0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
164
Okunma
Gözlerimi açtığımda, yerle bir olmuş bir binanın içinde kendimi bulmuştum.. Yıkım o kadar şiddetli olmuştu ki her taraf toz bulutu içerisinde kaybolmuştu. Etrafa göz gezdiriyorum ama bir şeyler görmek imkansızdı bu toz bulutu içerisinde. Yavaş yavaş doğrulmaya çalışıyordum. Her tarafım ağrıyordu sanırım birkaç omurgam kırılmıştı. Ayaklandığımda büyük acı saplanmıştı bedenime. Omurgamda 2 kırık olduğunu anlamıştım ama zaman kaybetmeden olup biteni öğrenmem gerekiyordu. Tozlar arasında nefes almak imkansız gibiydi. Susuzluğum, damaklarımın birbirine yapışmasına neden oluyordu. Bir an önce kendime gelip, bir çıkış aramam gerekiyordu. O kadar şiddetli bir patlama olmuştu ki, bina resmen yerle bir olmuştu. Kaç saatir baygın olduğumu bile bilmiyordum. Dışarda neler oluyordu acaba diye kendimle konuştuktan sonra işe koyuldum. Artık bir an önce her tarafı toz kaplamış binadan kendimi dışarıya atmalıydım. Biraz daha kalırsam, toz yutmaktan ölebilirdim... Kendimi toparladım, acılarımı hissetmemeye çalışarak ayaklandım. Etrafı başladım. Birkaç metre ötede bir ışık demeti gözüme çarpıyordu. Kendinden emin olmayan adımlarımla çıkış noktama doğru ilerliyordum. Tedbiri elden bırakmadan. Işık demedi beni kısa bir süreliğinede olsa mutlu etti. Ağır adımlarla yürümeye devam ediyordum. Tam çıkış noktasına varacakken bir gürültü koptu. Her taraf eskisine oranla biraz daha tozla kaplandı. Neler olup bittiğine bakmak için arkamı döndüğümde, öylece dona kaldım. Bir süre baygın yattığım yer artık yerini kocaman bir boşluğa bırakmıştı. Ucuz kurtulmanın vermiş olduğu güvenle bir an önce bu hasarlı binayı terk etmem gerekiyordu. Uzerimdeki travmayı atarak, doğruca çıkış noktasına doğru ilerledim. Birkaç taşı yerinden oynattıktan sonra, bedenime uygun bir çıkış noktası yapmıştım. Biraz göbekli ve boylu olunca çıkmakta haliyle zor oluyordu. Kendimi delikten dışarıya attığımda, ayydınlığın vermiş huzurla büyülendim. Daha ne konumda olduğuma bakmamıştım. Güneşin ve gökyüzünün büyüsünden kurtulduktan sonra, etrafı kolaçan etmeye başladım. O da neydi, diye kendi kendime söylendim. Bina yıkılmasına rağmen hala sanki dimdik ayaktaydı. Yaşadığım bina 75 kat uzunluğundaydı ve ben 66.katta yaşıyordum. Kurtulduğumu düşünerek kendimi şanslı hissediyordum ta ki dışarıya çıkana kadar. Buldğum çıkış noktası ile yer arasında neredeyse 50 kat mesafe vardı. Ruhum daralmaya başlamışı. Açlık ve susuzluk giderek bedenimi ele geçiriyordu. Yer yüzeyiyle olan mesafemi düşündükçe acı içinde söyleniyordum. Keyfim iyice kaçmıştı. Ağrılarımda giderek daha artıyor ve bedenim iyice yalpalanıyordu. Bu yükseklikten yere inmem imkansızdı. Çıktığım kapıya doğru geri yürümeye başladım. Başka çıkış noktası aramalıydım yoksa bur<da böylece kalacaktım. Tekrar tozlarla kaplı olan odama geri döndüm. Yıkılmış kolonlar arasından kendime bir çıkış noktası aramaya koyuldum. Bir kolondan diğer kolona giderken, gözlerimde arayış içindeydi. Karnım açıkmış ve susuzluk bedenimi ele geçiriyordu. Birden gözüme bir mutfak çarptı. Büyük bir umutla mutfağa doğru yöneldim. Her yer yerle bir olmuştu. Yıkıntılar arasında bir buzdolabına rastladım. Hemen oraya doğru seri adımlar attım. Gözüm o kadar dönmüştü ki kafamı tavandan sarkan taşa çarptım. Ama bu çarpma bile beni yolumdan alı koymadı.
5.0
100% (1)