0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
146
Okunma

Onu ilk kez kütüphanede gördüm. Aynı kitaba uzandık, ellerimiz çarpıştı. Gülümsedi. Ben de.
O günden sonra her şey sessizce başladı. Kahveler, yürüyüşler, uzun susmalar...
Aşktı bu, adını koymamıza gerek yoktu.
Ama hayat, beklemiyordu. Mezun olunca Almanya’ya dönmem gerekiyordu. Ailem çağırdı.
“Gitme,” demedi.
“Sen git, ben gelirim,” dedi.
İnandım.
Aylarca bekledim. Her sabah, her gece.
Bir mesaj attım bir gün:
"Hâlâ beni seviyor musun?"
Cevabı ertesi gün geldi:
"Seviyorum... ama artık yetişemiyorum."
Bitti. Ne kavga, ne gözyaşı.
Sadece sessizlik.
O hâlâ gelmedi.
Ben hâlâ aynı rüyada onu bekliyorum.