1
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
232
Okunma
-her şey başka türlü başlasaydı, bana gelir miydin?
-böyle bir imkân var mıydı ki?
-var olmadığını kim söyledi?
-diyelim ki bir umut vardı, eminim sen onu en derin kuyularına kuytularına sorumluluk taşların ile gömmüşsündür!
-bu taşlar benim değil biliyorsun, senin aramıza ördüğün köhne duvarın taşları!
- suçlarımızı sayacak isek baştan söyle yorulmayalım!
- yok hayır, maksadım o değil, sohbet etmek.
- O zaman gerçeklerin bahçesinde filizlenen fikirlerden konuşalım, sohbet için güzel malzeme çıkar. Zira biz iki kuru çürük dalız, sohbetimizi kurtlar kuşlar yapsın.
- gerçekler, gerçekler ağzımıza tükürüp bizi bir köşeye atmadı mı?
- gerçekler sayesinde yasalar koyuyoruz, yol alıyoruz, hayatımıza yön veriyoruz, hayal kuruyoruz!
- hayal kuruyoruz, evet bak buna katılıyorum. Mesela ben, sen, biz bir hayaliz sadece ve bu kutsal gerçekler sayesinde oluyor. Ya kalbimizin doğruları , doğruları görmezden mi geleceğiz?
- bizim doğrumuzu kim kabul edebilir ki, hiçbir gerçeklik bize kapı açmazken?
- önce o doğrulara biz inanmalıyız . Söyle bana kalbin ne söylüyor, kalbinin söylediklerini duydun mu hiç, görmeyi denedin mi yoksa bakıp geçtin mi?
- görmek acı veriyor. Buz gibi pınarın başındasın , kana kana içemiyorsun. Itırlı güllü bir yol var dermanın yok gidemiyorsun, düşmüşsün derin kuyulara da en sevgilinin elleri uzanıyor tutamıyorsun. Bunun ağırlığının acısı ile ezildin mi hiç
- her gün, her gece, her mevsim. Senin tersine ben bir yol aradım, bize açılan bize çıkan bir yol. Buldum mu dersen bilmiyorum. Tutunduğum her fikirde yüzünde yansıyacak bir ışıltı bekledim. Seni güldürmeyince içime içime göçtü inandığım her şey.
- bize ancak kalabalıklar kucak açar. Kimsenin umurunda değiliz bak. Öylesine geçiyormuşuz gibi bu hayattan. Onlar gibi. Ama ne zaman rengimize soyunsak, dile gelsek kaşlar çatılır. Ciddiyeti kuşanıp en keskin silahlarıyla onlardan asa ne farkımız var ise ince ince herkesler kalıbına sokarlar bizi.
-böyle olmayabilirdi.
-…
- korkma biz ikimiz sadece!
- bazen doğrular sır olarak kalmalı, kalbimizin dayandığına ne aklımız ne nefsimiz dayanabilir. Dile gelmezse gerçekleşmez.
- denemedik ki, aklımızı, nefsimizi! Kaç kelime söyledik ‘biz’ olmanın üstüne?
- seni, beni ‘bize’ çevirdik, bu yeterince korkunç ve dayanılmaz değil mi?