Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Halukgta
Halukgta

Yalanı, Kendi Menfaatimiz İçin Görmezden Gelir İnanırsak, Bir Gün O Yalanın Kölesi Oluruz.

Yorum

Yalanı, Kendi Menfaatimiz İçin Görmezden Gelir İnanırsak, Bir Gün O Yalanın Kölesi Oluruz.

1

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

195

Okunma

Yalanı, Kendi Menfaatimiz İçin Görmezden Gelir İnanırsak, Bir Gün O Yalanın Kölesi Oluruz.

Yalanı, Kendi Menfaatimiz İçin Görmezden Gelir İnanırsak, Bir Gün O Yalanın Kölesi Oluruz.

Cuma namazında vaaz veren hocanın konusu, YALAN SÖYLEMENİN ve açıkça yalan olduğu bilinen bir söze inanmanın çok kötü bir şey olduğu ve bir Müslüman’a yakışmadığı konusu üzerineydi. Gerçekten de çok doğru, çünkü yalan insanların bir birine düşmesine, toplumun düzeninin bozulmasına, kargaşaya sebep olduğu gibi toplumda asla kabul görmeyen, çirkin bir davranış olarak kabul edilir. Allah’ta bu dünyada, kendi çıkarları için yalan söyleyip insanları toplumu kandırırsanız, hesap günü bunun karşılığını mutlaka göreceksiniz uyarılarını Kur’an’da yapar. Bizim toplumumuz da yalanın utanç verici bir davranış olduğunu örnek vermek için bir atasözümüz dahi vardır. ”YALANCININ MUMU, YATSIYA KADAR YANAR.”

Atalarımın verdiği bu örnekten alacağımız derse gelince. Ne kadar yalan söylerseniz söyleyin, yalanınız mutlaka en kısa zamanda ortaya çıkacaktır uyarısını yapıyor. Rabbimizde Kur’an’da bu konu üzerinde çok durmuş ve bizleri uyarmıştır. Casiye suresi 7. Ayetinde bakın Rabbimiz nasıl uyarıyor. “BÜTÜN YALANCI VE GÜNAHKÂRLARIN VAY HALİNE!” (Casiye 7) Bu ayetten de anlıyoruz ki, yalanı iftirayı kendi çıkarları için toplumu aldatmak ve kandırmak için kendisine alışkanlık edinenler, mutlaka cezasını hem bu dünyada, hem de mahşer günü benden karşılığını bulacaklardır diye Rabbimiz uyarıyor. Çünkü söylenilen bir yalan, kartopu gibidir, sürekli büyüyerek çoğalır ve toplumu aldatarak uçuruma sürükler, insanları birbirine düşürür, fakirleştirir yani maddi kayıplara neden olur. Çok daha kötüsü toplumun düzeni bozularak yokluk, kargaşa, fuhuş alır başını gider. Onun için Rabbimiz Kur’an’da, BÜTÜN YALANCILARIN VAY HALİNE DİYEREK İKAZ EDİYOR.

Cuma namazında hoca vaazında, özellikle Allah’ın Resulünü örnek gösterip, Allah’ın Resulümde sizler için güzel bir örnek vardır diye uyardığı ayeti hatırlatıp, Hz. Muhammed’in doğru sözlü güvenilir bir insan olduğunu, Kitap Ehline tabi olmadığı halde, onların bile kendisine her konuda güvendiği örneğini verdi. Bizler de Allah’ın Resulünü örnek alıyor, onun yolundan gidiyorsak, ÖNCE YALANDAN UZAK DURUP, ÇEVREMİZDE GÜVENİLİR BİR İNSAN OLMALIYIZ. Ayrıca dostlarımızı seçerkende güvenilir insanlardan seçmeli, bugün söylediğinin yarın tam tersini söyleyen hiç kimseye güvenmemeliyiz. Sizce bizler Allah’ın Resulünü, örnek alıyor muyuz? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Çevremizde insanların nasıl sıkıştıkların da yalana başvurduklarını, hatta utanmadan insanların dini duygularını kullanıp bir de inandırmak için YEMİN EDEREK yalanlarını güçlendirdiğini, kendilerini adeta dindar gösterdiklerine de şahit olmuşsunuzdur. İşte onun için Allah, kimin Allah’ın doğru yolunda olduğunu yalnız ben bilirim diyerek, sizi Allah ile aldatmaya kalkanların sakın tuzağına düşmeyin uyarısını yapmıştır. Yüce Rabbimiz bizlerin neler yapacağımızı bildiğinden, yemin ederek Allah’ı şahit göstererek yalan söyleyecekler konusunda, bakın Kur’an’da nasıl bizleri uyarıyor ve sakın onlara inanmayın, BUGÜN SÖYLEDİĞİ YALANIN, KISA BİR ZAMAN SONRA TAM TERSİNİ SÖYLEYENLERİ, SAKIN CİDDİYE ALMAYIN DİYOR.

“YEMİN EDİP DURAN ALÇAKLARIN, HİÇBİRİNİ DİKKATE ALMA!” (kalem 10)

Tabi burada bahsedilen sürekli yemin ederek, yalanlarına bizleri inandırmak isteyenler den bahsediyor. Çünkü söylediğinden emin olan bir insan, neden Allah’ı şahit gösterip inanın bana doğru söylüyorum diye yemin etsin. Bizler eğer doğru sözlü olarak çevremize, arkadaşlarımıza kendimizi tanıttıysak, yemin etmeye gerek duymayız. Buna genellikle sözünü kabul ettirmeye çalışan, yalancılar başvurur. Tabi istisnalar hariç diye de not düşmek isterim. Yalancılık konusuna çevremizde çok şahit oluruz, hatta çok sevdiğimiz güvendiğimiz SİYASETÇİLERİN BİLE BUNU YAPTIĞINI GÖRMEK BİZLERİ ÜZER. Rabbimiz bu konuda da Kur’an’da bizleri uyarıp, sizi yönetecekleri EHİL insanlardan seçin der. Bugün söylediğinin tam tersini, eğer söylüyorsa bu her kim olursa olsun, RABBİMİZ O KİŞİLERE SAKIN GÜVENMEYİN, ONLARI DİKKATE ALMAYIN DİYOR. Rabbimiz yalan söylemeyen ve hatta yalan söyleyenleri dikkate almadıkları için onların yalanlarını ortaya çıkartıp, bu kişileri dikkate almayan kullarına da, bakın Kur’an nasıl bir örnek veriyor. Dilerim Allah’ın böyle kulları arasında oluruz.

Furkan 72: ONLAR, YALANA ŞAHİTLİK ETMEYEN, FAYDASIZ BOŞ BİR ŞEYLE KARŞILAŞTIKLARI ZAMAN, VAKAR VE HOŞGÖRÜ İLE GEÇİP GİDENLERDİR. (Diyanet meali)

Allah’ın doğru yolunu izleyen kullarının, bakın bu konuda nasıl bir yol izlemesini istiyor. Benim sevgili kullarım, yalana şahitlik etmezler, yani göz göre göre yalan olduğunu bile bile asla onlara inanmazlar diyor. Yani yalan söyleyen bir kişi, en yakınımız en sevdiğimiz hatta oy verdiğimiz bir kişi dahi olsa, eğer sürekli yalan söylediği apaçık ortaya çıktıysa, O kişinin yalanını ortaya çıkarmamak için değil, tam tersine ONUN YALANINA ŞAHİTLİK ETMEYEREK, ONA İNANMAYARAK ORTAYA ÇIKARIR DİYOR. Doğru olmayan boş sözlerle karşılaştığın da, benim sevgili kulum bu sözlere inanmadan yani, böyle kişileri ciddiye almadan ama kendisine yakışır bir şekilde, böyle insanlardan kargaşa çıkarmadan hemen uzaklaşır, diye de uyarıda bulunuyor.

Günümüzde yalancılık adeta bir MESLEK olmuş, toplumun değer yargıları, inançları da kullanılarak kendi menfaatleri için hiç Allah’tan korkmadan insanları aldatıyorlar. Değerli dostlarım, lütfen her konuda özellikle Yalancıların yalanlarına kanmak istemiyorsak, Kur’an’ı referans alarak yaşamımıza yön verelim. Şunu lütfen unutmayalım, bizlere her zaman çıkarları için YALAN SÖYLEYİP, ALDATACAKLAR ÇIKACAKTIR. Yalancılarının mumunu söndürmek istiyorsak, önce söylenenin yalan olup olmadığını sorgulayalım. ÇOK DAHA ÖNEMLİSİ ÖNCE SÖYLENENE DEĞİL, SÖYLEYENE BAKALIM.

Peki, neden söyleyene bakalım? Hâlbuki söyleyene değil, söylenene bakmak gerekmez mi? Bizler söylenen konusunda, açık bilgimiz varsa doğruluğundan eminsek, elbette söyleyenin kim olduğu önemli değildir. Ama söylenen konusunda emin değilsek, konu hakkında hiç bir bilgimiz yoksa, işte o zaman söyleyene dikkatle bakmalıyız. Çünkü doğru ve hak olanı anlatıp örnek verirken, sözlerinin arasına batıl ve hurafe yani yalan sözleri de karıştırarak, bizleri aldatabilirler. Bunun çok fazla örneğini görüyoruz. Onun için Rabbimiz, sakın HAKA BATIL karıştırmayın diye bizleri uyarıyor. BU KİŞİNİN GEÇMİŞTE YALAN SÖYLEYİP SÖYLEMEDİĞİNİ ARIŞTIRIP, SÜREKLİ YALANI ORTAYA ÇIKMIŞ BİRİYSE ONA İNANMAYIP, ALLAH’IN AYETİNDE SÖYLEDİĞİ GİBİ, ONU DİKKATE ALMADAN, ORADAN UZAKLAŞMALIYIZ. Güvenilir birisiyse, konu ile ilgili araştırmamızı bitirene kadar, ona inanmakta elbette bir sakınca olmaz ama mutlaka araştırmalı ve daha sonra inanmalıyız. Bunu her konuda yapmalıyız.

Dilerim Kur’an’ın böyle güzel örneklerini yaşamına geçiren, yalancıların tuzağına düşmeden hayatını yaşayan, Allah’ın azınlık sevgili kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

kuranadavet1.wordpress.com/

twitter.com/KURANA_DAVET

www.hakyolkuran.com/

/Kuranadavet1/

hakyolkuran1.blogspot.com/

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yalanı, kendi menfaatimiz için görmezden gelir inanırsak, bir gün o yalanın kölesi oluruz. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yalanı, kendi menfaatimiz için görmezden gelir inanırsak, bir gün o yalanın kölesi oluruz. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yalanı, Kendi Menfaatimiz İçin Görmezden Gelir İnanırsak, Bir Gün O Yalanın Kölesi Oluruz. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ar
Artukbey, @artukbey
11.9.2025 17:29:57
Furkan Suresi 72. Ayet
Yalancılık /Yalancı Şahitlik..

وَالَّذ۪ينَ لَا يَشْهَدُونَ الزُّورَۙ وَاِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا

O has kullar(müminler: Allah'a güvenenler), YALANCI ŞAHİTLİK etmezler. Boş bir söz ve davranışa rastladıklarında ise yüz çevirip vakar içinde oradan geçip giderler.

Bütün yalancı ve günahkarların vay haline! Casiye 7

Yemin edip duran alçakların, hiçbirini dikkate alma! Kalem 10
Kalem Suresi 10,11,12,13,14.
Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.

Nisa Suresi 135. Ayet
Ey iman edenler! Hakk üzere durup adaleti titizlikle sağlamaya çalışan (hâkimler) ve Allah için (doğru söyleyen) şahitler olun. (Dürüstlükten ve hakkaniyetten asla uzaklaşmayın.) Velev ki bu şahitliğiniz kendinizin, ana-babanızın veya akraba ve yakınlarınızın aleyhine bile olsa! (Yine doğruluktan ve Hakk’tan ayrılmayın. Üzerine şahitlik veya hâkimlik yapacağınız kimseler,) Onlar ister zengin olsun ister fakir bulunsun (yine sakın adaletten ve doğru bildiğinizden caymayın). Çünkü (taraflar kim olursa olsun,) Allah ikisine de sizden daha yakındır. (Yani, bizzat O’nun kullarıdır, buna rağmen adaleti buyurmaktadır.) Onun için siz adaletten ayrılıp haddinizi aşarak (Hakk’tan yüz çevirip) nefsinizin hevâsına uymayın. Eğer (adaletten ve doğru şahitlikten) dilinizi eğip bükerseniz veya büsbütün Hakk’tan yüz çevirirseniz, Allah şüphesiz yaptıklarınızdan Haberdardır. (Bunun hesabı ve azabı çok ağırdır!..)

Tevbe Suresi 119. Ayet
Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.

Hud Sûresi 112. Ayet
(Ey Resulüm!) Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Seninle beraber (küfür ve kötülükten) tevbe edenler de (böyle davransın). Ve (sakın) azgınlaşıp (haddinizi aşmayın). Çünkü O, (bütün) yaptıklarınızı Gören (ve amaçlarınızı bilen)dir.

Maide Suresi 89. Ayet
Allah sizi, yeminlerinizdeki ’rastgele söylemelerinizden, boş (bulunduğunuz ve dil alışkanlığıyla tekrarlayıp durduğunuz) sözlerden’ dolayı sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle (bilerek ve isteyerek karara) bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun (bozduğunuz yeminin) kefareti ise, ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak, ya da onları giydirmek, (elbise ve ayakkabı almak) veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. (Bunlara imkân) Bulamayan (için) üç gün oruç (vardır.) Bu, yemin ettiğinizde (bozduğunuz) yeminlerinizin kefaretidir. (Geçerli olan) Yeminlerinizi koruyunuz. Allah, size ayetlerini böyle açıklar, umulur ki şükredersiniz (ve size yapılan iyiliklere nankörlükten vazgeçersiniz)!

Kaç çeşit yemin vardır?
Üç çeşit yemin vardır. Bunlar; yemîn-i lağv, yemîn-i ğamûs ve yemîn-i mün’akidedir:

a) Yanlışlıkla yapılan yemin (yemîn-i lağv); bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemindir. Kişinin birini görmediği hâlde gördüğünü zannederek “Vallahi gördüm.” demesi veya yemin kastı olmaksızın yemin sözlerini söylemesi, yemîn-i lağv olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde yapılan yeminden dolayı kefâret gerekmez. Kur'ân-ı Kerîm’de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden dolayı kişinin sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir (el-Bakara, 2/225; el-Mâide, 5/89). Bununla birlikte, ağız alışkanlığıyla konuşurken sıkça yemin edenlerin, bu alışkanlıklarından vazgeçmek için çalışmaları gerekir.

b) Yalan yere yemin (yemîn-i ğamûs); bu tür yemin, bilerek yalan yere yapılan yemindir. Bir kimsenin olmamış bir şey için bilerek olmuş diye veya olmuş bir şey için bilerek olmadı diye yemin etmesi böyledir. Bu en büyük günahlardan biridir (Buhârî, Eymân, 16 [6675]; Müslim, İman, 220 [138]). Böyle bir yemin Hanefîler'e göre, kefâretle telafi edilemez. Bu şekilde yemin eden kişinin, bilerek ve Allah’ın adını anarak yalan yere yemin ettiği için pişman olarak, bir daha böyle bir hataya düşmemek üzere Allah’tan af dilemesi gerekir. Yalan yere yaptığı yemin sebebiyle başkasının hakkının zayi olmasına sebep olan kimse, bu zararı tazmin edip zarar verdiği kimselerden helallik istemelidir.

c) Geçerli yemin (yemîn-i mün’akide); imkân dâhilinde olan bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya yapmayacağım diye yemin etmesi böyledir. Bu yeminin Allah’ın isimlerinden biriyle veya O’nun sıfatlarıyla ya da örfen Allah’ın isimlerine veya sıfatlarına atıfta bulunan sözlerle yapılmış olması gerekir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 3/708-712). Bu tür yeminini bozan kişi yemin kefâreti öder (Merğinânî, el-Hidâye, 3/17-18).
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL