BİR HATADA SEN YAP
BİR HATADA SEN YAP
Bir yılı daha geride bırakmanın eşiğindeyiz. Her yeni gelen yıl bir önceki yılı arartmamacasına yepyeni sürprizler seriyor gözlerimizin önüne ve her biten yıl için bir sayfa daha koparıyoruz hayat takvimimizden. Belki fazladan bir beyaz saç teli ile karşılıyoruz yeni gelen yılı ya da alnımızda yeni yeni belirginleşmeye başlayan bir çizgiyle hoş geldin diyoruz ona ve "son" a doğru bir adım daha atıyoruz istesekte istemesekte. Oysa tekrar gelse o unutamadığımız çocukluk yıllarımız, bir sürpriz yapıp kapımızı çalsa ansızın. Tekrar çocuk olsak. Çizgi filmlerle süslesek günlerimizi, pelerini annemizin özenle günlerce sabırla ördüğü fiskos masa örtüsü olan bir süperman olsak mesela, mutluluğumuzu içimizde tutamayıp haykırsak avaz avaz sokaklarda çocukluğumuzun arkasına gizlenerek, sevgi beklesek yoldan geçen teyzelerden pırıl pırıl parlayan masum gözlerimize güvenerek ve "erkekler ağlamaz" sözünü duymazdan gelip belki kırılan oyuncak arabamızın tekerleğine veya alınmayan oyuncaklara içlenip özgürce döksek gözyaşlarımızı. Sanırım ben kararımı verdim büyüyünce de çocuk olmak istiyorum.
Ayak uydurmakta zorluk çekiyorum hayata bazen. Sürekli değişen ekonomik ve siyasi stratejiler, ticari çıkar kargaşası, gözü para hırsı bürümüş "büyük devlet" lerin demokrasi anlayışındaki değişmeler, din ve devlet işlerindeki çatışmalar, kişisel çıkarlar sonucu oluşan dengesiz insani ilişkiler ve uzayıp giden bunlara benzer yüzlerce olay. Şimdi benden nasıl beklersiniz değişen bu maratonlarda aynı tempoda koşmamı, kullanmakta zorlandığım bu gemiyi dalgalı denizlerde dengede tutmamı. Artık daha iyi anlıyorum ya da anladığımı sanıyorum hayatı. Ne dersiniz bende "siz giderken biz geliyorduk" diyen kesime katılmaya hak kazanmadım mı hala?
Kusursuz bir hayat. Yalan yok, içten pazarlıklar, hata yok, ihtiras ve bencillikten kaynaklanan kargaşa yok, tamamen natürel bir hayat anlayışı. Doğruyu söylemek gerekirse bende bu inançların gerçekçiliğini yitireli çok zaman oldu. Hal böyle olancada bize bu hayatı korkusuzca yaşamaktan başka bir çare kalmıyor. Hata yapmaktan korkmamak en mantıklı girişim olacak belkide ilk başta. Çünkü bizler bu hayatı yaptığımız hataların üzerine inşaa ettik fark etmeden.
Uyan artık sende ve bir hatada sen yap. Kuru otlara kızıp yak bütün ormanı, geçmişini görmezden gel ve başkalarının hayatına müdahale et kendi doğru saydıklarına güvenerek, biraz yüzsüz olmanın hiçbir sakıncası yok çünkü. Git yerleş ait olmadığın topraklara ve dök masum insanların kanını, yaptıklarının adına da demokrasi de, sonra görmezden gel dostunun yaptığı saçmalıkları ve sende dostluğunu gösterip ört pas et tüm hatalarını, bir kılıf dikmek o kadarda zor olmasa gerek. Bir taşeron edin kendine ve işin düştükçe sırtını sıvazla, üç beş kuruş koy cebine sonra çekil köşene ve bırak o batısın senin yerine bataklıklara, kirlenmeye ne gerek var dimi. Hatalarınla övünmeyi de öğren tabi. Kestiğin ağaçları önemseme ve git bir fidan dik tüm insanların gözü önünde, biraz göz boyamanın kimseye zararı dokunmaz nede olsa. Artık aslanlar öldü kurduğun bu sahte dünyada kral olmayı hak etmiyor musun hala?
akin çkrn
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.