0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
156
Okunma
Bazen sokakta yürürken, her şey bana bir oyunun içindeymişim gibi gelir.
İnsanlar, görünmez bir kodla hareket eden karakterler gibidir.
Kimi gülümser, kimi sessizce süzülür yanımdan...
Kimi de, anlık bir sözüyle içimde bir şeyi yerinden oynatır.
Birinin sıcaklığı kalbimi yumuşatırken,
bir başkasının soğukluğu içime işler.
Bazen bir sessizlik bile, tüm dengemi bozabilir.
Ve o an, içimden bir ses yükselir:
“Bu hisler kimin? Gerçekten ben mi böyle hissediyorum,
yoksa biri bana böyle mi hissettiriyor?”
Evet, biri beni üzebilir… biri sevindirebilir.
Ama gerçekte o duygular bana aittir.
Başkalarının yaptıkları onların sorumluluğu olsa da,
içimde yarattıkları dalgalanmalar bana aittir.
Çünkü kimse iç dünyamı tamamen ele geçiremez; yalnızca bir iz bırakır.
O izi ben istersem yara yaparım,
istersem şifaya dönüştürürüm.
Belki de hayat dediğimiz şey tam olarak budur:
Dışarıda olup biteni kontrol edemesek de,
o sözleri ve davranışları içeride neye dönüştüreceğimize biz karar verebiliriz.
Birinin kabalığı, birinin sevgisizliği,
beni yıkmak zorunda değil.
“Asıl mesele, ‘Bu onun hikâyesi; onun kırgınlıkları benim değil,’ diyebilmektir.”
İşte o an, içimdeki yazılım yeniden şekillenir sanki.
Acıyı taşımak kolaydır.
Ama farkına varıp dönüştürmek —
işte bu, oyunun kodlarını kırmak gibidir.
Ve sanırım insan olmanın en kutsal, en ilahi yanı da budur:
Hislerimizin asıl sahibinin biz olmamız.
Başkaları bize dokunabilir,
ama o dokunuşun içimizde neye dönüşeceğini biz seçeriz.
Biri beni kırdığında,
artık sadece davranışa bakmam.
“Neden bu kadar canım yandı?” diye sorarım kendime.
Belki o kişi sadece, içimdeki eski bir yaraya değmiştir.
Eğer bunu fark edersem,
o yarayı iyileştirme gücü de bende olur.
Ve o zaman, başkalarının davranışları beni tanımlamaz.
Ben kendi hikâyemin kahramanı,
kendi hayatımın efendisi olurum.
Hayatın attığı topları her zaman yakalayamam belki,
ama onları nasıl karşılayacağıma ben karar verebilirim.
Hislerimi anlamak, onlara sahip çıkmak
ve sonunda onları özgür bırakmak —
işte bu, insanın içindeki ilahi gücün ta kendisidir.
Siz ne dersiniz?