"Var olmak için , bu dünyada var olmak için , gösterişçi ya da eylemci , züppe ya da devrimci , her tutum , her insan , birliği ister"

A.Camus









Bir gün başımı kaldırdım ve olanlar , olmak zorunda kalanlar , olmalılar , oldu .


Şimdi size , tarihin ayıplarını uzun uzadıya sıralayıp , insanlığın gün yüzü görmemiş zaaflarını , hırsını , öfkesini ; kimse olmadığı zaman parmağını burnuna sokup karıştırmasını ve oraya buraya sürmesini anlatmayacağım . Yarım asra yaklaşan ömrü hayatımda daima şükrettim , çok şükür ! Öyle bir coğrafyada doğmuşum ki dünyanın dört bir tarafında A’dan Z’ye meydana gelen her yaşanmışlığı bünyesinde toplayan , başımıza gelmeyen her tecrübeyi getiren , avuçlarımızı semaya açtığımızda , tesadüf bu ya avuçlarımıza kuş boku dolduran bir coğrafya kime nasip olmuş ki !

Baharın güzelliğini , otobüsün camından izlerken , kendimle de kaotik kaotik söyleşiyorduk .Kendimle söyleşedurayım ... Gözlerim , omuzlarındaki beyaz şalı atmamış dağların göğsüne takılsın , bir taraftan da Nemrut duruşlu binaların suratsızlığına .
Nemrut demişken birçoğunuz Nemrut ile Hz İbrahim arasındaki mücadeleyi konu alan menkıbeyi bilirsiniz . Bu menkıbe birçok kaynakta farklı versiyonlarla yer alır . Rivayete göre Nemrut , rüyasında yeni doğan bir yıldızın parlaklığının ayı ve güneşi bastırdığını görür . Kahinler , ona , ülkesinde doğacak olan bir erkek çocuğun halkın dinini değiştireceğini ve kendisini öldüreceğini söyler . Bunun üzerine Nemrut , doğan erkek çocukların öldürülmesini emreder , şeklinde uzayıp gider hikaye . Nemrut’u , bütün erkekleri öldürmeye iten neden elbette ki sadece rakip tanımamazlık değil o güne kadar yaptığı ve yapmaya devam ettiği zulmün verdiği korkudur . Kendisinden bir gün mutlaka hesap sorulacağının verdiği (g)öd korkusudur . Hikayenin sonunda Nemrut , her yola başvursa da Hazreti İbrahim’in doğmasını engelleyemeyecektir .

Atadan dededen duyduğum Nemrut , geçmişte kalan bir rivayetten ibaretti sanırdım .Sanmalarım sanrıya dönüşerek benimle büyüdü ve biz büyüdükçe kirlenen dünyada Nemrutlar arttı . Eski Nemrut , sadece rakiplerini ortadan kaldırmaya çalışırken ; yeni nesil Nemrutlar rakip , muhalif , soydaş , yandaş , gazdaş , yoldaş herkesi ortadan kaldırmaya çalışıyor .

Ortadan kaldırmak , istenilmeyeni yok etmek için yapılan bir eylemdir . Yasal görünümlü iktidarların illegal yollarla gerçekkeştirdiği yöntemlerden biridir . Hukukun ve adaletin baskılandığı , yasallığını yitirdiği zeminlerde illeğallik tavan yapar . Sonra ortadan kaldırmaya dayalı sistemin içinden aklıselim sesler yükselmeye , ortadan kaldırma karşıtı başkaldırmalar başlar . Siyasal baskılanmanın toplumsal zeminde karşıtı Marx’ı haklı çıkararak , diyalektik bir oluşumun kapısını sonuna kadar zorlar . Marx’ın diyalektik anlayışı , sadece maddi süreçler üzerine oturmuş bir zıtlığa dayanmaz ; tarihsel sürecin tez-anti tez- sentez biçiminde yeni aşamalarla ilerlemesini de , doğada olduğu gibi toplumda da çelişkili ve çatışmalarla gelişen süreci de ifade eder . Dolayısıyla yeni nesil Nemrutların , hak , hukuk , insan tanımazlığına karşı , elbette ki toplumsal bir karşı koyuş , başkaldırı sürecini olağan bir boyutla geliştirecektir .
Yeni nesil Nemrutların zulmüne karşı yeni nesil gençliğin , her zaman , bir anti tezi olacaktır . Ve karanlıkları yaracak olan ışık , bu anti tezle boyverecek bir başkaldırı çiçeğidir . Ellerin Nemrutu varsa bizim de halaylarımız , diyalektiğimiz ve cesur yüreklerimiz var.