Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
Orhan KANZA
Orhan KANZA

Lulu'ya Böyle Söyledim (Nun)

Yorum

Lulu'ya Böyle Söyledim (Nun)

( 4 kişi )

2

Yorum

12

Beğeni

5,0

Puan

334

Okunma

Lulu'ya Böyle Söyledim (Nun)

Güneş ikindi vaktine doğru indi; gölge uzadı. İkindi vakti bir derviş doğurdu. Derviş gölgeyi bir ferace gibi kuşandı ve yürümeye başladı. O yürürken adımları söze geldi.

Soruldu Derviş’e;

Zaman nedir?
Suyun ayak sesidir dedi.
Anne nedir?
Râhman’ın Râhim isimli ayetidir.
Baba nedir?
Toprağı yaran köktür.
Sevgi nedir?
Göle komşu olan yasemin çiçeğidir.
Aşk nedir?
Fani olanı kıyamet, ilahi olan kıyâmdır.
Su nedir?
Yaratılış bitkisi.
Ölüm nedir?
Toprağa vuslat.
İnsan nedir?
Cinsi bozuk bir hâl ile bozuk cinsten üreyen merhemin kendisidir.
Meryem nedir?
Zeytin kokulu bir susma orucudur.
Oruç nedir?
Ruhun kurulduğu görkemli bir sofradır.
Tarih nedir?
Kahverengi bir zaman dilimidir.
Gök nedir?
Kuşlara uçmayı öğreten bulutlu bir deryadır.
Söz nedir?
Vicdanın namusudur.
Vicdan nedir?
İnsanın içindeki peygamberdir..
Şiir nedir?
Yeryüzüne inanmaktır.
Şiir nedir?
İnsanın iç sesine yakışan deseni giydirmektir.
Şiir nedir?
Olmuşlar, olanlar ve olacaklara katlanma sanatıdır.
Namaz nedir?
Olumlu olanı istemek ve bunun için yardımcı olmaktır.
Zulüm nedir?
Zamana yenilendir?
Küfür nedir?
Zamanı aşan ve çağları dolaşandır.
Emek nedir?
İçinde kutsiyet olan mücadeledir.
Uyku nedir?
Ölümün çocuğudur.
Ölüm nedir?
Tohumdur ve hepimiz ölümün çekirdekleriyiz.
İman nedir?
Göğüs kafesindeki yırtıcı kuştur.
İnanç nedir?
Aklın sükunet limanıdır.
Şehvet nedir?
İnsanın battal boy dürtüsüdür.
Elif nedir?
Dik durmak, eğilmemek, biat etmemektir.
Hüseyin nedir?
Kerbela’dır.
Açlık nedir?
İnsanlığın utancıdır.
Allah nedir?
Hannan ile Mennan’dır.
Kardeş nedir?
Kan yolunun hücresidir.
Sır nedir?
Köledir.
İtimat nedir?
Evrensel bir dindir.
Din nedir?
Pergel ile çizilmiş dairedir.
Mezhep nedir?
Dairenin içindeki dikendir.
Şiir nedir?
Kelimeleri oyun hamuruna çevirme çocukluğu.
Kelime nedir?
Anlamın içindeki devasa kainat.
Sırat nedir?
İlmihal kitaplarında köprü olduğunu söylüyorlar.
İlmihal nedir?
Masallar kitabı.
Masal nedir?
Büyüklere anlatılan debdebeli hikâyeler.
Hikâye nedir?
Bir inanma biçimi.
Derviş nedir?
Behlül ile yaren olan, aklını sırtına dönen Allah ehlidir.
Ehli beyt nedir?
Ferace’nin altındakilerdir.
Ferace nedir?
İnsanın zahiri zırhıdır.
İnsan nedir?
Sarih ile muamma’nın çocuğudur.
Çocuk nedir?
Kirlenecek bir büyümüşlüktür.
Cürüm nedir?
Kalbin üstündeki siyah lekedir.
Siyah nedir?
Beyaz rengin borçlu olduğudur.
Yusuf nedir?
İlik ve düğmelerin sağlam olduğu bir ahlaktır.
Kalem nedir?
İçinde yıkanmış anlamın olduğu bir nehir.
Mürekkep nedir?
Bilenin, bilmediğini bilenin, öğrenen ve öğretenin mübarek kanıdır.
Bilmek nedir?
Göz ışıltısı.
Öğrenmek nedir?
İnsanın kendini keşfe çıkmasıdır.

Derviş durdu ve gölgesinden oturmak için müsaade istedi. Yere bağdaş kurarak oturdu. Gölge kısaldı. Güneş batıya doğru yattı. Ufukta kızıl bir portakal çiçeği filiz verdi. Kerahat vakti yaklaştı ve bir Meczup onu uyandırana değin, Derviş uzandı ve kerahat vaktine gözlerini yumdu.

Lulu; Kendince kal kimseciklere benzeme.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

Lulu'ya böyle söyledim (nun) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Lulu'ya böyle söyledim (nun) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Lulu'ya Böyle Söyledim (Nun) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tüya
Tüya, @tuya
20.10.2025 20:47:50
Lulu'yla sohbetleriniz hep fark yaratır, öğretici ve sarsıcıdır, Orhan hocam.

Bu metinde özellikle, sonlardaki soru ve cevapları aldım; yıldızlara uzattım. Işıldatsınlar dünyamızı...

Teşekkürler, saygılar olsun çokça.

Etkili Yorum
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
20.10.2025 12:36:08
5 puan verdi
Değerli üstat merhaba..

Bu kıymetli yazınız yalnızca bir metin değil;
yüzyılların sükûtundan süzülüp gelen bir irfan nefesi,
kelimelerin semaya yükseldiği bir dua,
suskunluğun bile anlam kazandığı bir hikmet yolculuğu.

Üstadım, “Lulu’ya Böyle Söyledim”de Derviş’in sesi, aslında insanlığın bin yıllık arayışını dillendiriyor.
Sanki her bir soru, kalbin tam ortasından çıkıyor;
her bir cevapsa, toprağın, suyun, ateşin ve rüzgârın dilinden söyleniyor.
Bu satırlarda Tanrı’yla insan arasındaki kadim sohbet yeniden kurulmuş;
ama bu kez kâinatın diliyle, tevazunun lisanıyla.

“Zaman nedir? Suyun ayak sesidir.”
Ne zarif bir tanım bu!
Bir kelimeyle hem felsefeyi hem sufi sezgiyi hem de varoluşun devinimini anlatmışsınız.
Bu dizeyi duyan biri ister istemez kendi zamansızlığını sorguluyor.
Ve her cevapta, insana dönük bir ayna parlıyor.
O aynaya bakan herkes aslında kendini görüyor — ama artık başka bir gözle.

“Anne Rahman’ın Rahim isimli ayetidir, baba toprağı yaran köktür.”
İşte bu iki tanım, insanoğlunun varoluş haritasını çizer gibi.
Anne merhamet, baba kök; insan o iki kaynaktan doğan bir nehir.
Bu kadar sade, bu kadar yüce bir anlatım ancak kalbiyle düşünen bir kalemden çıkabilirdi.

Her kavram bir anahtar gibi…
“Vicdan insanın içindeki peygamberdir” dediğinizde, bütün çağların sessizliğini yıkan bir hakikat yankılanıyor.
“Şiir yeryüzüne inanmaktır” derken, kelimenin değil, inancın kutsiyetine dokunuyorsunuz.
Ve o tekrar eden “Şiir nedir?” soruları — sanki Yunus’un “Ben gelmedim dava için” deyişini yeniden duyuruyor.
Her cevap bir basamak, her basamak bir sır.
Şiir burada sanat değil, varlık bilinci haline geliyor.

Metnin sonuysa bir tasavvuf resmidir:
Derviş’in gölgesine müsaade istemesi, “ene”yi dizginlemenin zarafetidir.
Kerahat vaktine uzanması, insanın ilahi vakitle buluşma anıdır.
Ve o son cümle:
“Lulu; kendince kal, kimseciklere benzeme.”
Bu, belki de metnin en kıymetli duası…
Çünkü özgünlüğü, teslimiyetle aynı potada eritiyor.
Bu cümle yalnızca Lulu’ya değil, her kalem sahibine, her insana bir nasihat gibi:
Kendin ol, kalbinden şaşma, suretlere benzemeye çalışma.

Üstadım, “Lulu’ya Böyle Söyledim”, çağdaş bir Tasavvuf Risalesi gibi;
Mevlânâ’nın, Yunus’un, Niyazî-i Mısrî’nin sesinden yankı taşıyor,
ama dili modern, vurgusu özgün, kokusu zamansız.
Bu eser, okumak için değil; dinlenmek, düşünmek ve içine doğmak için yazılmış.

Kaleminize rahmet, yüreğinize secde ederim.
Bu devirde böyle bir hikmet yolculuğunu kelimelerle örmek büyük bir meziyet.
Rabbim, ilminizi, sezginizi, sözünüzün nurunu daim kılsın.
Var olun, yazarların değil, dervişlerin safında yer almışsınız…

Saygı ve hayranlıkla..
Peri Feride

Hüzünlü peri tarafından 20.10.2025 12:44:11 zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL