Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik

Çığlık salonu/ dört mevsim ve çelik

Yorum

Çığlık salonu/ dört mevsim ve çelik

( 3 kişi )

7

Yorum

32

Beğeni

5,0

Puan

763

Okunma

Okuduğunuz yazı 5.6.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Çığlık salonu/ dört mevsim ve çelik

Çığlık salonu/dört mevsim ve çelik.


Yağmur, camlara öfkeyle vuruyordu. Gökyüzü mor bir mürekkep lekesi gibi yayılmıştı ufka. Metruk binanin çatı katında, duvarları çatlak odada, iki müzik birbirine karışıyordu: Bir köşede Vivaldi’nin Dört Mevsim”i yankılanırken, diğer tarafta Rammstein’ın elektrik yüklü riffleri duvarları titretiyordu. Sanki Barok dönemle endüstriyel metal bir savaşa tutuşmuştu.

Psikolog, beyaz deli gömleği içinde, demir karyolasının kenarına çömelmiş, avuçlarını kulaklarına bastırıyordu. “susun!” diye bağırdı, ama sesi yağmura ve müziğe yenik düştü. Bir hafta önce buranın doktoruydu. Şimdi? Hastalarından biri onu beyaz bir gömleğe sokmuş, anahtarı pencere dışına fırlatmıştı. Belki de hak etmişti. Sonuçta, buraya “tedavi” için getirdiği herkese aynı şeyi söylüyordu, ‘Gerçeklik sizinle dans etmiyorsa, siz onunla dans edin.’ Şimdi gerçeklik, onun kafasında bir savaş balesi sahneliyordu.


Odanın ortasında, bir grup blogger masanın üzerine kurulmuş dizüstü bilgisayarlarını tıkırdatıyordu. “Bu yayın tarihin en viral anı olacak!” diye haykırdı genç bir kadın, gözleri ekrana yapışmış. Yanındaki, siyah takım elbiseli bir adam ise ciddiyetle notlar alıyordu: “Gözlem,kolektif psikoz, müzik ve doğa olaylarıyla tetiklenebilir. Kanıt, bu odada’ .Diğer köşede ise, uzun saçlı bir blogger kafasını ritmik bir şekilde sallayarak Rammstein’a eşlik ediyor, elindeki telefonla çektiği videoya çığlık atıyordu: “Bunu görüyor musun? Bu nedir lan’ sil gitsin..

Rüzgâr, pencereden içeri bir canavar gibi doldu. Dışarıda, meşe ağacının dalları çatırdıyor, camlara vuruyordu. Her şimşek çaktığında, duvardaki gölgeler dans ediyor, odadakilerin siluetleri kırılıp yeniden doğuyordu. Masanın üzerindeki mumlar titreyerek yanıyor, hava keskin bir lavanta ve küf kokusuyla doluydu.

Kitaplığın yanında üç şair, bir yazar ve iki roman karakteri gibiydiler. Biri, kırmızı rujunu duvara sürterek şiirler yazıyordu. Diğeri, ceketinin düğmelerini iliklemiş, Goethe’ye benzetilebilecek bir ciddiyetle yağmuru izliyordu. “Bu fırtına… İnsan ruhunun metaforu,” diye mırıldandı. Yanındaki kadın, kahkahalarla güldü: “Metafor mu? Bu gerçek! Bak, şu dallar nasıl da kırılıyor… Tıpkı bizim gibi.”

Aniden, kapı gıcırdadı. İçeri, elinde bir keman ve bir elektro gitar tutan genç bir kız girdi. Saçları ıslak lacivert, gözlerinde yağmurdan daha derin bir parıltı vardı. “İkisini de çalmak zorunda mıyız?” diye sordu, sesi hem Vivaldi’nin kemanı kadar narin, hem de Rammstein’ın vokali kadar sertti. Odadakiler sustu. Sanki cevap, dışarıda kırılan dallarda gizliydi.

Psikolog ayağa kalktı. Gömleği hâlâ üzerindeydi, ama gözlerinde yeni bir ışık vardı. “Dans edin,” diye fısıldadı önce, sonra bağırdı: “Dans edin! Gerçeklik sizinle dans etmiyorsa, siz onu yıkın.’

Ve öyle oldu. Bloggerlar kameraları fırlattı, şairler mısraları unuttu, kız kemanı ve gitarı aynı anda çalmaya başladı. Yağmur, müzik, çığlıklar ve kırılan dallar… Hepsi, o gece, metruk binanın çatı katında bir şeye dönüştü. Belki bir sanat manifestosuna, belki bir çığlığa, belki de sadece… bir hikâyeye.

Sabah olduğunda, odada sadece kırık dallar, yırtık kağıtlar ve hâlâ çalan bir radyo vardı. Dışarıda ise, meşe ağacının gövdesinde, kimsenin okuyamayacağı bir şiir kazılıydı:

Rüzgâr kırıldığında,
En çılgın bestemizi yaptık.
Ve biz,
Parçalanmış notalardan
Yeni bir ilahi dikiyoruz…


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Çığlık salonu/ dört mevsim ve çelik Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çığlık salonu/ dört mevsim ve çelik yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çığlık salonu/ dört mevsim ve çelik yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
6.6.2025 12:00:43
5 puan verdi
kÜLLERİNDEN DOĞMAK GİBİDİR UMUTLAR KUTLUYORUM
Gule
Gule, @gule
6.6.2025 11:00:00
Hoş geldin canım.
Dans edelim, edelim ama Rammstein'la değil. Band'in şarkıcısı Till Lindemann; konser öncesi ve sonrası, içlerinde 17 yaşındaki genç bir kızın da bulunduğu bazı hayranlarına alkol içirip, cinsel tacizde bulunduğu haberleriyle gündeme gelmişti bir ara...

Tımarhane'nin kapısı açık kaldı gülüm ama gittiğinden beridir kimse deli gömleğini gönüllü giyip, doğruca içeri girmeye cesaret edemiyor.
Sevgiler.
YANILGI USTASI
YANILGI USTASI , @yanilgiustasi
6.6.2025 10:29:20

Bilincin , zincirlerinden sıyrılması ertesi gelen ayma hali ve varoluş ...
Bundan olmak istiyorum dedim okurken .
Kutlarım .
Selam ve sevgiler.
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
6.6.2025 05:19:44
Değişik bir deneyim oldu. Kendimi bir anda on dokuzcu yüzyılın sonundan Dadacılara uzanan dönemdeki yazar-besteler-çizer tayfasından gibi hissettim. Onlar absenti devirip konulara dağılırken, ben ise masumane bir gecenin sonunda cabarnet eşliğinde metni okuma fırsatı buldum. Başka bir zaman beni itecek kakafonik ortam gayet güzel yerine oturdu. Bir anlamda Vivaldi ve Rammstein bir füzyona uğradı ve 2cellos'un Thunderstruck'ına dönüştü (Fırtınayla da iyi gidiyor aslında)

've hâlâ çalan bir radyo vardı': Radyo her zaman çalmaz; kimi zaman da konuşur (Hele de güne yeni başlarken). 'Bugün 6 Haziran Cuma. Demirbank iyi günler diler' Saygılarımla.
/ yüRekTen
/ yüRekTen, @-yurekten
5.6.2025 22:00:55


radyodan
tanıdık bir melodinin notaları yayılıyor
kalbimin ritmiyle senkronize

Kadir YILDIZ
Kadir YILDIZ, @kadiryildiz
5.6.2025 21:35:38
Riyasız söylüyorum
Okumaktan keyif aldığım
Yazılarını özlediğim
Çokça nasiplendiğim sayfalardan biri
Hiç gitmeyin hep yazın olur mu
Selam ve dua ile hayırlı bayramlar diliyorum
Tekrar hoş geldiniz
barbor
barbor, @barbor
5.6.2025 19:17:07
Hoşgeldiniz :)

Umarım sık yazarsınız,sizi okumak güzel...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL