1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
50
Okunma
Evveldi…
Hikâyemiz güzeldi. Çünkü acelemiz yoktu, yetişmemiz gereken hiçbir yer yoktu. Akşam ezanlarına kadar sokakları doldururduk; saat sormazdık, zaman yetmezdi. Sokaklar temizdi, sokaklar şendi. Kirlenen sadece elbiselerimizdi; dizlerimiz, avuçlarımız… Ruhumuz değil.
O günlerde sokak, sadece bir yol değildi; hayattı. Taşların üstünde düşer, kalkar, gülmeyi öğrenirdik. Kapılar açıktı, yüzler tanıdıktı. Bir sesle toplanır, bir sesle dağılırdık. Annelerin camdan çağırışı, babaların uzaktan bakışı vardı. Güven vardı. İnsan, insanın yükü değil; yoldaşıydı.
Şimdi sokaklar daha temiz belki ama sessiz…
Ayakkabılar kirlenmiyor ama kalpler yoruluyor. Çocuklar dışarı çıkmıyor, hayaller ekrana sığıyor. Eskiden akşam olunca eve girerdik, şimdi gündüz bile dışarı çıkamıyoruz. Kapılar kapalı, yüzler yabancı. Herkes bir yere yetişiyor ama kimse kimseye yetişemiyor.
O zamanlar az vardı ama yetiyordu.
Bir top, bir ip, bir saklambaç… Gülmek için sebep aramazdık. Paylaşmak doğal, selam vermek sıradandı. Bugün her şey çok ama içi boş. Kalabalıklar var ama yalnızlık daha büyük. Konuşuyoruz ama anlaşamıyoruz.
Evveldi…
Hayat daha yavaştı, kalp daha hafifti. İnsan, yaşadığını hissederdi. Şimdi her şey hızlandı, ama hiçbir yere varamıyoruz. Teknoloji çoğaldı, mesafe azaldı denildi; oysa gönüller hiç olmadığı kadar uzak.
Eski zamanlar kusursuz değildi belki…
Ama samimiydi. Eksikti ama gerçekti. Bugün her şey tamam gibi görünüyor, ama bir şey hep eksik. Belki de aradığımız, sokaklarda bıraktığımız çocukluğumuzdur.
Evveldi…
Hikâyemiz güzeldi.
Şimdi hikâye devam ediyor belki ama tadı yok.
Çünkü bazı zamanlar geçmez; insanın içinde kalır.
5.0
100% (1)