Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri

İÇİMDEKİ HİÇ KONUŞMAMIŞ KIZ ÇOCUĞUNA MEKTUP

Yorum

İÇİMDEKİ HİÇ KONUŞMAMIŞ KIZ ÇOCUĞUNA MEKTUP

1

Yorum

12

Beğeni

0,0

Puan

362

Okunma

İÇİMDEKİ HİÇ KONUŞMAMIŞ KIZ ÇOCUĞUNA MEKTUP

İÇİMDEKİ HİÇ KONUŞMAMIŞ KIZ ÇOCUĞUNA MEKTUP

______

Sana mektup yazıyorum küçük kız,
çok uzun zaman sonra ilk kez sesini duymaya cesaret eden kadın olarak.
Senin suskunluğunda büyümüş, senin içine gömülmüş bir hayatı sırtında taşıyan kadın…

Sen, annemin bakışlarında asılı kalan yarım tebessümdün.
Sesin duyulmasın diye halının altına süpürülen çocuk kahkahasıydın.
Dantelli perdelerin ardında, oyuncak bebeklerinle değil ama insanların ruhlarıyla oynayan büyümeye zorlanmış minicik bir kızdın sen.

Benim içimdeki “hiç konuşmamış” çocuktun sen.
Ve işte şimdi, seni duymaya geldim.
Ellerimle ördüğüm bu satırların her harfiyle…

Hatırlıyor musun o yaz sabahlarını?
Mahalle uyanmadan, sen çoktan uyanmış olurdun.
Çünkü kalbinin içinde taşıdığın bir “uyanıklık” vardı;
gölgeleri gün ışığından önce sezme yeteneğin,
bir annenin göz ucundaki endişeyi cümleye dökmeden anlayışın,
ve hiç kimseye anlatamadığın o derin tedirginlik…

Sen hep susarak anlatırdın.
Gözlerin bir mektup, kaşların bir çığlık, omuzların bir itiraf olurdu.
Ama hiçbir yetişkin, çocukluğunun dilini çözmeye yanaşmadı.
O yüzden yazıyorum sana şimdi—geç kalmış bir annenin kalbiyle.


Ben büyüdüm sanmıştım,
ama asıl sen büyüyememiştin.
Ben kadın oldum,
ama sen hiç kız çocuğu olamamıştın.

Kıyafetlerini kendin diken annenden kalan artık kumaşlarla
kendine hayaller dikmeye çalışmıştın;
seni yutmaya çalışan bir dünyanın ortasında
dikiş makinesinin vızıltısına eşlik eden yüreğinle...

Ama işte, ben şimdi senin o yamalı düşlerine dokunuyorum.
Bir kadın eliyle değil, bir kız çocuğunun içtenliğiyle.

Ben sana geldim.
Ve artık beraber yürüyeceğiz.

Sana söz veriyorum:
Artık biri canını yaktığında susmayacağım.
Birisi seni görmezden geldiğinde içine çekilmeyeceğim.
O kalabalık sofralarda senin tabak tabak hizmet ettiğin her şeye karşılık,
ben bir dilim ekmeği bölüşürken hatırlayacağım seni.
Ve en çok da aynaya bakarken…

Çünkü orada hâlâ sen varsın.
Biraz kırık, biraz utangaç…
Ama çok güzel.


Ey içimdeki sessiz küçük kız,
biliyor musun, sen aslında hiç konuşmadın diye ben bu kadar kelime öğrendim.


Sen, küçükken hep kenarda bekleyen çocuktun.
Kalabalığın içinde susarak büyüyen, sesi boğazında düğümlü kalan, hep "dur" denilen yerde duran…
Bir çift göz olarak hatırlıyorum seni. Hep bakıyordun. Hep görüyordun. Ama anlatamıyordun.
Çünkü anlatmak, cezalandırılmak gibiydi.
Korkuyordun. Sevilmemekten değil; anlaşılmamaktan.
Ve içten içe bir bilge gibi susuyordun.

Oysa bir yaz yağmuru gibi biriktin sen.
Gök gürültüsü olmadı hiçbir sözün.
Ama toprağın altına inen her damla gibi, yüreğime işledin.
Sen sustukça ben büyüdüm.
Sen ağladıkça ben yazdım.
Sen görünmedikçe ben ses oldum.

Biliyor musun, sen hiç eksilmedin benden.
Ne zaman kalabalıklar arasında yalnız kaldıysam,
Ne zaman hayat beni “kadın” olmaya zorlayıp “çocuk” kalbimi unutmamı beklediyse…
Sen içimde, küçük ellerinle bir ışık yaktın.
Yolumu hep o sustuğun yerden buldum.

Ve şimdi sana bir şey söylemek istiyorum:
Sen susarak dünyayı değiştirdin.
Senin o anlatılmamış öykün, bir öykü değil, bir kayıt…
Kadınlığın, yalnızlığın, hayatta kalmanın, onurlu durmanın kaydı.
Sen susarken ben yazdım
Sen görünmezken ben şiir oldum.

Bak, yıllar geçti.
Annemin kokusu hâlâ üstümde.
Babamın yarım kalmış cümleleri dudaklarımda.
Kardeşlerimle el ele verdim.
Yalnızlıktan kardeşlik büyüttüm.
Aşkı içimde değil, mücadelede tanıdım.
Kadın oldum. Acıyı sırtlandım.
Yine de sevmekten vazgeçmedim.

Sana söz veriyorum şimdi, küçük kız:
Bundan sonra senin sesinle konuşacağım.
Yalnız kalmış her çocuğun kalbine dokunacağım.
Seni yoksaymadan, seni unutmadan, seni susuz bırakmadan yürüyeceğim.

Çünkü sen sadece bir çocuk değilsin.
Sen, bütün kadınların susturulmuş sesi…
Bütün sevdaların arka bahçesi…
Bütün mücadelelerin ilk kıvılcısısın.
Seninle barışmadan, hiçbirimiz tam olamayız.

Ve biliyor musun?
Suskunluk bile, doğru yere düştüğünde bir çığlık olur.
Sen artık bir çığlıksın.
Ve bu çığlık dünyayı değiştirecek.

...


Bazı yaralar konuşmaz, şiir olur.
Bazı çocuklar büyümez, yol olur.
Ve bazı kadınlar susmaz, bir halkın sesi olur.
Kendine iyi bak, küçük kız.
Sen sustun ama ben seni duydum.
Ve bundan sonra hiçbir kelime sensiz olmayacak.


Peri Feride ÖZBİLGE
21.05.2025

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İÇimdeki hiÇ konuşmamış kız Çocuğuna mektup Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İÇimdeki hiÇ konuşmamış kız Çocuğuna mektup yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İÇİMDEKİ HİÇ KONUŞMAMIŞ KIZ ÇOCUĞUNA MEKTUP yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Güneşin Kızı Zehra
Güneşin Kızı Zehra, @gunesinkizi1
21.5.2025 17:02:58
Keyifle okudum, çok güzeldi, kaleminiz daim olsun. Nice güzel eserlere inşallah.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL