yine, hüzün doluydum. Dört taş, birkaç zambaktan ibaret yattığın yer.
Annenin gözyaşlarını ellerimle sildim dostum...
Belli ki, yüreği acıyordu... Sonra sen geldin aklıma...
Seni bizden alan acıklı gurbet öykünü anımsadım sonra...
Çileli ve dert dolu gurbet günlerini
YORUMLAR
Offfffff...ki ne offff...
Harbi acıklıymış behhh...
Hocam eline, yüreğine, bedenine sağlık...
Allah sevdiklerini erken alırmış yanına...
Çok güzeldi...
Sonlara doğru biraz bitirmekte güçlük çekilmiş olsada...
Çok güzeldi...
Tekrarlamalar yazınızı canlı tutmuş...
Söndürmemiş...
İnanın duygulandım...
Tebrik ederim...
Saygımla...