TANIMAZLAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
TANIMAZLAR
Olurda bir gün düşersen bir çamur deryasına, takılırda ayağın tökezlerse umutların yolunda, soğuk kaldırımları kendine mesken tutan zavallı bir bedene sevgi beslerse son paranla aldığın soğuk sandviç, görmek istediğin gözlerin kaçışına şahitlik yapar yanaklarından geçen yağmur yüklü bulutlar. Kalabalığın içindeki yalnız adam rolünü oynamak düşer senin payına. Bir oyun olduğunu anlarsın ansızın hayatın. Tek perdelik bir drama… Gerçekle yüzleşmek koyar insana işte o zaman. Kendi kaderini oynamak zor gelir ve oyundan memnun olmayan dostlar başka oyunlara yönelir gözünün içine baka baka. Artık ayakta alkışlanan sen değilsindir. Kapalı gişe devri kapanır. Sonra da perde kapanır.
Tanımazlar. Ayakların uzanıyorsa artık abinin eski bisikletinin pedallarına, tanımadığın çocuklar adının sonuna “abi” sıfatını ekliyorsa, harçlıklar artık verilmiyorsa bayramlarda elini öptüğün büyüklerin tarafından. “Sahne senin çıkabilirsin” demelerini bekleme sakın oyun çoktan başlamıştır çünkü. Çetrefillidir çıktığın tüm yollar, sakın bekleme seçtiğin yollara saygı gösterip daima arkanda durabilecek bir cesur yürek. Çizgi romanlara aldanıp da yüzmeye kalkma sakın hayaller havuzunda. Sonu sevinç gözyaşlarıyla biten Türk filmlerine aldanma sakın. Ölümün acı gerçeğini işle benliğine irmik irmik. Bir bir işaret koy geçip gittiğin yollardaki ağaçlara. Unutma geride bıraktığın ekmek kırıntılarına güvenmek yok bu senaryoda.
Tanımazlar. Gözlerin seyyah olur bir çift ilgili yürek arar kalabalık içerisinde. Bulamaz. Gücü tükenip kaplana yem olan ceylan olur kaderin. Acısını hissedersin etlerinin yavaş yavaş bedeninden ayrılışının. Sıradan bir doğa olayı olarak görülür can çekişmen. Meraklı gözler sarar etrafını. Suçsuzluğuna şahitlik edecek tanık bulamazsın tanıdıkların arasında. Ekmek davasına bedenini satan bir orospunun gözlerindeki zoraki duran gözyaşı olursun gün gelir. Soran olmaz. İlgi uyandırmaz söylediğin yalancı tahrik çığlıkları. Kusarsın bir meyhane çıkışı içtiklerini hayata isyan edercesine. Baş kaldırırsın düzene kendince. Nedenini soran olmaz.
Öldürmezler. Kendi küreğini kendin taşımak zorunda kalırsın ama girebileceğin bir mezar bırakmazlar. Geçiştirilir anlam yüklediğin tüm aşk şarkıları. Birkaç teselli sözcüğüne peşkeş çekilirsin, başını yasladığın yalancı omuzlarda döktüğün gözyaşları yanına pay kalır, üzülürsün. Zamanla alışır kalbin tutarsız sevgi sözcükleriyle oyalanmaya. Uydurma dünyalara kanıp tanımadığı hayatlarda nefes almaya. Ama boğulursun. Yaralamak için savurduğun her küfür dolu sözcüklerin sonunda kanayan yara yine sen olursun. Öğütler fısıldanır kulağına. “Aman kimse duymasın” denir “sen daha iyisini bilirsin ama yinede…” denir. Kanının yavaş yavaş çekildiğini hissedersin. Yalvarırısın Azrail’e ruhun için ama girebileceğin bir temiz beden bırakmazlar.
akin ckrn.
YORUMLAR
Sitede yeni bir kalem görmek zevk verici... Üstelik sağlam içerikli bir yazı okudum. Konuya hakim, hangi cümlenin nerede kullanılacağına yazının gidişatının karar verebildiği bir üslup... Ne eklenebilecek, ne çıkarılabilecek bir cümle...
Tebrik ederim...
aydın tarafından 3/22/2007 11:32:56 PM zamanında düzenlenmiştir.