1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
199
Okunma
İlk Babalar Günüm…
Bugün, hayatımda bir ilki yaşıyorum… İlk defa bir babalar gününde “baba” olarak uyanıyorum. Kucağımda bir melek, gözlerinde hayat… Ağustos sıcağında dünyama düşen en güzel yıldız: Yamaç Ömer.
Yamaç’ın adı onun hikâyesi… O, hem bizim evladımız, hem de Eda’nın çok sevdiği, erken vedalaştığı babasının ismini taşıyan bir emanet. Bu ismi ben verdim, çünkü Ömer babayı, kendi babam gibi hissettim. Onun kaybı, hayatımda ilk kez bir cenazede gerçekten içimin sızladığı, ilk taziye kabullerini yaşadığım, ilk kez bir acının tam ortasında dimdik durmaya çalıştığım an oldu. Eda’nın yanında olabilmek, ona sarılıp “yalnız değilsin” diyebilmek için elimden ne geldiyse yaptım.
Bugün, Eda’nın gözlerine, Yamaç’ın gülüşüne bakınca anlıyorum ki ben artık sadece bir adam değilim… bir dağım, bir sırtım, bir gökyüzüyüm oğluma.
Yamaç’a sözüm var:
Bir gün bile yere düşmene izin vermeyeceğim.
Sana gövdem kadar güven, kalbim kadar sevgi olacağım.
Rüzgar bile çarpmayacak yüzüne.
Adını taşıdığın dedene, Ömer babamıza, söz veriyorum:
Emanetine son nefesime kadar sahip çıkacağım.
Onu sevgiyle büyütecek, adını onurla yaşatacağım.
İlk Babalar Günüm kutlu olsun…
Ve yukarıdaki gökyüzüne:
Sizi özlüyoruz. Ama biz buradayız, çok güzel bir “aile” olduk.
Sen rahat uyu baba Ömer… Emanetin emin ellerde.
5.0
100% (1)