Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
KorhanKulce
KorhanKulce

Görünür Olmanın Yükü: Kadının Sosyal Medya Zorunluluğu

Yorum

Görünür Olmanın Yükü: Kadının Sosyal Medya Zorunluluğu

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

252

Okunma

Görünür Olmanın Yükü: Kadının Sosyal Medya Zorunluluğu

Görünür Olmanın Yükü: Kadının Sosyal Medya Zorunluluğu

Görünür Olmanın Yükü: Kadının Sosyal Medya Zorunluluğu

Çağımızda insanın elinde taşıdığı telefon, artık yalnızca bir iletişim aracı değil; kendi kimliğini sergilediği, görünürlüğünü kanıtladığı bir vitrin. Sosyal medya, hayatın sahnesini evlerimizin içine taşırken, özellikle kadınlar bu sahnede daha görünür, daha incelenir, daha tartışılır hâle geldi.

Kadın, bir fincan kahveyi bile paylaşırken aslında yalnızca o anı değil, kendi imajını da kurgular. Filtreler, estetik dokunuşlar, pozların arkasında gizlenen görünmez bir ses vardır: “Beni görün. Beni onaylayın.” Bu, çoğu zaman farkında olunmadan bir alışkanlığa dönüşür. Bir süre sonra, yaşanan anın kendisi değil, “paylaşılabilir” olması kıymet kazanır.

Sosyal medya, özgürlüğün simgesi gibi görünür; ama aslında çoğu zaman görünmez zincirler üretir. Kadın, sürekli paylaşma ihtiyacı hissederken, farkında olmadan mahremiyetini pazara çıkarır. Evini, çocuklarını, özel anlarını herkesin gözüne açar.

Böylece özel ile kamusal arasındaki çizgi silinir. Artık yaşanan hayat, kendisi için değil, seyirciler için yaşanır.

Ama bu yalnızca mahremiyetin erozyonu değildir; aynı zamanda bir özsaygı meselesidir. Çünkü beğeni sayıları, yorumlar, alkış emojileri bir kadının değerini belirler hâle gelir. Onay bağımlılığı sessizce büyür.

Her paylaşım bir sınavdır: “Yeterince güzel miyim? Yeterince başarılı mıyım? Yeterince mutlu muyum?” Ve alınan her kalp işareti, bir nebze teselli; gelmeyen her beğeni, görünmez bir yaradır.

Toplum, bu alışkanlığı besler. Kadından “mükemmel anne”, “çekici eş”, “başarılı kariyer kadını” olmasını bekler. Kadın da bu rolleri kanıtlamak için sosyal medyada performans sergiler.

Fakat sahne ışıkları ne kadar parlak olursa olsun, kuliste yorgunluk birikir. Çünkü o mükemmellik maskesi, gerçek hayatta sürdürülemez. Gün gelir, kadının bedeni değilse bile ruhu tükenir.

Elbette paylaşmak bütünüyle yanlış değildir. Sosyal medya, yaratıcılığı, estetiği ve bireysel ifadeyi çoğu zaman güçlendiren bir alandır. Fakat asıl mesele, niyetin kaynağıdır. Paylaşım, gerçekten kendini ifade etmekten mi doğuyor, yoksa başkalarının onayını almaktan mı? Bu sorunun cevabı, görünüşte basit, gerçekte hayatîdir.

Çünkü eğer değer, kalabalıkların onayına bağlanırsa, özsaygı kırılgan hâle gelir. Oysa insanın değeri, başkalarının beğeni butonlarında değil, kendi iç sesinde saklıdır. Kadın, değerini dışarıdan değil içeriden beslediğinde, sosyal medya onun kölesi değil, sadece bir aracı olur.

Belki çözüm, bilinçli kullanımda gizlidir. Her paylaşım öncesi kendine şu soruyu sormakta: “Bunu neden paylaşıyorum? Bu bana içten bir mutluluk mu verecek, yoksa yalnızca başkalarının gözünde bir imaj mı çizecek?” Bu sorunun cevabı, zincirleri kırmanın ilk adımıdır.

Çünkü hayat, seyirciye oynanan bir tiyatro değil, insanın kendi iç sahnesinde yazdığı bir hikâyedir. Ve o hikâyeyi güzelleştiren şey, başkalarının ne dediği değil, insanın kendi gözlerinden gördüğü hakikattir.

Kadın, sosyal medyanın büyüsünden sıyrıldığında anlar: Gerçek mutluluk, bir fotoğrafın altındaki sayılarda değil, yaşadığı anın derinliğinde saklıdır.

Korhan KÜLÇE

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Görünür olmanın yükü: kadının sosyal medya zorunluluğu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Görünür olmanın yükü: kadının sosyal medya zorunluluğu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Görünür Olmanın Yükü: Kadının Sosyal Medya Zorunluluğu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL