1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
49
Okunma

Vitrindeki Günah ve Gizlenen Ortak: "Neden Sadece Kadın?"
Toplumun diline pelesenk olmuş bir ifade vardır: "Hayat kadını." Bu terim, kadını bir etikete hapsederken o kadının varlık sebebinin yarısını oluşturan erkeği görünmez kılar. Bir pazar varsa, bu pazarı var eden bir "talep" vardır. Ancak nedense fatura her zaman arz edene kesilir; talep eden ise takım elbisesiyle, "saygın" kimliğiyle aramızda dolaşmaya devam eder.
1. İkiyüzlülüğün Coğrafyası: Mekânlar ve İnsanlar
Kadının "suçu" mekânla mühürlenir: Genelevler, bar köşeleri veya belirli sokaklar... Adresi bellidir, dışlanması kolaydır. Peki ya o kapılardan içeri giren, karanlıkta kimliğini bırakan binlerce erkek? Onların "namusu" hangi evde, hangi koltukta saklı? Kadın, sokağın ortasında günahıyla tek başına bırakılırken; erkek, o günahın ortağı olarak evine dönüp "aile babası" rolünü oynamaya devam eder.
Asıl kirlilik, bir kadının hayatını satın alabileceğini düşünen o zihniyetin kendisidir.
2. "Hayat Erkeği" Neden Denmez?
Çünkü sistem; erkeğin yaptığı her şeyi bir "ihtiyaç" veya "fetih" olarak kodlamıştır. Kadın "kirlenen", erkek ise "deneyimleyen" olarak görülür.
Oysa ahlak, cinsiyetten bağımsız bir dürüstlük meselesidir. Eğer bir beden üzerinden ticaret yapılıyorsa ve bu bir "düşkünlük" ise o bedene para ödeyen ruh, o bedenden çok daha derin bir uçurumun içindedir.
3. Gerçek Fahişelik: Ruhun Satılması
Eğer fahişeliği "en kutsal değerlerini bir menfaat uğruna satmak" olarak tanımlarsak asıl fahişeliğin cinsiyetle değil, karakterle ilgili olduğu ortaya çıkar:
Gündüz ahlak bekçiliği yapıp gece o ahlakı çiğneyenler,
Kendi eşini, kızını kutsal sayıp başka bir kadını nesneleştirenler,
Paranın verdiği güçle bir insanın onurunu satın alabileceğine inananlar...
İşte asıl "hayat erkeği" veya gerçek fahişe; ruhunu, sadakatini ve insanlığını bir gecelik zevk ya da sahte bir iktidar uğruna masaya bırakan erkektir.
Sonuç: Adalet Terazisi
Bir tarafı "kirli" ilan edip diğer tarafı "temiz" saymak, adaletin değil, korkaklığın sonucudur. Toplum, kadını aşağılayarak kendi suçluluk duygusunu bastırmaya çalışır. Ancak gerçek şudur: Bir kadın "hayat kadını" oluyorsa onu o hayata iten, o hayatın içinde tutan ve o hayattan beslenen binlerce "hayat erkeği" vardır.
Namus; kadının bacakları arasında değil; erkeğin zihninde, vicdanında ve dürüstlüğündedir.
#KöşeYazısı #Farkındalık #Toplum #Etik #İnsanOnuru
#İkiyüzlülük #ToplumsalAdalet #NamusZihindeBaşlar #KadınHakları #Eşitlik
5.0
100% (1)