1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
31
Okunma
Mükemmel olmanıza gerek yok. Çünkü mükemmellik çoğu zaman insana ait değildir; cilalanmış, süslenmiş, başkalarının beklentilerine göre biçimlendirilmiş bir hayaldir. İnsan dediğin; bazen eksik, bazen kırık, bazen de yol yorgunu hâliyle insandır. Asıl mesele kusursuz görünmek değil, kendine ve hayata karşı sahte olmamayı başarabilmektir.
Günümüz insanı, en çok da kendisi olmaktan kaçıyor. Güçlü görünmek uğruna susuyor, mutlu görünmek için gülümsüyor, doğru sanılsın diye gerçeği eğip büküyor. Oysa kalp rol yapmayı bilmez. İçten gelmeyen her söz, gecenin bir yerinde insanın boğazına düğümlenir. Sahte tebessümler ağırdır; insanı yorar, ruhu sessizce kanatır.
Gerçek olmak cesaret ister. Kusurlarınla yüzleşmeyi, “ben de yanıldım” diyebilmeyi, her şeyi bilmediğini kabul etmeyi gerektirir. Ama işte tam da bu yüzden değerlidir. Çünkü samimiyet, insanın en sade hâlidir. Gösterişi yoktur, ispat derdi yoktur. Sessizdir ama derindir. Ve dokunduğu yere huzur bırakır.
İnsanlar mükemmeli değil, kendini kandırmayanı sever. Dürüst bir suskunluk, süslü cümlelerden daha etkilidir. İçten bir hata, planlanmış doğrulardan daha onurludur. Çünkü sahicilik; kalpten kalbe giden en kısa, en temiz yoldur.
Mükemmel olma yükünü bırak. Herkesi memnun etmeye çalışma. Olduğun gibi kal; eksiklerinle, hatalarınla, kırgınlıklarınla… Sahte olmadığın sürece ruhun hafifler. Unutma, insanı değerli kılan kusursuzluğu değil; gerçeğe sadık kalabilmesidir.
5.0
100% (1)