- 1103 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
HOCA ' NIN KÖYÜ
Bir çok aile gibi onlar da sığınmışlardı Hoca’nın köyüne…
Geçim sıkıntısını unutmuşlardı adeta.Ellili yaşlardaki A.karısı B.oğlu C.ve gelini D.ve iki torunu birlikte oturuyorlardı.Daha önce oturdukları semtte geçim derdinden bunaldıkla-
rında bir tanıdıkları tavsiye etmişti Hoca’nın köyünü.
Bu köy bizzat Hoca ve yakınları tarafından planlanmış ve kurulmuştu.Adeta devlet içinde
devlet örneği bir yapılaşma vardı burada.Öyle ki bütün işyerleri Hoca’ya çalışır,köye ondanizinsiz giren-çıkan dahi olamazdı.
Bir çok da zengini vardı bu köyün.Onların iş yerleri genellikle şehirde idi.Geliri iyi olanlar da adeta vergi örneği paralar ve mallar verirlerdi Hoca’ya.Bu köyde kimse için geçim
sıkıntısı söz konusu değildi.Herkesin gereksinimleri Hoca tarafından karşılanırdı.Gerek
köydeki iş yerlerinin gerekse zengin köylülerin verdikleri her şeye yetmekteydi.
Düzenli de bir yerleşimi vardı köyün.Evler ve caddeler daima planlı bir şekilde yapılırdı.Sürekli de yeni katılımlar olur onlara da tek tip evlerden bir yenisi yapılırdı.
Köydeki her türlü yaşam Hoca tarafından düzenlenirdi.Düğünlerin bayramların hatta cenaze törenlerinin şeklini bile Hoca belirlerdi.Gençler adeta çocuk denecek yaşlarda
sade ve dini törenlerle evlendirilirlerdi.
Ve bu köy Türkiye’nin en büyük şehrine bağlı göz önünde ve herkesin nasıl bir yer olduğunu bildiği bir köydü.
A.nın evinin kapısı çalındı akşam vakti.Kapıya gelen Hoca’nın adamlarından biriydi.
- Hayrola ne var efendi ,diye sordu A.
- Hoca efendi seni görmek ister.Hadi hemen gidelim der heyecanla kapıya gelen adam..
- Hayırdır akşam akşam der A..
- Hayırdır elbet…Hiç Hoca efendinin hayırsız işi olur mu ?
Hemen ceketini sırtına alıp adamın peşine koyuldu A..
Biraz sonra Hoca’nın huzuruna geldiler.Eski zaman dervişlerini andıran kılık kıyafeti ile adeta tahtı andıracak döşeğinde karşıladı Hoca A.yı.Hocanın karşısında diz çöküp
oturdu A.
- Buyur Hoca Efendi..Beni emretmişsiniz…
-Estağfurullah…Buyruk Tanrı’dandır A.efendi.O ne buyurursa hayır buyurur.
-Amenna Hoca’m amenna….
- Dün gece bana gelen buyruk sizinle ilgiliydi.Öyle ki senin kızın mübarek edildi ve benimle nikah edilmesi emrolundu….
Şaşırdı adam.Bu köye sığınalı kısa bir zaman olmuştu.Burada hiçbir yanlışın olmadığına ve olamıyacağına inanmıştı.Ama Hoca’nın söyledikleri her şeyi allak bullak etmişti şimdi.
- Ama Hoca’m nasıl olur ? Benim kızım evlidir.Eşiyle birlikte yanımda oturmaktalar.Dinen de
nikahları kıyılıdır.
- Hikmetinden sual olunmaz Tanrı’nın güzelliği de burada işte.Çoktan evlenip böyle bir şansı,mübarek kılınan bir zat ile evlenme şansını kaybetmiş gibi görünen senin kzına
öyle bir şans buyuruyor ki,bir günlüğüne de olsa benimle nikah olabilecek.Belki de bu günün armağanı olarak bir de bebek dünyaya getirecek…
Şaşırdı kaldı adam..Bizim dinimizde böyle şeyler var mıdır ? Bizim inandığımız Tanrı,böyle şeyler ister mi ? Farkında olmadan din mi değiştirmişlerdi yoksa…..
Yanıt bile vermeden kaçarak uzaklaştı oradan.Evin yolunu nasıl bulduğunun bile farkında olmadı.Ertesi gün köydeki yaşam ve Hoca hakkında daha fazla bilgi aldı komşularından.
Evdekilere Hoca’nın söylediklerinden ve istediğinden söz etmedi önce.
Hoca daha önce köydeki bir çok genç kız ile dini nikah kıymış her birine ayrı evler tahsis etmiş.Öyle ki iki katlı her evin üst katında eşi alt katta ise o eşin ailesi otururmuş.Üst katta
oturan eşler pek sokağa dahi çıkmazmış.Bu eşlerin sayısının ise 17-18 dolayında
olduğu ve genelde çokca doğurmaları bu şekilde kendilerinden olan çocukların sayısının hızla artması ve dine hizmet amaçlanıyormuş.
Hoca tarafından kızının kendine getirilmesi ve geçici nikah kıyılarak kısa süre kendisi ile kalması için sıkıştırılan adam sonunda damadına bundan söz eder.Damat çıldırır,deliye döner.
-Biz geçim derdinden bu köye ve Hoca’ya sığındıysak namusumuzu şerefimizi kaybetmeye de katlanacak değiliz herhalde,demiş ve birlikte konuyu jandarmaya açmaya karar vermişler.
Çok dindar görünen kendisini insanlığa ve dine hizmete adadığını iddia eden Hoca efendi kötü amaçlarına pes etmeyen bu insanların evlerine ve üzerilerine kurşunlar yağdırır.
Daha önce bir çok kişinin yanlış inanç uğruna,geçinebilmek uğruna her türlü baskı ve sapıklıklarına boyun eğip alet olmasından sonra,kanuna ve yasalara sığınan bu insanlar sayesinde Hoca efendi yakalanıp layık olduğu gibi hapse gönderilir.
Ardından hala onun yaptıklarının doğru olduğunu,yaptığı büyülerin tuttuğunu,okuma-üfleme ile nice hastaları iyi ettiğini söyleyenler çoğunlukta…
Ve ne yazık ki en kısa zamanda kendi kızlarına belki de karılarına nikah teklif etmesini şeref kabul etmeye hazır olarak beklemektedirler..
(Bizim dinimiz kesinlikle en doğru,en güzel olanıdır.O’nu suistimal edenler,en çirkin olanlardır)
Fikret TEZAL
YORUMLAR
edebiyat, paylaşmanın en çıkarsız, karşılık beklemeden yürekten yayılın bir ışıkta aydınlanmadır.
Yazmak yürek ister.