0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
168
Okunma
Hanımının sıkıntılarını gidermeye, onunla oynaşmaya ve şakalaşmaya çalışmalıdır. Çünkü bu tür hareketler kadınların kalbini hoş eder.
Gazali-Ulumuddin
Samed ustam namaz ehli idi insanın 24 saati ibadettir evlât derdi siz görünene aldanırsanız elbet yanılırsınız tek bir hareketin binlerce manası vardır asıl önemli olan söyleneni duymak değil söylenmeyeni işitmek derdi köyün en bilge kişisi idi asıl önemli olan dilinizin sizi övmesi yada insanların yüzünüze karşı sizden güzel bahsetmesi değil arkadan hakkınızda ne konuştuklarıdır bir çift öküz yeter mi el olan el atına binermi bizim Samet ustada saffet efendi gibi değildi el atına binmez kendi atından inmezdi bir de kitap okuma arkadaşı vardıki Mehmet emmi de 3 öküz 9 torun maşAllah mübarek Allah birlikte toplanır kahvede kendi köşelerine çekilir kitap okur akıllarına yazar hayatlarına uygularlardı bir gün köyde kahvede dostunu görmeyen Mehmet emmi sordu bizim İhtiyar nereye gitti ihtiyar hanımı rahatsızlanınca ev işlerine başlamıştı önlüğü boynuna asmış torunlarına yufka açıyordu onlara beslenme çantası hazırlıyordu azizim bu ne haldir diyen Mehmet emmiye şöyle açıkladı yoldaş dedi iyi gün kötü gün dostu böyledir eve her gün bir gül götüreceksin bu gül senin tebessümün ve güler yüzündür hanımına şifa olacaksın buda ona ettiğin yardımdır
Hırsızlık eden kendi tavuğunu çaldırır
Fakat en doğrusu ve en selâmetli hareket müslüman kadın için evinde oturmaktır.
İhya-Gazali
Saffet efendi çalgıcı ustasıydı nerede bir at görse hiç düşünmez onu çalar el atından hiç inmezdi el atına binmeyi alışkanlık haline getirenin hiç namusu olurmuydu köy yerinde neyi yaparsanız bir gün karşınıza çıkacak o dur bir gün gene böyle kumara dalmışken bizim deyyus artık nasıl bir sanat haline getirmiş ise hırsızlığı soykasının içinden bile taş çaldığı olurdu mendeburun kaç kere dokuz köyden koymuşlardı da yalan dolan münafık şeytan nasıl kandırıyorsa bizleri dokuz köyden kovulan saffet efendi kendisine her zaman tüysüz şeftali acemi oğlan bulup misinasına taktığı yemi denize fırlatan usta bir balıkçı gibi oltası ile tutulacak bir balık buluyordu her daim bir gün dedilerki laaannn godoş saffet senin karıya hırsız dadanmış der demez bizim at hırsızı saffet efendinin yüzü limon gibi sarardı eve gittiği zaman ne görsün sütçü Ramis avradını çalmış maraton koşuyor işte o gün anladı Saffet efendi dayandı tüfenge sürdü namluya kurşunu hem karısını hemde sütçü Ramisi alnının ortasından vurarak temizledi helal olsun be saffet en sonunda sende anladın komşunun tavuğunu çalarsan bir gün bir hırsızın seninde tavuğunu çalabileceğini günaha dalarsa gözün mil harama koşarsa ayaklar taş bağla ve şu sözü kendine hep hatırlat kızım fatma hırsızlık yapacak olsa kızımın elini keserim
Niyet, günahı günahlıktan çıkaramaz.
Gazali
İşte niyeti başkasının bahçesine girmek olan kişinin en sonunda kendi bahçesine giriyorlar ve bu dünyada ben arslanım diyen gün geliyor bakışının bozukluğunu ödüyordu öyle değil mi Mehmet emmi dediği vakitte köyün jandarmaları at hırsızı çekiştire çekiştire sürükleye sürükleye karakola çekiyorlardı hüleeenn golaymı golaymı hem avradı vuracan hemide aşığını anam avradım olsun dedi köyün jandarması seni ibreti alem için asar ayağa kalktı Mehmet Emmi kulaklarını çekiştirerek tavanı işaret etti haa böyle böyle tavana asarlar adamı dedi el atına bitecekmi leeennn godoş saffet diye sordu candarma saffet emmi her ne kadar namusumu temizledim desede jandarma ver ediyordu köteği ve iki gardiyan eline koluna girerek işte bu ilim etmeyenin cezasıdır devletin kanununa uymamanın cezasıdır diyerek saffeti içeriye attılar yedi kol demirini üzerine kilitlediler Mehmet emmi kalktı eve gitti oğluna o gün anlattı oğul dedi küçük kerim evlat dedi ve ona ilimlen kendini yetiştir başkasının tarlasına izinsiz girme komşunun malına göz dikme ve bakışını güzelleştirki niyetin güzel olsun diyerek ibrik ile iki damla su döktü yüzüne Er kişinin ben müminin diyenin cehaletten kurtulması farzdır diyerek namaza durdu babasının namaz kıldığını gören küçük kerim babasının yanında saf durdu ve onu taklit etmeye başladı Allah kabul etsin
Tevbe edip hallerini düzeltenler ve Allah’a sarılıp dinlerini Allah için hâlis kılanlar, işte onlar mü’minlerle beraberdir.
(Nisa/146)
Saffet efendi yediği dayaktan sonra gene biraz akıllanır gibi olsada ne yazıkki tam bir hidayete kavuşmamıştı zaten bir insana zorla Allah bir dedirtemezsin öyle değilmi Raif efendi bak sen bir kadın için yemin ettin hayatından vazgeçtin hem çocuklarına yazık ettin ne vardı Ayvalıkta zeytin işçisiydin şimdi bile iki kelime konuşmakta zorlanıyorsun be Raif Saffet efendi jandarmayı görünce iman ettim tövbe desede aynı tas aynı hamam dikiş tutmuyordu taki Pirimiz Ali Muhammed ile karşılaşana dek tam da Raif efendinin baba yadigarı saatini araklarken iş üzeri yakalanmıştı fakat saati elinden alan Pir Ali ayıbını yüzüne vurmamıştı güzel insanlar güzel işlere vesile oluyordu hayatta ve yapılan iyilik vicdana tesir ediyordu muhakkak Pir Ali Muhammed Alevi dedesi idi koğuşun ağası idi ranzanın başına bir ayet bir de Hz Ali ve on iki imamın resmi asılıydı koğuşta ona saygı duysalarda dışarıda yalnızlık onu bekliyordu ve o gün çayı ilk kez demleyen Saffet efendi olmuştu ilk bardağıda Pir sultandan bir deyiş söyleyen pirimiz Ali Muhammede ikram etti yapılan iyilik karşısında mahçup olduğu belliydi galiba bu sefer samimiyetle tövbe edecek o da Müminler bahçesine girecekti İnşAllah
Onların karınlarından, halis, içenlere (içimi) kolay süt içiriyoruz.(Nahl/66)
Sütün hâlisliği, ancak içerisinde kan ve pislik karışmamış ve her şeyden arınmış olmasıdır.
Gazali
Pir Ali Muhammed dede hayal kırıklıkları arasında yaşayıp gidiyordu eşi bu devirde en büyük sınav eş ve çocuktur ne yazıkki Hz Hatice Hz Meryem ahlâkı ile evlendiğimiz insanlar ikrime çıkıyordu
Evlat dedi Pir Ali bala tuz kattılar süte su ondandır bu kokuşmuşluk binlerce fidan diktik halkın çölüne ve bize bir eyvah kaldı geride bak saffet evladım eğer niyetine kir karışmaz bakışın bozulmaz ise bu halisliktir hasis olma diyordu Ak ihtiyar
Eeee Pir baba ne derler bilirsin ömür denen gün sayılıdır çabuk geçer gözün aydın vakit doldu tahliye oluyorsun demek dedi gardiyan metin aç kapıyı gardiyan efendi bakalım kapı nereye açılacak
Oysaki ne günler görmüştü beraber ağlayıp beraber gülmüştü gardaş can dediği insanlarla koğuşun kıdemlisi idi dede demeleri boş laf değildi bir rehber bir klavuz pirdi o Son gün gene şöyle bir tıngırdattı sazının teline insanlardan helallik istedi belki bir gün yollarımız birleşir dedi dışarıya çıkınca kendisine yaşlı bir inek aldı evlere bedava odun süt götürüyor yardım ediyordu karınca kararınca Fakat bir gün yalnızlığa yorgunluğa çok fazla dayanamadı yalnızlık bana komaz desende uyandığında odaları boş görünce koyarmış ihtiyarda aldı son abdestini ve Allahım affet diyerek kendisini astı uçmağa vardı hapisanedeki saffet efendi bir beyaz güvercin gördüm diyordu hapishanenin damında Allah taksiratını affetsin sevenlerine baş sağlığı dileriz
6
Havâriler ’Hangi amel hâlistir?’ diye sorduklarında Hz. İsa (a.s) şöyle cevap vermiştir: ’Allah için amel edip de ondan ötürü hiç kimsenin övgüsünü istemeyen kişinin ameli hâlis ameldir!’
İhya-Gazali
Pir Ali Muhammed e hayat yükü ağır geldiğinde intihar ederek hayata veda etmeyi tercih etsede bu tökezleme umulurki ahirette aldığı dualar sayesinde düzelir ihlas doğru amel ve gösteriş olmadan övgü beklemeden sadece Cenabı Hakkın rızasını kazanmaya gayret etmektir diyordu bu Alevi dedesi o gün mezarda Ayvalık Sarımsaklı ahalisinden pek çok kişi bu güzel alevi dedesi için aynı safta duruyor kimisi cem ediyor kimisi sazın bam teline vuruyor bu güzel insan için sazlar deyişler bile göz yaşı döküyordu toprak atanlar arasında Mehmet Emmide vardı ona bir mektup bırakmıştı ve emanet hiç kirletilmeden fazla yük edilmeden sahibine teslim edilmeli idi emanet ağır bir yük Saffet dedi Ayvalık hapisanesine gelen Mehmet Efendi insan kendini bile taşıyamıyor Saffet al yükü emaneti teslim edelim dedi Rahmetli Pir Ali ona bir mektup bırakmıştı diyorduki emin olmasakta ihlaslı yaşadık ihlaslı göçemedik sana bırakıyorum duvardaki sazı biz deyişlerimizi dedik şimdi yerimizi sana devrettik Ahırdaki eşşeğe iyi bak Hakkın arslanı ol sırtında odun taşı ve inek var bizim ona sahip çık insanlara süt ikram et ki sana da ahirette süt içerilsin Saffet tövbene sadık ol
amele devam et ve ihlâsı kazanmak için var kuvvetinle çalış! Ben sana ameli terket demedim. Ben sana yapılan ameli hâlisleştir dedim’
İhya-Gazali
İnsanlar Ayvalıkta köy kahvesinde oturururken Abdi aga siyah Camarro ile çıkageldi köy yerinde yapılacak yeni Camii için insanları teşvik ediyorsa kim ne kadar yardım ederse o kadar sevap kazanır diyerek halktan para toplamaya çalışıyordu Mehmet Çavuş ile Samet Amca gazeteye dalmışlardı köşe yazılarına baka baka içtiği çayın hakkını vermeye gayret gösteriyordu Raif efendi yeni hapisten çıkmış Edremitten Ayvalığa taşınmıştı kendi yetiştirdiği Ayvalık siyah zeytinden bir tane attı ağzına sordu Abdi aga cuma namazında toplanan paralar nereye gidiyor Abdi aga şöyle demiştir hayrını yap makbuz isteme söylenerek yapılan ibadetler gösteriş ve riyadır amelin bereketini kaçırır diyince eline oltasını aldı Yahya Kaptanın yanına gitti Yahya Kaptan Laz Ziyanın yardımcısı idi biraz sohbet biraz rakı balık Ayvalık derken Raif efendinin hapisten sonra dili açılmış pısırık ürkek dilsiz Raif gitmiş düşünen fikir üreten bir Raif gelmişti akşam saatleri idi elinde golf sopası ile bir saldırgan gelerek var gücü ile Raif efendiye vurmaya başladı ve şunları diyordu insanlar teslimiyet gösterenleri severler soru sorulmasından hoşlanmazlar kanlar içinde son nefesini veren bizim Raif amca ise konuştum hürüm özgürlüğe uçuyorum diyordu şükür
verdikleri sözden döndüklerinden ve yalan söylediklerinden dolayı Allah, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar onların kalplerine ikiyüzlülük sokmuştur.
Kitabı Mukaddes
Saffet Efendinin artık hapiste son günleri mahkumiyetinde Abdi Ağa elindeki borç senetlerini göstererek Pir Alinin verdiği eşşeğe haciz yoluyla el koyacağını söyleyerek onu tehdit etmiş böylece Ayvalığın Sarımsaklı ilçesine yaptıracağı Camii için ondan söz almıştı her zaman yaşananlar bugünde tekrarlanıyordu değişen bir şey yok aynı bee yaa sadece yüzler değişiyor olaylar aynen yaşanıyordu mahalle kahvesinde herkes Abdi Ağanın bir puştluk yapacağını biliyor fakat kalbe ikiyüzlülük girince insanoğlu her sözünden cayıyor dünya sevgisi ahiret sevgisine üstün geliyordu eee böyle olunca kazanan kim oluyordu Abdi Agalar herkesin sadık olduğu bir nesne vardır dedi Mehmet Efe: "Bizler bu devirde her şeye sadık oldukta bir Allaha sadık olamadık azizim eski goca goca topraklar parayı bir köşeye itekler para mal mülk sizin olsun bana ahiretimi verin derdi. Samed Efendi cevap verdi: "Şimdi Mehmetler beyaz atlarla gitti etraf Abidin gibi gavvatlara galdı efe"deyiverince Allahu Ekber sesi duyuldu camiden Namaz dünya işlerinden hayırlıdır o cuma herkes camideydi 3 haftadır Abidin Namussuzu gözükmüyordu safları yara yara en öne geçti değerli Ayvalık halkı ilçemize bir adet Nükleer bir adet termik santral kurulacaktır ülkemize mübarek olsun diyerek halka müjdeyi verdi Muhtarlık seçimlerine adayım hayırlı olsun Memleketi imar edeceğim
Ey âlemlerin rabbi! Kur’an’ı bana hüccet kıl
Ey Allahım! Kur’an’dan unuttuklarımı bana hatırlat, bilmediklerimi bana öğret. Gece gündüz (yani bütün vakitlerde) Kur’ân okumayı bana nasib eyle.
İhya Gazali
O gün Mehmet Efendi uyanarak Besmele çekti, abdestini aldı kıldığı namazdan sonra duaya durdu."Ey Allahım! Kur’ân sayesinde bana rahmet eyle,Kur’an’ı bana iman, nur, hidayet ve rahmet kıl ve sakal traşı sinek kaydı olduktan sonra hasat yerinin yolunu tuttu.Saffet Efendi ile karşılaşınca sormadan edemedi: "Saffet efendi insan olan ikrarından döner mi ?" Saffet Efendi şöyle cevap verdi "Bu devirde dua değil para karın doyurur kimde ne eksiklik varsa ona hasret duyar" herkes o gün köy yerindeydi Ayvalıkta ilk önce zeytinler hasat edilecek sonrada halaylar, zılgıtlar çekilecek.Kol kola girilip aynı safta zalime karşı durulacaktı kim bilebilirdi ki bugünün matem olacağını Abdi Aga seçimleri kazanmış ve mescit için topladığı paraları seçmeni susturmak muhalefeti zindana atmak için kullanmıştı polis jandarma ile köy kahvesine geliyor nerede bir muhalif var ise aha işte yılan ezin başını yok edin namıssızı diye diye köyde herkes Abidin ağadan yana olmuştu bunların başındada Saffet vardı o gün hasat yerine kaymakamla birlikte geldi "Yıkın ağaçları Allah bize rahmet kapısı açtı burası bundan sonra bir sanayi mektebi olacak buraya biri Nükleer diğeri Termik iki santral kurulacaktır.Gözünüz aydın ağaçlar kesilip iş zahası kurulacak"
Başvurulan en sağlam kaynak Hz.
Peygamberin hadîsi şerifidir
İhya-Gazali
Abdi Ağa Kuraanı tam 6 defa hatmetmişti ancak deniz kenarına bacalı sanayi kurulmayacağından haberi mi yoktu Mehmet Efendi bak dedi aga "Kuraanı ne kadar çok okursan Melekler sana o kadar çok Salat ü selam okurlar ancak sen belliki tam hatmedemedin yada tam anlayamadın gayri islami bir iş yapmak istersin hasadın üzerine rızık kapısının üzerine Mescit inşa edilmez deniz olan yere santral sanayii tesisi kurulmaz Hakk o kurulan binayı bozar bir bak Marmarada neden denize girilmez,Marmaranın suları neden kirlidir bunları sor aga kendine" Abdi Aganın sözleri imanlı kendisi imansızdı."Saffet sök oğlum zeytin ağaçlarını yaz kaymakamlığa bildir dilekçe ile milletin faydasına olan işi gayri islamidir diye engellemek istiyorlar."Sonra nemi oldu zeytin ağaçları söküldü santral kuruldu köy istimlak edildi adımız satın alınan gazeteler sayesinde anarşiğe eşkıyaya çıktı Muhtara diklenen hükümete kafa tutanların çoğu Mehmet Emmi ile Samed efendinin yanında hapiste yani her zamanki gibi atasözü doğru çıktı doğruları dokuz köyden kovdular namıssızları en baş köşeye oturttular "Abdi Ağa Merak etme dünyada zalim kazansada ahirette mazlum her zaman hakkını alır diyordu" Mehmet emmi fabrika dumanı ile zehirlenen ilk kızı Fatmasını omuzunda taşırken