0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
208
Okunma

ÇOCUĞUN MU VAR DERDİN VAR!
Ebeveynler, çocuğu olmadan, çocuk olması için ne çırpınışlar sergiler. Kimileri de meşakatlı bir süreçten sonra çocuk sahibi olur. Gel gör ki, onca zorluğu aşıp çocuk sahibi olduktan sonra dillerine pelesenk olmuş bir söylem hemen hemen her ortamda dile getirilir. “Çocuğun varsa, yeteri kadar derdin var." "Yolunuzda yürümenizi engelleyen bir taş vardır!” Ee güzel arkadaşım sen çocuğu bir dert olarak görecektin, neden canhıraş bir tutum ve mücadeleyle çocuk sahibi oldun?
Dünyada böylesi bir duyguyu tadamayan nice nice insanlar varken, sen neden tefekkül etmez, neden bir çocuğun olduğuna şükrederek onu ülken ve toplum için yararlı bir evlat olarak yetiştirmezsin?
Ailenin çocuğu ya da çocukları okul çağına gelmesiyle birlikte, dert olarak gördükleri çocukların sıkıntıları ister maddi, ister ise, manevi olarak bir kat daha artmış olur. Ne var ki ebeveynler, sadece kendilerinin içinde bulunduğu sıkıntıyı, derdi bilirler. Oysaki madalyonun diğer yüzünü çevirip okulda eğitim gören çocukların sıkıntısını, dertlerini dinlemiş olsalar, kendilerinin içinde bulundukları derdi unutmuş olurlar.
Okul ve öğrencilik yaşamı hakkında her zaman uzun uzun hikayeler vardır. Hele hele, çocuğunuza asperger sendromu (Otizm spektrum bozukluğu) teşhisi konulmuşsa, bu durum ebeveynlerden ziyade çocuğun içinde bulunduğu durumu, ruh halini düşünün. Ki ülkemizde ebeveynler, çocuk bakım hizmetleri için bir entegrasyon talep etmekten imtina ediyorlar. Dahası okullar anne ve baba bilgisi olmadan bu çocukları okuldan uzaklaştırma ya da başka bir okula naklini isterler.
Eğitim gördüğü okuldan, ikinci ilkokul nakli yapılan otizm spektrum bozukluğu olan bir çocukta öğrenme ve uyum sorunu yaşanabileceğini ne yazık ki göz ardı ederler. Bu durumda öğrenme ve entegrasyon konusunda uzman bir kadronun maaşı devlet tarafından ödenen ana tarafsız kişilerin tayin edilmesi zorunlu hale getirilmelidir. Aksi halde özel okulun tayin ettiği uzman kadro yine özel okulun çıkarı doğrultusunda kararlar alarak, pek çok başarısız ve hastalıklı öğrenciler yetiştirilmesine vesile olurlar.
Okulun ve okul kurulu tarafından her zaman yeni yansımalar baş gösterir Anne ve babalar bu kurul tarafından alınacak kararlara pek dahil edilmezler. Sadece alınan kararların sonuçları hakkında kısmen bilgilendirilirler.
Devletin atamış olduğu otizm konusundaki uzman entegrasyon memuru yaşanan sorunların içine dahil edilerek, tavsiyeleri okul ve çocuk bakım hizmetleri tarafına daha sağlıklı bir şekilde ileteceği gibi, anne ve babayı da bilgilendirmekle mükellef sayar kendisini.
Gerekli görüldüğünde çocuğa otizm terapisi yapılarak, okuldaki uyum ve öğrenmede refahı payı yükseltilmelidir. Aşılması zor olan bazı durumlarda ise, sadece anne ve babadan değil, aynı zamanda Çocuk Esirgeme Kurumlarından da hizmet satın alınarak sabit bir teste tabi tutulmalıdır. Yani çocuğun toplum içindeki refah payının yükseltilmesi için yeni bir teste tabi tutulmasına, terapi almasına rıza göstermeyen anne ve babalar için, Çocuk Esirgeme Kurumu devreye girmeli, gerektiğinde çocuğu ellerinden alabilecekleri tehdidini bile yapmalıdırlar.
Eğer tıbbi bir gider söz konusu olacaksa, bu ailenin özel veya genel sigortasından karşılanmalıdır. Ailenin herhangi bir sosyal güvencesi yok ise, tıbbi giderler devlet tarafından karşılanmalıdır. Özel okullar, çocuk bakım hizmetleri ile istişare sonrası tıbbi tavsiyelerini reddedebilir. Bu sebeple Ebeveynler çocuklarını devlet ya da özel okullara kayıt yaptırdıklarında, test, eğitim, terapi ve tıbbi giderler konusunda detaylı bir poliçe ya da broşür istemeleri hem aile hem de eğitim gören çocuk adına yararlı olacaktır!
Çocuğunu okula kayıt yaptırmak isteyen anne ve baba okulların ya da yetkili kurumların hazırlamış olduğu sözleşme metnini detaylarıyla tam olarak anlayamayabilmelidirler. Bu sebeple kendilerine eşlik edebilecekleri bir avukatla gitmeleri, ileride doğabilecek sorunlar için çok daha yararlı olur. Aksi halde ileride yaşanabilecek sorunlar anne ve babanın yoluna çıkabilecek en büyük taş değil, kocaman bir kaya olur. İşte bu durumda da “çocuğun mu var, derdin var!” Söylemi gerçek olmuş olur!
Unutmayın ki çocuklar sağlıklı ya da otistik olsun bu ülkenin birer değeridir.
Öğretmenler kendilerini öğrencilerinin tuhaf ve aykırı davranışlarıyla keşfederler!
Hukuk adaletten almış olduğu güçle haksız olan tarafa baskı uygular!
Özel okullar, ticari işletmeler olduğundan, sadece alacakları ücreti bilirler!
Devlet okulları sisteminde bulunan birçok özel okuldan, çok daha ucuz eğitim vermekle mükelleftir!
Ebeveynler hayatın ağır yükünün yanı sıra, çocuğunun bütün sorunlarıyla ilgilenmek sorundadır!,
Öğrenci giydiği üniforma ve öğrenerek toplumdaki refah payını yükseltmekle sorumludur. (Ki bu bilince sahip olma kaydıyla)
Toplum, başarılar ve başarısızlıklarla dünyadaki yerini tayin etmiş olur!
Efkan ÖTGÜN