CUMHURİYET VE TÜRK ŞİİRİ
Cumhuriyet; halkın, kendi hür iradesiyle seçtiklerini halkı idare etmek üzere görevlendirdiği yönetim şeklidir. Kısaca, halkın kendi kendisini yönetme şekli de denilir Cumhuriyete.
Biz bu idare şeklini Batı’dan almışız. Cumhuriyetle halkın yönetim hakkı yine halka teslim edilmiş. Yani yönetimde halka, öze dönüş gerçekleşmiş. Ne var ki, halka dönüş içtimai hayatın her sahasında vuku bulmamış. Mesela, şiirde tam tersi gerçekleşmiş ve şiirimiz Cumhuriyet döneminde halk şiirinden -bu geleneği inkâr edercesine- uzaklaşmıştır.
Tanzimat döneminden itibaren Avrupaî edebi türleri tanımışız ve o güne kadar edebiyatımızda örneği bulunmayan bazı türler edebiyatımıza girmeye başlamıştır. Bu dönemden itibaren şiirimizin yeniden şekillendiğini görüyoruz. Türk okuru, Avrupa şiirini Fransız şiirinin tercümeleri ile tanımıştır. Tabii şiir tercüme edilince şekil disiplininden uzaklaştığı; yani ölçü ve kafiye ortadan kalktığı için, Avrupa şiirinin ölçüsüz ve kafiyesiz olduğu zannedilmiştir. Örnek almadan ziyade taklit etmenin ağır bastığı bu dönemde, uzun süre aç kalmış bir insanın oburluğu ile Avrupa şiir sofrasına saldıran bazı şairlerimiz; neyin faydalı, neyin zararlı olduğunu; neyin, nasıl ve niçin yapılması gerektiğini düşünmeden Avrupa şiirinde ne bulduysa almış ve şiir dünyamıza adeta kusmuştur.
İşte bu şuursuz hareket her ne kadar da Avrupalılaşma adına yapılmışsa da, maalesef bizi bizden, şiirimizi kendi geleneğinden uzaklaştırmıştır. Daha sonra da kafiye yapma ölçüye riayet etme gibi külfetleri olmadığı, yani kolay yazıldığı için bu şiir tarzı rağbet görmeye başlamıştır. Hâlbuki sanat, herkesin başarabileceği bir meşguliyet, sanatçı da herkesin yapabileceğini yapan kişi değildir. Sanat zordur. Güzel, kalıcı ve kıymetli olan da zoru başarmaktır. Sanatçı ise zoru başarandır.
Sözün özü; Cumhuriyet, yönetimde halka dönmektir ve ülke yönetiminde Cumhuriyetçi olmuşuz, denilebilir. Ne var ki, şiirde Cumhuriyet devri ile birlikte halktan uzaklaştık. Yani maalesef, şiirde Cumhuriyetçi olamadık. “Cumhuriyet ruhu”nun cemiyetin bütün sahalarında yaşanmasını ve yaşatılmasını temenni ediyorum.
Günleriniz şiir güzelliğinde geçsin. Şiirle kalın efendim!
YORUMLAR
Değişik bir bakış açısı...
Her şeyde olduğu gibi şiir de diğer kültürlerden etkilenmiştir elbette. Anladığım kadarıyla bu etkileşmeye çok karşı değilsiniz, sadece yoz ve yanlış etkilenmeye dikkat çekmişsiniz. Katılıyorum size...
Keşke millet olarak yabancı dillere ilgimiz ,sadece iş bulmada kolaylık sağladığı için olmasa...
Orjinallerinden de okunabilse...
Ama asıl dikkat çekmek istediğiniz; kendi kültürümüzü yitirmememiz gerekliliği som derece doğru...
Güzel bir yazıydı, teşekkürler...