Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
ŞuLeCannn
ŞuLeCannn
VİP ÜYE

Günebakan

Yorum

Günebakan

( 2 kişi )

1

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

43

Okunma

Günebakan

Günebakan


Filtre kahvenin dibinde yaşam tortusu aramak gibi, alakasız bakıyorum, hayatın üzerimde ördüğü duvarlara. Kiremit kiremit üstüne, süzülerek geldiğim nice yaştan yaşanmışlıktan sonra, günebakan çiçeğimle konuşuyorum hayalimde, geçen yazdan kalma...Günebakan çiçeğimin bir insan boyunda dimdik, her sabah önce güneşi, sonra bizi selamlayışı hiç aklımdan çıkmıyor...Günlük telaşlardan uzak, tek meşgalesi büyümek ve güneşe yüzünü döndürmek olan bu endamlı sarı çiçek heybetiyle gözümü dolduruyor...


Adana’ da bazı tarlaların sırf günebakan çiçeği olduğunu hatırlıyorum sonra. Geçmişin tortusu yazdıkça kayboluyor ve günebakan çiçeğim rüzgarla sallanıyor. Belki istediğim, hayal ettiğim kadar çekirdek vermeyecek bana mevsimin sonunda, ama olsun. Yüzünü güneşe dönmüş ya, bu çabası bile görülmeye değer...

Bütün mesele, güneşe bakmak dedim sonra kendi kendime, gölgede bırakmamak duyguları, hayalleri, küflenmiş ne varsa işte, bizi biz yapan her şeyi. Eskiler, yatak yorganı, kilimi, minderi bile günletirdi, yani güneşte bekletirdi. Küflenmesin, havalansın, arınsın diye, kışın rutubetinden, bezginliğinden...

"Pamuk şekeri yemek için, şekercinin yolunu bekleyen çocuklardık hepimiz, hangi ara ellerimiz nasırlaştı, zihnimizin pamuk tarlalarında, pamuk toplamaktan?"

Hayatın, üstümüze yapıştırdığı dikenlerle, bir kirpi gibi yuvarlanıyoruz. Hatta, kimseler bizi üzmesin diye, tor top olmuş, içimizde saklanıyoruz. Ne ara, güneşi unuttu, pamuk yüreklerimiz? Umudu, duayı, karşılıksız, ön yargısız, hile yapmadan, oyunlar kurmayı?

"Şehirleri betonlaştıran zihinlerimiz, buz gibi artık ve kime güveneceğimizi değil, kendimize nasıl güveneceğimizi bilmiyoruz!"

Günebakan çiçeğimin dibine oturdum neden sonra... Çocukluğumda biriktirdiğim koleksiyonları saçtım, göğün yüzüne. Kartpostal, peçete, pul, gazoz kapağı, çikolata kağıtları, misket, ilginç taşlar ve daha neler neler! Hepsi de paha biçilmez koleksiyonumun birer parçası. Çocukluğumda hiç küf biriktirmediğim için sevindim. Öfke ya da kin, kıskançlık ya da nefret de...Çocuk olmak hiçbir şeyi enine boyuna düşünmeden, sadece akışta kalmak sanırım. Bakkal duvarının arkasına saklanıp, gazoz içen müşterilerin, şişelerinden kalan içeceği içmek. Duvarlarda, çatapatın dansına bırakmak hayallerini. Tehlikeli sayılacak şeyleri, hiç düşünmeden yapmak...O zamanki rahatlığımızın yerini fazla düşünmek aldı, her detayı. Akışı unuttuk. Fotoğraf çekerken, ânı kaçırmak gibi biraz...

Günebakan çiçeğim tam da o anda konuştu benimle! Eteğimdeki hayalleri toplayıp, ruhuma çekidüzen verdim, işte tam da o anda. Şöyle bir dik dur önce! dedi, hemen dağılma dört yana. Kaldır başını! dedi, uzatırsan yüreğini, işte güneş hep orada! Bir sevda idi günebakan çiçeği için yaşamak. Güneşi seyredişinden anladım. Mütevazı ve sabırlı, çekirdeklerini kargaların yemesini umursamayacak kadar da güçlü gördüm onu. O, güneşe baktı, ben ona. Günebakan d/oldum...

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Günebakan Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Günebakan yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Günebakan yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
turgaykurtulus
turgaykurtulus, @turgaykurtulus
19.12.2025 23:28:10

"Filtre kahvenin dibinde yaşam tortusu armak" benzetmen, yazının ruhunu öyle güzel özetliyor ki... Günebakan çiçeğinin o sabırlı, güneşe adanmış duruşu, içimde bir şeyleri uyandırdı. "Bütün mesele, güneşe bakmak" cümlen, kaybettiğimiz o saf yönelişi hatırlattı bana.

Çocukluk koleksiyonlarını göğe saçtığın o an ise adeta bir arınmaydı. "Çocuk olmak hiçbir şeyi enine boyuna düşünmeden, sadece akışta kalmak" tespitin, modern insanın en büyük yarasına dokunuyor.

Ve o son dönüşüm: "Günebakan d/oldum..." Bu kelime oyunu, özüşlemenin en şiirsel haliydi. Kalemine, yüreğine sağlık. Bu duruşun hiç eksilmesin.

Sevgiyle kal...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL