İÇİMDEKİ 17 AĞUSTOS...
İÇİMDEKİ 17 AĞUSTOS…
Gecenin bir yarısıydı…
Günlerden ne gündü bilemiyorum.
Tarih:17’ si ağustos’un…
Uykulu gözlerle ,bedenimin bir beşik gibi gidip geldiğini hissetmiştim.
Karanlığın içinde karanlık…
Gözlerimi açtığımda, sersem sersem yataktan fırlamıştım o can havliyle…
Nereden geldiğini bilemediğim korkutucu bir ses?
Heralde kıyamet kopuyor sanmıştım o vakit, kıyamet…
Odanın içinde,donakalmıştım.
Ölüm ile yaşamak arasında bir şey di …
Dışarıya çıktığımda kim karşıma çıktıysa sarıldım.
Göğsüme bastırdım…
Yaşamayı, sevgiyi,merhameti…kucakladım.
Anladım ki;şu üç günlük dünyada sevgi den,hoşgörü den değerli yokmuş.
Yaşarken kendi içimde depremler koparırım bazen.
Sırf güzel şeylerin kıymetini unutmayayım,sevgiden,merhametten ayrılmayayım diye…
Bazen maddiyata takılıp, yeryüzündeki onca güzelim değerleri es geçeriz .
Kötülük,vurdumduymazlık bizi esir eder kendine…
Şefkatten ,hoşgörüden yoksun bir yürekle dolaşır dururuz…
İçimizi hırs bürür,gözümüz döner…
Bizi yetiştiren,büyüten büyüklerimize bile alaycı bir tavırla tavırlar takınır, insanlıktan uzaklaşırız yalan mı?
Hangimiz bunları yapmadık,yapmıyoruz ki?
Şöyle çevrenize bir bakın…
Vefasızlık,yardımseverlik,sevgi,saygı ne kadar da zayıflıyor bazen, göreceksiniz.
Yüreğimiz bazen ne kadar da taş kesiliyor?
Ta ki sendelenene dek…
Ta ki zor durumda kalana dek…
Oysa iyiliğin kıymetini iyi zamanlarda bilenlerdeniz.
Sanırız ki,dara düşmeyeceğiz…
Kendi içimizde depremler koparmalıyız.
Sadece kötü zamanlarda bazı şeylerin değerini kavradığımız zamanların olmadığı depremler…
Her daim sevgiye,merhamete,vefaya yer verdiğimiz depremler…
Bazen provalar yapmalıyız,içimizdeki insanlık öldü mü yaşıyor mu?
Bazen test etmeliyiz,içimizde,sevgiye,merhamete,vefaya yer var mı? diye….