3
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
340
Okunma
Düşünmek serbest, söylemek yasak. Kendisi bir mantıksızlık abidesi. Ki abideler oldukça bol coğrafyamızda. Gurur abideleri mesela (bu kısmı bana sır kalsın)..
Ya o abideyi kıracaksın, ya da hakaretlerine mel’un mel’un katlanırız.. Bir gün sık dişini, ikinci gün aç yat, üçüncü günse gelmek bilmiyor..
Gırtlağıma kadar haykıramadığım sözlerle doluyum. Bıçak kemiğe dayandı. İngilizce, Rusça biliyorum. Üniversite mezunuyum; ama işsizim. Buna sadece bir cümle olarak bakmayın. Çeken bilir. Niye işsizim? İş bulamadığımdan değil, işte hakarete maruz kaldığımdan çalışmak istemiyorum. Cehalet kazanıyor bu ülkede. Turizm bölgesi iş çok, ama halini bir görseniz.. Bu iş koşullarının olduğu bir otele ben müşteri olsam kuruş vermezdim. Çalışanına saygı duymayan yere niye para vereyim..
Neyse, konumuz demokrasi. Demokrasi evde başlar. Çocuğunu dinlersin örneğin. O da büyüyünce görüşlere önem verir. Ben mesela 2 aylıkken tuvaletimi bildirmeyi öğrenmişim ağlayarak. O kadar dayak yemişim ki tuvaletim gelince ağlıyormuşum.
Daha konuşmayı bilmeyen bir bebekten beklenene bakın! Bu demokratik bir ev değil. Bu çocuk büyüyünce görüşünü söyleyemeyecek, kullanılacak ve kaygıları olacak. Tabi ki öyle şu anda durumum. Kutu kutu ilaç kullanıyorum.
Yeri geliyor git bu evden çalış ne yaparsan yap diye kovuluyorum evden. Ve kendimi bile savunamıyorum.
Böyle ailelerden oluşmuş bir toplum tabi ki demokratik olamaz.
Artık dilimizde tüy bitti demokrasi demekten. Dünyanın en basit şeyi! Dinle dinlen..
Ekonomimiz kötüymüş. Tabi ki kötü! En büyük sorunumuz. Çünkü çözüm yerine dedikodu ve tartışmayı yeğliyoruz. O kadar kolay girişimlerle çözülebilecek şeyleri bile yıllar yıllardır oyalıyoruz. Çünkü derdimiz kim haklı kim dindar kim mülayim kim isyankar..
Nefretin alasını işleyen bizzat sizlersiniz kusuruma bakmayın.
Karısını döven erkeğin karısı da çocuğunu dövüyor. İşte böyle bir kısır döngü..
Eğitim diplomaya dayandığı sürece kimse öğrenmeyecek ifade etmeyi ve asıl iletişimin dinlemekten geçtiğini. Çünkü mühim olan rakamlar, 45 ve üstü..
"Çocuğum A nedir?"
"A A’dır hocam."
"Aferin, otur."
Bir spastiklik mevzusu gibi, affınıza sığınarak söylüyorum..
Bu mu eğitim?
Ekonomist verilerle ilgilenir tamam, kabul.. Ama lütfen sınava sokun şu ekonomistleri kariyerlerinin ortalarında ve sonuçları irdeleyin..
Sonuç?
Liyakat.
Yani emeğe saygı.
Bakın konumuz nasıl da demokrasiye döndü. Kördüğüm..
Çünkü demokrasi ahlaktır, doğruluktur, ifadeye saygıdır, bilgiye önemdir..
Evet en basit şeyi başaramıyoruz.
Sorsak birden bir çıkarsa kaç kalır diye, bilemeyeceğiz sanırım..