Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Bugrayasin34
Bugrayasin34

Geri Çekilmenin Gücü: Duygusal Olarak Sürekli Ulaşılabilir Olmak Ruhunu Tüketiyor

Yorum

Geri Çekilmenin Gücü: Duygusal Olarak Sürekli Ulaşılabilir Olmak Ruhunu Tüketiyor

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

109

Okunma

Geri Çekilmenin Gücü: Duygusal Olarak Sürekli Ulaşılabilir Olmak Ruhunu Tüketiyor

Hiç bazı insanların bir odaya sessizce girip ortamın enerjisini zahmetsizce değiştirdiğini fark ettin mi?

Bağırmazlar.
Tartışmazlar.
Sadece geri çekilirler—ve bir anda her şey değişir.
Gerginlik artar. Sorular yükselir. İnsanlar tepki verir.

Bu ince güç manipülasyon değil—kendine hâkim olma sanatıdır. Ve belki de sahip olduğun en az değer verilen güç budur.

Sürekli Ulaşılabilir Olmanın Bedeli
Çoğumuz çocukluktan itibaren duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak ulaşılabilir olmanın bir erdem olduğuna inanarak yetiştirildik. Hızlı yanıt vermeyi, sık sık “evet” demeyi, kendimizi sürekli açıklamayı öğrendik. Zamanla bu refleks hâline geldi. Beklenen bir şey. Hatta zaman zaman istismar edilen bir şey.

Peki ya bu ulaşılabilirlik, aslında seni içten içe tüketiyorsa?

Her ani tepki. Her zoraki gülümseme. Her gereksiz “evet.”
Bunların hepsi birer alışveriş—sen veriyorsun, başkaları alıyor.

Carl Jung, 20. yüzyılın en etkili psikologlarından biri, her insanın sınırlı bir psişik enerjisi (ruhsal enerjisi) olduğuna inanır. Ve eğer bu enerjiyi korumazsan, birileri mutlaka onu senin yerine kullanır.

“Direndiğimiz şey yalnızca varlığını sürdürmekle kalmaz, aynı zamanda büyür.” — Carl Jung

Yani ne kadar çok tepki verirsen, o kadar fazla kontrol kaybedersin.

Duygusal Tepkisellik Bir Kontrol Biçimidir—Ama Senin Değil
Dürüst olalım: Kaç kez bir tartışmadan sonra, karşı tarafa değil de kendine kızarak uzaklaştın?
Neden hemen cevap verdim?
Neden yine kendimi açıklama ihtiyacı hissettim?

İşte bu anlar bir gerçeği ortaya koyar: Manipüle ediliyorsun, belki de hiç farkında olmadan.
Senden sürekli cevap bekleyen, her zaman yanında olmanı isteyen, senin enerjini emen insanlar bunu bazen bilinçli yapmazlar. Ama şunu iyi bilirler: Sen tepki verdiğin sürece kontrol onlardadır.

Ve bu, seni duygusal olarak tüketir.
Sorun fazla şey yapman değil—fazla şey vermendir.

Psişik Enerji: Hayatının Gerçek Para Birimi
Jung, insan zihnini basit bir tepki mekanizması olarak görmezdi. Ona göre zihin, bir enerji sistemidir.
Her düşünce, her duygu, her etkileşim bir bedel taşır.

Peki şu soruyu hiç sordun mu:
Enerjimin nereye gideceğini ben mi seçiyorum, yoksa dünya mı benim adıma seçiyor?

Kendini gereksiz eleştirilerden savunurken…
Birinin sessizliğini takıntı hâline getirip analiz ederken…
Uğruna değmeyecek insanlar için çabalarken…
Bütün bu anlar enerjinin tükendiği yerlerdir.

Ve en acı tarafı: Boşa giderler.

Geri Çekilmek Zayıflık Değil—Gerçek Güçtür
Niyetle seçilen bir sessizlik, bir güç göstergesidir.
Tepkini ertelemek, bir özsaygı eylemidir.
Varlığını geri çekmek, bir sınır çizgisidir—cezalandırma değil.

Soğuk biri olmak zorunda değilsin. Ama artık seçici olmalısın.
Ve kendine şunu sormalısın:
Enerjimi gerçekten kim hak ediyor?

Herkes dinlenmeyi hak etmez.
Herkes ilgini hak etmez.
Ve kesinlikle herkes cevabını hak etmez.

Sen tepki vermeyi bıraktığında, dünya yıkılmaz. Asıl yüzünü gösterir.

Tepki bekleyenler, suçluluk hissettirenler, senin suskunluğunla baş edemeyenler—sana olan bağımlılıklarını ele verirler.

Persona: Taktığın Maske
Jung’un “persona” kavramı, toplum içinde kabul görmek, sevilmek, onaylanmak için taktığımız sosyal maskeyi temsil eder.
İşte bu maske seni aşırı ulaşılabilir yapar.
Hayır demek isterken evet dersin.
Yorgun olsan bile cevap verirsin.
Kendini durmadan açıklarsın—sanki dünya senden sürekli bir açıklama bekliyormuş gibi.

Ne kadar çok insanı memnun etmeye çalışırsan, kendinden o kadar uzaklaşırsın.

Sürekli ulaşılabilir olmak, aslında bir kendinden vazgeçme biçimidir.
İnce bir şekilde onay aramaktır, reddedilmekten kaçınmaktır, başkalarının gözündeki imajını kontrol etmeye çalışmaktır.

Ama bu kontrolün bedeli ağırdır:
Huzurun, enerjin, zamanın.

Ve günün sonunda boş kalırsın—çünkü seni kullananlar, verdiklerini nadiren takdir eder.

Bir Gizem Ol: Aynada Değil, Derinlikte Yaşa
Tepkisel olduğun anlara dikkat et.
Seni otomatik tepkiye iten durumlar neler?
Ne zaman merkezinden uzaklaşıyorsun?

İşte enerji sızıntıların tam olarak burada başlar.

Amaç soğuk olmak değil.
Amaç egemen olmak—kendine.

Gerçek güce sahip olan kişi, enerjisini nasıl kullanacağını bilen kişidir.
Gerektiğinde hayır diyebilir.
Sessiz kalabilir.
Tepki vermeden önce gözlemleyebilir.

Bu kişiye saygı duyulur.
Hatta çoğu zaman konuşmadan bile fark edilir.

Çünkü artık kolay ulaşılabilir değilsin.
Artık başkalarının duygusal düğmesine basabileceği biri değilsin.
Artık bir gizem oldun.

Ve bu başlı başına bir güçtür.

Son Söz: Huzurunu Koru, Enerjini Sahiplen
Sana hep değerin, ne kadar “orada” olduğunla ölçülür dediler.
Ama gerçek şu ki:
Aşırı ulaşılabilirlik bir erdem değil—bir tuzaktır.

Ve bunu fark ettiğin anda, enerjini geri almaya başlarsın.
Parça parça.
Seçim seçim.

Çünkü dünya herkes için her şeyi yapmaya çalışan tükenmiş ruhlara değil,
varlığının değerini bilen,
yokluğunun gücünü fark eden,
kendine sahip çıkan bireylere ihtiyaç duyuyor.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Geri Çekilmenin gücü: duygusal olarak sürekli ulaşılabilir olmak ruhunu tüketiyor Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Geri Çekilmenin gücü: duygusal olarak sürekli ulaşılabilir olmak ruhunu tüketiyor yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Geri Çekilmenin Gücü: Duygusal Olarak Sürekli Ulaşılabilir Olmak Ruhunu Tüketiyor yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
14.5.2025 12:58:23
Beğeni:
1
Okunma:
109
Yorum:
0
BEĞENENLER
POPÜLER YAZILARI
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL