1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
104
Okunma
Çok çok saygıdeğer; bu arada; "saygıdeğer" ne demekti. Tırnak içine alınca ne anlatmak ister ki; tırnak içindeki kelime? Artı parantez açarak devam et ey klavye...
"Klavye" bugün şu konudan bahsetmek istiyordu. Bu konu ise o konuya bağlıydı, şu konu kendinden sapınca diğer konudan bahsedince, konu, kendini unuttu. Bu unutuş, aynı insanüstüleri tanımlamamız gibi. Kutsal denilen kitaplara alınmayan, alınınca dinist kurumların hegemonyasını saf dışı bırakacak konulardan ziyade; aşırı miras yiyenlerin vb vs, şöyle diyordu; bir adalar devletinin yetkilisi, yani bir kaç büyük ada ve yüzlerce küçük adadan oluşan bir devlet yetkilisi, halkımıza para dağıtacağız ki daha az çalışmak zorunda kalsınlar, bizim önceliğimiz insanımızın çalışmadan refah içinde yaşamasıdır. Bütün dünya kültürlerindeki çalışma sistemini baştan sona değiştirecek bu fikir ne çok güzel değil midir?
Bilebildiğimiz yaşam süreçlerinde hep aynı sözler ile kafaları ütülenen bir insan büyütme metoduna karşın, tam zıt bir şekilde önerilerde bulunmak ister misiniz? Siz hiç rüyanızda yazı yazdınız mı vb vs.
Çalış bakalım, not al bakalım, ezberle bakalım, şöyle yap bakalım; aileler çocuklarını hep bu konularda dürtükleyip durmaz mı, sonra okullar, sonra tapınaklar, sonra herhangi bir hiyerarşik yapıdaki diğer kurumlar.
Mesela toprak sürülecek diyordu baba, hadi oğlum geç bakalım sabana, anne diyordu ki, hadi kızım kışlık erzak hazırlanacak.. İnsanlar yaşamak için bir şeyler yapmaya mecburdu. Peki bu mecburiyet ortadan kalkarsa, kaldırılırsa?
Yeni bir uluslararası politika ile her aileye onların yerine çalışacak, okula gidecek, tapınacak, fatura ödeyecek, gezecek tozacak, araba sürecek robotlar verilemez mi?
Bizim robot dedi çocuk; matematik sınavında sınıf üçüncüsü olmuş..
Benim robot bu ay çok para kazanmış, tatile nereye gitmek istersiniz diye sordu baba.
Benim robot da bu hafta sonu için bir piknik organizasyonu yapmış, her şeyi hazırlamış dedi anne.
Benim robotum bana yeni bir araba ister misin diye sordu anne, ne cevap vereyim bilemedim?
Benim robot da yarın akşam için ailecek bir akşam yemeği rezervasyonu yaptırmış, akşama yemeğe gideceğiz, hem komşuları da davet etmiş dedi baba..
Ve sonra göklerde bir karartı peydah oldu, uçan bir robot bahsettiğimiz ailenin evine bir bomba fırlattı ve aileden herkes öldü. Akşam haberlerinde robotun kimin tarafından yönlendirildiğinin araştırılmaya başlandığı söylense de, dünya genelinde bu tür saldırılar daha sık meydana gelmişti.
Sizler de insanlığı çok gereksiz bir tür olarak görenlerden misiniz, yoksa insanlık hala eski tas eski hamam yaşayıp ölmeye devam eder mi?
Uzak geçmiş yakın geçmiş, uzak gelecek yakın gelecek arasında bir hengame dünyasında yaşayıp giden bir insanlık. Aynı ağacın farklı cinsleri gibi dünyaya dağılmış. Bir Adem ve Havva yerine onlarca Adem ve Havvadan bahseden uzak geçmiş araştırmacıları ile artık insanlığın kendini aşmış şekilde sadece refah içinde yaşadığı uzak gelecek araştırmacılarının buluşamadığı ortak nokta şu ki; şimdiki zamanda birbirlerini yargılayıp duran, birbirine tükürüp duran, birbirini ayıplayıp duran bir insanlık halihazırda yaşamaya devam ediyor.
İnsanın insandan iğrenmeye başladığı düşünceler rüyalar aleminde uzak yıldızlardaki ataların paragraflarını zihinlere fısıldamaya başladı. Diyorlar ki, hadi artık aşıp engelleri sizler de katılın bizlere...
Soruldu: Bu yazının ana teması nedir? Tamam da, ben sana niye sorayım ki, artık internete sonra da yeni zekalara sorulan sorular cevaplanıyor çeyrek asırdır ve son güneş yıllarında. O zaman senin cevabın beni ne kadar ilgilendirebilir ? Ve sen herhangi bir soruya ne kadar doğru cevap verdiğini sanıyorsun veya sanacaksın daha?
Her sınırın içinde bir sınırsızlık, her sınırsızlığın içinde bir sınırlılık var mıdır, yok mudur, galiba cevapsız, kanıtlanması imkansız. Bana mantık oyunlarıyla gelme, bana gerçekti hayaldi şuydu buydu ile gelme, bana gelme, kendine git lütfen.