0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
454
Okunma
Ben vatandaşım.
Vatanımda olup biten her şey beni ilgilendirir.
İlgilendirir çünkü vatan azizdir, istiklaldir, istikbaldir.
Şüphesiz vatan sınırları içinde kendimizi mutlu ve güvende hissetmemiz bundandır. Bunun için, vatan sınırları dışına çıkanlara bir de vatana dönenlere kulak verin! Dile getirsinler duygularını, şaşarsınız.
Olmadı, asker uğurlamalarına, asker karşılamalarına tanıklık edin! Hiçbir millet kınalı kuzusunu bizim gibi uğurlamaz. Asker ocağını böyle kutsamaz. Şehit veya gazi olmayı yüceltmez.
Bir Ay yıldızlı bayrağın, bir Kur’an-ı Kerim’in yüksekte, özel yeri vardır evlerde. Bir de ‘ekmek’ ayakaltında bırakılmaz.
Ağırbaşlı, sağduyulu, inançlı bir çoğunluk bu vatanın gerçek sahibi olduğunu bilir. Her zaman izler, susar ve bekler. Harekete geçtiğinde ise, sel olur bendine sığmaz.
Açın, tarihe bakın! Öyle uzağa gitmeden...
Şimdi soruyorum:
Memleketin ortalık yerinde bir b.k var mı? Var!
Ama ondan önce de kokusu...
“Yahu, siz de alıyor musunuz?”
“Evet! Kötü bir koku... Ama nereden, nasıl bilemedik.”
Sonra birilerinin işaret parmağı... Gösterir, belgeler, tanıklık ederler...
“Aaa, b.kmuş! Doğru ya! Bildiğin b.k bu!”
Esef eden, sızlananlar olur.
“Neyin b.ku, kimin b.ku? Hay Allah! Buraya da bu şekilde pislenmez ki!”
Vatandaşın adına bir yetkili ağız devreye girer:
“Araştırın, sorun bakalım; kim, kimler becermiş bu pisliği?”
İtiraz eden bir güruhun işine gelmez araştırma, soruşturma:
“Yok yahu! Önemli bir şey değil! Amma da büyüttünüz.” demeye, hatta bunu bile dememeye kararlıdırlar. “Yok canım b.k değil, iftira... Yalan! B.ka benzetmişler bilerek. Şekli, kokusu... Ne alakası var, kardeşim? Birilerinin işine geliyor mutlaka! B.k at, izi kalsın! Yemezler!”
Teklif açıktır, niyet bellidir:
“Gözünüze bant, kulağınıza pamuk, burnunuza parmak! Geçin, gidin kardeşim! Başka işiniz mi yok? ”
Başlarındakilerden biri de pişkince sorar görmeyen, duymayan, koku almayan saf çevreye:
“Var mı koku? Yok! Hani b.k?
“Yok!” derler bir ağızdan.
Başlarındaki keyiflenmiştir artık:
“Süpürün, yıkayın, aklayın, paklayın gitsin! Oh, mis gibi oldu işte!”
Ben vatandaşım, sormak hakkım:
“Ya bundan cesaret alıp başkaları da pislerse ortalık yere?”
Çıkışırlar, sustururlar diklendinse:
“Kapa çeneni! Dön önüne! Sen kimin adamısın?”