Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
duygunun.kalemi
duygunun.kalemi

Zara Meydanında Canını Yiyeyim Gardaş

Yorum

Zara Meydanında Canını Yiyeyim Gardaş

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

199

Okunma

Zara Meydanında Canını Yiyeyim Gardaş


Akşam vaktiydi
Zara meydanının taşları günün son ışığını tutuyordu
caminin gölgesi uzamış, çay ocağından ince dumanlar yükseliyordu
çayın kokusu, tozla, mazotla, insana karışan sıcak bir nefes gibiydi
meydanın ortasında sükûnet vardı ama o sükûnetin içinde hayatın sesi duyuluyordu

orada, çay ocağının önündeki küçük masada iki kişi oturuyordu
biri Nuri Hoca
gömleğinin cebinde kalem, yüzünde yorgun ama güven veren bir tebessüm
öteki Zaralı Şampiyon
bir zamanlar kaslarıyla adını duyurmuş, şimdi sessiz bir dağ gibi duruyordu
biri bilgeliğin, biri emeğin simgesiydi
ve ikisi de Zara’nın ruhunu taşıyordu

çaycı İhsan içeriden seslendi
“aynı dem mi olsun hocam?”
şampiyon başıyla onayladı
Nuri Hoca gülümsedi
“aynı dem İhsan, aynı dem” dedi
çünkü bazı dostluklar çayın demi gibidir
kaç yıl geçse de aynı sıcaklıkta kalır

ben de oradaydım o akşam
camiden yeni çıkmıştım
avuçlarımda tesbihin izi, içimde garip bir huzur
elimi cebime atınca bozukluklar değil, çocukluğumun sesi geldi
Zara’nın taşına sinmiş bir geçmiş gibi
ve ben sessizce onların sohbetine kulak verdim

Şampiyon başını kaldırdı
“hoca,” dedi, “hayat da yarış gibi be, kimse kazanamıyor sonunda”
Nuri Hoca bir süre sustu
gözlüğünü sildi, çayından bir yudum aldı
“bazıları kazanmaz ama unutulmaz kardeş” dedi
o cümle meydanın ortasında yankılandı
rüzgâr bile sustu sanki o sözü dinlemek için

işte o an dedim içimden
canını yiyeyim kardeş
çünkü o kelimenin içinde saygı vardı sevgi vardı insan vardı
Zara’nın dilinde dua gibi duran bir sıcaklık
bazen gülüşle, bazen sitemle söylenen ama hep kalpten çıkan bir söz

çay soğudu ezan yaklaştı
gökyüzü mora dönerken meydanın taşları bile biliyordu
kimin ayak sesi kimindir
çünkü burada insan unutulmaz
ve her akşam o taşlara bir hikâye daha kazınır

gece indi
çay ocağının ışığı söndü
ama o masa, o söz, o sessizlik kaldı
Zara’da bazı sözler havada kalmaz
taşa işler kalbe düşer
ve yıllar geçse de yankısı sürer

canını yiyeyim kardeş
diyorum bir daha sessizce
çünkü Zara’nın diliyle konuşmak
Zara’nın insanını anlamaktır

— İsmail Gökkuş

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Zara meydanında canını yiyeyim gardaş Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zara meydanında canını yiyeyim gardaş yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Zara Meydanında Canını Yiyeyim Gardaş yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL