0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
223
Okunma

Bölüm 1 - Sırtımdaki Sessizlik
Gece, penceremin camında donmuş bir rüya gibi bekliyordu.
İçeri süzülen ay ışığı, odanın köşelerine gümüş bir ürperti serpmişti.
Birden uyandım ama bir rüyadan değil.Bir hissin içinden, kendi bedenimden fırlamış gibi.
Sırtım kaşınıyordu.
Ama bu, basit bir rahatsızlık değildi.Bu, derinin altını yırtan bir huzursuzluk, içten içe büyüyen bir çatlak gibiydi. Sanki orada bir zamanlar bir şey varmış... ve artık yokmuş gibi...
Nefesimi tuttum.
Yatakta doğrulurken, karanlık ağırlaştı. Tavan üstüme çökmüş gibi. O an gözüm, çarşafın ortasına takıldı.
Tüyler.
Bir avuç simsiyah tüy.
Beyaz keten üzerindeki varlıkları neredeyse suç sayılacak kadar keskin. Sanki gece, içimde bir şey koparmış ve izini burada bırakmıştı.Her biri sessiz bir çığlık gibi, bozulmuş bir bütünün parçaları.
Elimi uzattım.
Bir tüyü aldım.
Parmaklarımın ucunda ürperdi; soğuktu ama canlıydı, sanki hala nefes alıyordu.Ucu hafif kırıktı, dokusu keskin...Bu bir kuş tüyü değildi.Bu bir düşüşün izi gibiydi.
Görünmeyen bir geçmişin, bedenimden sökülüp alınmış kanatlarının çürük yankısı.
İçimde tanımlayamadığım bir şey kıpırdadı. Bir korku değil tam olarak... Bir boşluk. Adı konmamış bir kayıp duygusu.Bütün benliğime yayılan bir ağırlık.
Ve sonra...
Sırtımdaki kaşınma, birden acıya döndü. Sanki biri derimi yavaşça içten içe yırtıyordu.Bıçağın kemiğe sürtünürken çıkardığı o içe işleyen gıcırtıyı, sadece içimde duydum.
Nefesim göğsümde kesildi.
Ayağa fırladım.
Çıplak ayaklarım soğuk zemine bastığında, gerçeklik neredeyse parçalandı.Banyoya koştum.
Küçük kare aynayı kaptım ve yatak odamın köşesindeki uzun boy aynasının önüne geçtim.
Ellerim titriyordu.
Sanki aynanın yansımasında göreceğim şey, beni ben olmaktan çıkaracaktı. Ve haklıydım.
Küçük aynayı sırtıma tuttum.
Uzun aynadan kendime baktım.
Ve o anda zaman, bir mezarın kapağı gibi üzerime kapandı.
Omuzlarımın hemen altında, cildimden aşağı inen iki uzun yarık vardı.Yırtılmış... ama düzgün.
Kesilmiş... ama şefkatsizce.
Sanki bir cerrah değil, bir cellât tarafından açılmışlardı.
Yarıkların kenarlarında kurumuş, kopmuş birkaç siyah tüy kalmıştı.
Tenime yapışmış, sanki vazgeçmek istemeyen hatıralar gibi. Ve içlerinden biri, hâlâ kanıyormuş gibi hafifçe titreşiyordu.
Kan yoktu ama...
Acı, kanın yapamadığını yaptı:
Hatırlatmadı, unutturdu.
Ne olduğumu bilmediğim bu anda, kim olduğum da benden uzaklaşmış gibiydi.
Bir zamanlar orada bir şey vardı.
Ve şimdi yoktu.Sırtımda eksik olan sadece kanat değildi. Benim bir parçam, bir kimliğim, bir hatıram, bir görevim...Hepsi sökülmüştü benden. Sakince değil. Zorla, neredeyse vahşice.
Aynayı elimden düşürdüm.
Cam yere çarptığında kırılmadı ama içimde bir şey paramparça oldu. Bir an için kendimi dizlerimin üzerine çökmüş buldum.Tüylerin arasındaydım.Bir mezarlıkta tek başıma kalmış gibiydim.
Ve gömdüğüm kişi bendim.
"Bana ne oldu?" dedim, neredeyse fısıltıyla.Ama odadaki hava, cevabı bana getirecek kadar cömert değildi.
Bir an için sanki...Birinin beni izlediğini hissettim.Gözle değil, kalple.Bir zamanlar bildiğim ama artık hatırlayamadığım bir şeyin ağırlığı geçti içimden.
Ve o an, içimde bir ses yankılandı.
Kendi sesim değildi.Ama bana aitti:
"Hatırlarsan... yanarsın."
...
Devam edecek...
Wattpad okuyucuları varsa kullanıcı adımı buraya bırakıyorum. @Kralitsaa_