Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

BİR İHTİMAL DAHA VAR...(ÖYKÜ)

Yorum

BİR İHTİMAL DAHA VAR...(ÖYKÜ)

( 5 kişi )

0

Yorum

11

Beğeni

5,0

Puan

200

Okunma

BİR İHTİMAL DAHA VAR...(ÖYKÜ)

BİR İHTİMAL DAHA VAR...(ÖYKÜ)




Yağmur ıskalıyor h/içliğimi: Durdu duracak cahil damlalar bense yol yakınken cümleler arıyorum: Önce saptadığım sonra ise sakladığıma delalet üç beş hüzünlü tümce.
Deseler, diyorum ama demediklerine kani biraz da yüklü ve hükümlüyüm sanırsın ki kıyamet öncüsü aklımdaki deli öfke.
Soyutlandığım kümelerin öz alt küme istemi yoğun hayli aslında kesişim babında birkaç öğe peşindeyim hani hiç de fena olmazdı şunun şurasında h/içliğimi yıkayacağım: Az biraz arap sabunu ve bolca su.
Künefe tadında içimin gerginliği: Boş boğaz bir imge tadındayım ben de, sandıkça sandıklarda saklı çeyizini ölü gelinin bir de sarktıkça gıdısı tüm dikişsiz suretlerini topladığım onca ganimet yine okunaklı el yazımdan mütevellit imzam.
‘’Sahi’’ diyor kadının biri hem de gözlerini dikerek elimdeki market sepetine.
‘’Hepsi sizin mi?’’
Neyin derdiyse gerim gerim gerildiği belki de son sürat kaçmalıyım alış veriş kuyruğundan.
‘’Şey, benim tek parça. Az izin verseniz de şunu geçirsem kasadan.’’
Büyütmemeli yine küçüldüğümü hissediyorum: Mini minnacık bir çocuk adeta hani sanırsın ki çocuk reyonundan çaldığım üç beş bluzu geçirmişim üzerime üst üste.
Aklım dağınık, sepetin de sapı yok iyi de nasıl taşıyorum sapı olmayan saksı büyüklündeki günahlarımı-pardon sevaplarımı diyecektim ne de olsa duasını alıyorum kuyruktaki telaşlı kadının.
‘’Geçiniz hanımefendi.’’
‘’Pişt, pişt!’’
‘’Evet, neydi maruzatınız?’’
Kasadaki kadın belli ki anlama özürlü yoksa ben mi dedim de bir şey dürtüklüyor beni peşi sıra?
‘’İzin almanız lazım.’’
‘’Ne için?’’
‘’Geçiş hakkı sizin değil ki devir teslim yapıyorsunuz.’’
Maun suratlı adamdan geriye kalan üç beş somurtuk cümle…
‘’Beynamaz kadın nedir o sepetinde?’’
‘’Peynirin yanına kavun aslında rakının yanına peynir hem…’’
‘’Tövbe de bre kâfir: günah hem de nasıl.’’
‘’Peynir mi kavun mu yoksa?’’
‘’Bak, unutmuşsun.’’
‘’Neyi bey amca?’’
İfrata kaçmak bu olsa gerek bense hala küçülüyorum daha küçük çok daha küçük ve sonunda görünmez oluyorum. Kaçmalıyım tamamen yok olmadan.
‘’Nereye gitti bu sepetin sahibi?’’
‘’Sıradan çıkmayın bayanlar baylar.’’
Kel alaka bir mecra yine peşi sıra cümle özürlü hezeyanlarımı biriktirip makinede kuruttuğum h/içliğimin en yumuşak hali…
‘’Üç paket un alırsanız bir paket vanilya marketimizin ikramıdır efendim.’’
Aman Allah’ım herkes ne kadar kibar bir o kadar uysal.
Yumurta da alsaydım keşke bir de tuz ruhu belki de bir adet fare kapanı iyi de bizim evde tek fare dahi yok aslında bizim ev de yok ve aslında biz de yoğuz hatta yokluk bile firarda.
H/içliğimi avutuyorum.
Sepetimin peşindeyim aslında sepet benim peşimde ya kuyruktaki o peşin hükümlü amca?
Tekerrür eden kuyruklar ve laf salatası bir işkence yine unutulmuşluğun şarkısı mademki unutulduk şarkı da mı unutuldu iyi de şarkı unutulduysa kim söylüyor?
Deprem oldu sanıyor oysa annem sanırım unutulmuşluğumda beni tek hatırlayan şarkı kadar sıra dışı bir gün tüm eprimiş ve bayat tümceleri sıraya dizme istemim.
‘’Hayırdır?’’
Yoksa evet, diye mi cevap vermeliydim? Öyle ya artık, şıklar bile ikide toplandı tıpkı yorgun ülkemin mamur gözleri gibi. İptidai bir yanılsama da mı çekincelerimi örtüyor h/içliğime yoksa bir üçüncü şık daha var da ben mi görmüyorum?
‘’Ve bu şarkı sevgili yabancıya gidiyor. Sahi neydi adınız gizemli bayan?’’
‘’Bir ihtimal daha var, o da…’’
‘’Üzgünüm, hat düştü ve evet, telefondaki diğer dinleyicimiz…’’
Maruzat bellediğim mi gerekçemin olmadığı bir sunum mu yoksa iç sesimin bendinde ben hala bir özne olmaktan aciz iken.peşin hükümlü kim ise girsin sıraya.
Elimdeki-pardon evimdeki-torbalara göz gezdiriyorum. Hepsi tıknaz ve doğaya düşman.
Dizlerimin bağı çözülür çözülmez belli ki fısıltı babında ben sadece avunacağım duymazlığın ve aymazlığın gölgesinde h/içlik kıvamında.
Poşetleri boşaltıyorum ve yerleştiriyorum bir bir.
Şıklar ç/ürüyor tıpkı bağnaz tutumların mağdurları iken biz aklı evvel faniler.
Unutmuşum hem de en önemlisini yine de söylemeye dilim varmıyor ve kapının vurulması ile mıhlanıyorum olmayan aklımın karanlık koridorlarında bir nida iken aslında içimdeki yakarışın Tanrı’ya sunumunda bayat bir tebessüm yine asılı kalmış endamlı bir gölgeden nasiplenen…
Olmayan ve olmayacak olanın yokluğunu ters yüz yapıyorum ve dışımın geçirgenliğini yine içimin öl(ç)üsünde bir de tebeşirle çizilmiş bedenlerin etrafında akıl tavafta iken yeter ki tüm h/içlikler varlık denen mefhum ile yüzleşsin henüz ölüm gelmeden.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

Bir ihtimal daha var...(öykü) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir ihtimal daha var...(öykü) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR İHTİMAL DAHA VAR...(ÖYKÜ) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL