1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
263
Okunma
Gözlerimi kapatıyorum görmek için.
Zira ben, açıkken görenlerden değilim.
Öyle ya… Hepimiz göz görür sananlardan değil miyiz?
Ne yazık ki öyleyiz.
Zihnimi zorluyorum, düşünmemek için.
Ama nafile… Görmek için susmalı, düşünmemeli.
Öyleyse ne varsa unutayım.
İlginç olan şu ki:
Düşündüğüm şeyle unutmak istediğim acı, aynı noktada buluşuyor.
Beni konuşturan da susturan da aynı el gibi.
İnsanoğlunun unutmaya da ihtiyacı var.
Ve şükür ki unutmayı da, hatırlatmayı da Yaratan’a bırakıyor.
O hâlde, haydi unutalım biraz…
Bir yürüyüşe çıkalım mesela.
Sanki hiç geçmemiş gibi kaldırımlardan geçelim.
Dudaklarımızda en sevdiğimiz şarkının melodisi,
yüzümüzde hafif bir tebessüm olsun.
Düşünmeyeyim dedim ama…
Aklıma yine Abdurrahim Karakoç’un gönlümde iz bırakmış o dörtlüğü geldi:
“Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail’ce
Bıçak senden incinmesin…”
Hakikatin aşkını aramak nasip olsun cümlemize.
Bulmak değil…
Aramak.
Çünkü hakikatin değeri, arayışta gizlidir.
Uğurlar hayırlara vesile olsun efendim…
5.0
100% (2)