durun bakın size ne anlatıcam..
sevginin semalarında martılar dolaşır,ayrı yolculuklarda ama aynı hüzünleri tattırır insana..mesafeler arttıkça,geldiğimiz yerden uzaklaştıkça olgunlaşan bir yüzümüz olur..gözlerimizde yaş yoktur ama ağlıyoruzdur artık,aynı trene yerleştirilmiş farklı insanların birbirine kanaması gibi..yollarımız ayrıdır artık ve bir daha hiç tutuşmaz ellerimiz,şakalar da yapamayız birbirimize..yıllar sonra yolda karşılaşsak tanımayız bile birbirimizi,tanısak bile yolumuzu değiştirir yine tanımazlıktan geliriz..oysa yine biz değil miydik birbirimize ayrılmama sözü veren,senenin aynı günü aynı aynı yerde buluşmaya karar veren,söz veren..yoksa saati mi,yeri mi unuttuk..hayır,sevmeyi-sevilmeyi unuttuk..trenler akıp gider hayata,bizi sürükler düş ülkelerinde..bir trene bakıp da geçmişi gözünde canlanmayan insan tanımam ben..herkesin vedası vardır elbet bir yerlerde;acıklı-dokunaklı..kendine sahip çıkamaz sonra,hele bir de ondört onbeşinde sevdiyse..onun sevmesi gerekmez,kendi sevmiştir çoktan..çocukların günahı olmaz,günahsız sevenin de yalanı..yalan yoksa eğer bir sevgide işte onun üstünden ne zaman geçse de içinden aynısı çıkar..ayaklarını koparın,kollarını kesin..kalbi-aklı kaldıkça geri aynı sözü tekrarlayacak dil olmasa bile gözyaşıyla çizer resmini..
YORUMLAR
tren aynı tren, raylar aynı, değişen istikameti de yok, vagonlar ayrı ayrı... serin bir rüzgar eser hızına inat ağırca trenin içinde, bir vuslat havası dokunur kirpiğe, kirpik ıslak hazır gurbete, yol aynı, değişen bir kaç durak, rüzgarın ortasında duruyor maziden bir kaç hasret... ah çocukluğumun önünde diz çöken gençliğim, aşkım, aşkı yorgunu anılarım... söyle güzel kız hala gözlerin beklermi yol kenarında beni, yürürmü gölgen peşim sıra, duruyor mu elinde güller, mektuplarını yazdın mı cebindemiler.. kaç sevda düştü kalbine, kaç hüsran eğdi başını, kaç ayrılık kapında asılı kaldı... gözlerindeki masumiyet nerede aşkımda mı bıraktın... sevemedik mi, sevgiyi yanlış mı bildik, sevdam dediğim düşler miydi, neden elim boş kaldı, rüyaydın da uyandım mı, sen gerçek değil miydin... gözlerin, ya o gözlerin.. nasıl inkar edilir ki.. hayat be güzelim, hayat işte yoğurdu kendince, attı her birimizi bir başka yere... tren yine aynı tren, raylar aynı, vagonlar ayrı ayrı...