Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
Tu
Turan Yalçın

Özgelişim Bıkkınlığı Önler

Yorum

Özgelişim Bıkkınlığı Önler

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

1194

Okunma

Özgelişim Bıkkınlığı Önler

ÖZGELİŞİM BIKKINLIĞI ÖNLER
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Sana özgelişim mektupları yazdıkça az da olsa, milim milim de olsa, özümün gelişimini hissettiğimi ve bunun bana daha huzurlu bir hayat kalitesi sağladığını hissediyorum. Bunu senin de hissettiğini “dostluk hissi” ile anlıyorum.
Sevgili dostum,
Yaşadığımız olaylar, kısaca yaşanmışlıklar, gözlemler, okuduklarımız, kısaca etrafımızda dönen her şey, bizlere ders veren, bizi uyandıran, bize bir şeyler hatırlatan, bence hayatı ve hayatın nnasıl kolay yaşanacağını öğretmeye çalışan şeyler. Söz, tavır ve davranışlar.
Sevgili dostum,
Son zamanlarda, master yapan, din eğitimi aldığını belirten ve başka türlü üstünlüklerini hem sözlü, hem de tavırla belirten insanların aslında her şeyi tekrar ettiklerini, söz ve tavırlarının tekrarını o kadar çok yaptıklarını ve bize bıkkınlık geldiğini ve bunun sonucunda da aramızdaki mesafeyi daha da artırmamız gerektiğini fark ederek, hemen harekete geçerek onlarla iletişimi azalttığımda daha huzurlu olduğumu , okumaya ve bizi gerçekten sevenlere daha çok zaman ayırdığımızı ve bunun da huzurumuzu artırdığını fark ettim.
Sevgili dostum, güzel kardeşim,
Bizler gerçek manada özgelişimimize önem vermemizin yanında başkalarının sevmediği sözler ve davranışlardan kaçınarak “ insanlara faydalı olamıyorsan bari onları bıktırarak söz ve davranışlardan kaçın da zararın olmasın” sözünü hatırlamaya gayret ediyorum. Ne yazık ki muhataplarımız bunu kendilerine sormadıklarından, hep tekrar ile bıkkınlık veriyorlar insana. Bunu hatırlattğımızda gene kibirli olmak, hoşgörüsüz olmak, anlayışsız olmak ile suçlanıyor ve “insanları olduğu gibi kabul etmemek” ile itham ediliyoruz..
Sevgili dostum,
İnsanları affetmek, hoşgörülü olmak, bize kötü davranana iyi davranmak, bunlar kulağa hoş gelen ve gerçekte olması gereken şeyler. Ama karşımızdaki insan da aynı hoşgörü, anlayışı göstererek bizim sevmediğimiz, huzurumuzu kaçıran söz ve davranışlardan gücü oranında kaçınması gerekmez mi ? Onlarınki can da bizimkisi solucan mı ?
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Fedakarlık diye bir kavram var bilirsin. Bu insanların karşılıklı hoşgörüsü üzerine kurulmuş kavram, ancak bu birinin lehine yani biri kar ederken öteki kendini feda edyorsa bu fedakarlık değil kölelik olur. Karşılıklı sevgi ve saygıyı gerçekten yaşarsak yürür evlilikler, dostluklar., Bir projenin başarısı Kısaca dünya gerçek fedakarlılklar ile güzel oluyor.
Sevgili dostum, güzel kardeşim
“Beni dinlemiyorsun ki, sakalım yok ki sözüm dinlensin” diye masumane söze başlayanlara baktığım zaman yeterince, kitap okumayan, gelişmek için yeterince gayret etmeyen, hep başkaları versin ben alayım, hep benim sözüm dinlensin, hep bana, hep bana diyenler olduğunu görüyorum. Halbuki herkes kendi imkanınca fedakarlık ve imkanlarını ortaya koymalı ve muhatabımızda bunu hissetmeli ki dostluk yürüsün. “ ben onu sevdim o anlamadı” boşuna bir savunma. Senin sevdiğini söylemen bir şey ifade etmez, muhatabın da bunu hissetmeli. “Sen kafadan noksansın o yüzden beni dinlemelisin” tavrı muhatabımızı bizden kaçırmaktan , bize mesafe koymasına sebep olmaktan başka işe yaramaz. Çünkü sen “ben akıllıyım” mesajını verirsen muhatabın da sana “ ben senden daha akıllıyım” mesjını daha güçlü verirse bozulma olmamalı. “El mi yaman bey mi yaman gör” atasözü bunu anlatıyor sanırım.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Toplumda insanlarımız “hep ben konuşayım” deyip de kendini yenilemeyen, yeterince kitap okumayan, çevresinden önde olmak için çaba harcamayan insan, tabii ki konuşmaları ile tavırları ile çevresine bıkkınlık verecektir. Okuduğum kitapları sözlü olarak paylaşamıyorsun. Çünkü paylaştığın zaman muhatabın konu hakkında bilgi ve sezgi sahibi olmadığından bu sohbette altta kalacağını ve ezileceğini düşünerek muhatabının okuduğu kitabı anlatmasını istemiyor.”Sen kitabı anlatma, kitabı getir okuyayım” der ama okumaz. “Okuyacağım ve sana özetini anlatacağıım “ diyen de, ne mesaj atar, ne de arar. Bunu akademik insanlarda, dini eğitim alan insanlarda çoğu zaman yapıyor. O yüzden insanda bıkkınlık geliyor bu tavırdaki insanlara karşı.öyle tutarsız davranışı sergileyenlerden uzaklaşmak istiyor insan. Tutarlı olmayan insanın akademik veya iş yaşamındaki ümvanları neye yarar sence?
Sevgili dostum,
Kendi görşünü “toplum böyle düşünüyor” diye yutturmaya çalışanlara önceden kızardım ama şimdi bunu yazarken bile sadece gülümsüyorum. Kendi görüşünü toplumun görüşü olduğuna şartlanmış inanlara başka bir şey diyemeyiz ki . Üstelik “sen kabul etmesende toplum böyle düşüyor” diye monüpülatif tavır takınana. Toplumun görüşü ile kendi görüşünün farkını bilemeyen veya çay evinde kendi görüşünü iki kişi daha destekledi diye bunu toplumun görüşü olarak defalarca bıktırana kadar anlatan adama ne demeli? Eminim sende çok rastlıyorsun böyle insanlara. “Acımak” duygusundan başka ne yapabiliriz ki ?
Sevgili dostum,
Sana her gün duygularımı bir mektup değil, bir günde her fırsatta duygu ve düşüncelerimi mektup olarak anlatmak istiyorum ama bunu yapabilmem için stresten uzak , ilhamın geleceği ortamın olması ve düşüncemi rahatça anlatacağım bir köşe, her zaman bulunamıyor gün boyunca. Bu yüzden son zamanlarda sana mektup yazmayı da ihmal ettiğimin farkına vardım ve “faydasız sohbetler” den biraz biraz, yavaş yavaş uzaklaşarak daha çok özgelişim mektupları yazayım dostuma dedim. “Ben değiştim” deyip de eskisinden daha takıntılı sözleri ile bıkkınlık verenlere bu yüzden insanın gidesi ya da davet edesi gelmiyor. Ama senin gibi mektubumu defalarca okuyacağına inandıklarıma her zaman yazmak istiyorum. Bu mektubu okuduktan sonra bir düşün. Neden acaba?
Sevgili dostum, güzel Kardeşim,
Son zmaanlarda kimle sohbet etmek, br çay içmek için oturduysam, insanlar beni bırakıp da telefonları ile ya konuştular ya mesajlaştılar. Bundan rahatsızlığımı dile getirdiğimde “sen bilmiyorsun konuşma veya mesaj konusu önemliydi” diyorlar. O zaman bizim sohbetimiz önemsiz miydi? Neye davet ettin ya da geldin? Evinde mesajlaşsan, konuşsan beni de kırmamış olurdun, dediğimizde gene biz kötü oluyoruz.Alıngan ve anlayışsız oluyoruz. O yüzden ziyaretleri de azaltmaya karar verdm ve çay davetlerine de gitmemeye. Evimizde, balkonumuzda çay eşliğinde daha çok kitap okumaya karar verdim ve bunun da daha faydalı olacağına inandım. Ne dersin ? Gülümsediğini ve “Bırak onları biz beraber çay içelim, konuşmasak da birbirimizi sevdiğimizi sadece gözlerimizden bile anlarız “ dediğini duyar gibi oldum. Ne dostsun ya. Bulunmaz hint kumaşı gibisin. Var ol.
Düşündüm de, bir dostuma , dostum diye mektup yazıyorsam ve o da defalarca okuyarak tarafsızca beni eleştiriyorsa . İşte o gerçek dostumdur.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Özgelişim bıkkınlığı önler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Özgelişim bıkkınlığı önler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Özgelişim Bıkkınlığı Önler yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL