1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
195
Okunma

Bazen uyanıyorum ve her şeyin bir rüya olmasını diliyorum. Ama olmuyor. Sabah haberlerini açtığımda, her karede kendi kalbimin acıdığını hissediyorum. Gazze... Bu kelime, artık benim için sadece bir yer adı değil; bir annenin çaresiz çığlığı, bir babanın sessiz gözyaşı, bir çocuğun hayallerinin enkaz altında kalmış hali.
Sosyal medyada gördüğüm o videolar... Yıkılmış evlerin arasında koşuşturan çocuklar. Her top sesiyle irkilen, uykusunda bile güvende hissetmeyen bebekler. Onların korkusunu hissetmek, kendi nefesimi kesiyor. Nasıl olur da dünya bu acıya bu kadar seyirci kalabilir?
Bir an için kendimi o yıkıntının içinde hayal ediyorum. Bir annenin yerinde... Çocuğuma sıkıca sarılıp, kulaklarını kapatmaya çalışıyorum ama nafile. Gürültü her yerde. Korku, havada asılı kalmış. Ben de onlar gibi, neden diye soruyorum. Sadece neden?
Bu acı, artık benim de acım. Bu çocuklar, artık benim de çocuklarım. Onların güvende olmasını, oyun oynamasını, okul sıralarında oturmasını istiyorum. Bir insanın acısı, tüm insanlığın acısıdır sözü, hiç bu kadar gerçek olmamıştı benim için.
Bu yüzden, artık sessiz kalmayacağım. Sesimi duyuracağım. Biliyorum, bir insanın sesi koca bir dünyada belki fısıltı gibi kalır. Ama fısıltılar, birleşince bir şarkıya dönüşür. Ve o şarkı, nefreti yenecek en güzel melodi olur.
5.0
100% (2)