- 1881 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
HASRET
Hasret diyorduk ya, dinmeyen bir hasret, bitmeyen bir hasret.
Ve gurbet diyorduk. Özlemlerin şeklini bulduğu, su yüzüne çıkarıldığı yer olarak gördük onu. İçten içe kin besledik, paralanan, yanan ciğerlerimizin müsebbibi gördük onu.
Sevmedik hasılıkelam, daha doğrusu sevmediğimizi zannettik.
Ve sıla diyorduk. Adını anarken bile dehşet bir haz duyduk; gözlerimiz parladı, çoğumuz da ağladı. Lakin bir biz bildik ağladığımızı. Ulaşamamnın üzüntüsünden, ulaşmanın sevincindendi göz yaşlarımız. Sılayla bütünleşmemiz kısa oldu. Belkide hiç olmadı. Sılaya kavuştuk derken hep gurbete gittik meğer. Görünüşte sılaya kavuşmuştuk.
Süleyman Bey Rumeli’ne sılaya gitti, gurbet oldu Rumeli. Murat Hüdavendigar Sırpsındığı’nda sılaya gitti.Sırpsındığı atisine gurbet oldu. Yıldırım Niğbolu’da, İkinci Murat Kosava’da- Varna’da , Fatih İstanbul’da, Trabzon’da, Mora’da, Yavuz Çaldıran’da , Mısır’da sılaya gittiler gurbeti buldular. Muhteşem Süleyman bir fermenla sılayı herzaman bulabiileceğini zannetti. Ona da kalmadı dünya.Kara Mustafa Paşa gurbetten gurbete gitti. ağlamadı lakin kanıyla ıslattı toprağı.
Sonuçta dedik ki batı sıla değildir. Doğuya çevirdik başımızı. Sarıkamış’ta doksan bin kar çiçeği ektik sıla için. Yeşermeden dondu çiçeklerimiz.
Ve sonra gurbete sıla dedik zoraki. Dar geldi gurbet.
Gurbe gurbetti de bizim gurbetti. Musul, Kerkük, Adalar, Batı Trakya, Batum; bunlar da gurbetti. Lakin sılanın hasretini duymayanlardan dolayı sıla oldular bizim için.
Sılaya gitmek için didindik hep. Yiğitler atlar çatlattı. hancıları uyutmadık. Baş verdik, kol verdik, ayak verdik,yürek verdik, kan verdik sıla için.Ama bunca uğraşı bunca özveri hep boşa çıktı.Sıla diye gittiğimiz her yerde gurbeti buluyorduk.
Ve bir gün baktık ki sıla ayağımıza gelmiş. Donakaldık, sevinçle karışık bir hayrete kapıldık. Şüphelendik. Beyinlerimizi çimdikledik. Baktık ki her şey gerçek, somurttuk. Ayrı kaldığımız zamana çarptık. Ekonomik duvarlara çarptık.Her parça bir gurbet oldu.Gurbet oldu çünkü; düzende intizam, Hakça Nizam bekliyorduk. Kendi eksikliklerimiz tamamlanır bekliyorduk.
Aynı eksikliklerle sılayı karşımızda bulduk.
Ufkumuzda yeni bir sıla daha vardı; parçalı gurbeti toplmak.
Bu zor geliyor bize. Atlanılacak hendekler derin, aşılacak dağlar sarp ve geçitsiz. Bir demirci bekliyoruz. Demirci olmaya heveslenmeden. Hamurumuz mu bozuktu, bileklerimizde güç mü yoktu diye sorguladık kendimizi. Sonuçta yüzümüz yine sılaya doğruydu.
Sılayı aramak bizim vazgeçilmez uğraşımızdı. Bir sıla, iki sıla, üç sıla .... Bu kadarı bize yetmiyordu.
Ferhat olduk, dağları deldik sıla için; sıla gurbet oldu.
Mecnun olduk çöllerede dolaştık; Leyle gurbet oldu.
Yine de bıkmadık, başka sılalar ardık; bir çift gözden açık yüreklere giden yolda.
Kızıl dudaklar arasında hasretimiz fısıldanacak diye bekledik. Çehrelerin bir tarafında tarihi, bir tarafında geleceği görmek istedik. bakışlarda derinliği, davranışlarda ulviliği aradık. Sevdik....
Ama hasret dinmedi. Sıla bulunamadı yüreklerde.
Durduk ve düşündük: Boşuna bir emek miydi bunlar? Vaz mı geçmiştik./ Hayır vaz geçmedik lakin bir türlü ciğerlerimizin paralanmasını, yanmasını durduramadık.
Sılayı yanlış yerde mi arıyorduk acaba?
Yoksa gizli derdimiz sılayı ararken gurbeti sevmek miydi?
...............
Bir zaman sonra bir balyoz vuruldu beynimize!! Bir ses duyduk şeksiz şüphesiz. Si z sıladan gurbete geldiniz ve gurbetten sılaya gideceksiniz. Şüphesiz ki Allah (c.c) yaratılanların kaynağıdır. O’na döneceksiniz.
YORUMLAR
İlk defa nesir parçası okudum kaleminizden.güzel satırlar olduğunu söylemeliyim.tarih var.kültür var.benle hesaplaşma var.inanç var.sanki yazı daha devam edecek izlenimi var bende.yalnız kullanılan kipler konusunda ,yazım konusunda biraz daha özenli olmak gerekir.tuşlara hakim olmak kaleme hakim olmaktan daha zor.alkışlıyorum ve emin ol devamını bekliyorum.selam ve dua ile
sinameke54 tarafından 3/23/2007 12:02:37 AM zamanında düzenlenmiştir.