1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
186
Okunma
Bir evde, kadın kadınlığını, erkek de erkekliğini yapmaz, yapamazsa bir süre sonra ikisi de birbirinden rol çalmaya başlar.
Bazen bu roller talihsiz bir şekilde hayatta tanık olduğumuz, ondan öğrendiğimiz, kader, davranış modeli motifleriyle büyüdüğümüz
evlerimizden bize miras geçer.
Doğru örnek olmayı başaramamış ebeveynlerin evlatlarına bırakacağı en bahtsız miraslardan biri bu olsa gerek.
Çünkü istisnasız her çocuk, doğdukları evlerin yasa/kural, rol model kalıp ve kaideleri ne ise onları bilir, onları tanır ve onları taklit ederek sürdürmek ister bir sonraki hayatını.
En bilindik, en güvenebileceği davanış biçimi budur çünkü.
İşte burada hem şimdiki yetişkin olan, hem de bir yanı hala ergen kalan o çocuğa ve kurduğu/ karacağı yeni aile fertlerine şimdiden çok iş düşer.
Kimi bu kaosu erken fark edip, psikolojik ve klinik destek ile değişim göstererek kontrol altına alır
Kimisi de; "dediğim dedik, çaldığım düdük" edasıyla bir yandan yeni bir kaosa sürklenirken, diğer yandan ömrü içinde debelendiği o kaostan kurtulmanın yollarını aramakla geçer.
İşte ben, tam da bu verilere dayanarak diyorum ki;
Herkes haddini ve yerini bilmeli
Herkes kendi rölünü tanımalı ve üstlenme cesareti gösterebilmeli
Hak ve rolü, hak sahibine teslim edilmeli
Ve nasıl ki, bir kişi üzerine iki nikah düşmezse , kişiler de önceki hayatından ve dahi anne babaları ve onlarda öğrendiği yanlış rol model kalıplarından boşanmadan hiç kimseyle evlenmemelidr.
Benden söylemesi.
Bir dost!
5.0
100% (2)