0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
160
Okunma
"Göl Kıyısında Mayıs"
Gecenin son serinliği gölün yüzeyinden hafifçe çekilirken, doğu ufkunda pembeleşen bir aydınlık belirdi. Göl kıyısındaki söğütlerin yaprakları, sabah rüzgarına usulca cevap veriyordu.
Toprak ıslaktı; gece yağan yağmurun izleri hâlâ silinmemişti. Ayak ucundaki küçük taşlar, nemli toprakta sessizce yatıyordu.
Birden kuşlar ötmeye başladı. Önce bir serçe, sonra bir bülbül… Derken gölün karşı kıyısından yankılanan bir kurbağa sesi, bu doğa korosuna eklendi.
Güneş yükseldikçe, suyun üstünde altın sarısı parıltılar belirdi. Çiçekler uyanmaya başladı. Papatyalar, gelincikler, sanki hepsi yeniden doğmuştu.
Gün uzadıkça göl daha bir derinleşti. Renkler doygunlaştı. Gökyüzü parlaktı; ne fazla sıcak ne serin. Tam da yürümek, durup düşünmek, sessizliği dinlemek için bir zaman…
Akşam yaklaşırken rüzgar yine suyun üzerinden geçti. Dalgacıklar kıyıya vurdu, taşlara dokundu, geri çekildi.
Ve gün, gölün üstünde tüten mor bir sisle biterken… Mayıs ayı bir kez daha doğanın kalbine dokunmuştu.
Kamil Erbil