Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Zeynep Perçin
Zeynep Perçin
VİP ÜYE

Neden?

Yorum

Neden?

( 7 kişi )

6

Yorum

31

Beğeni

5,0

Puan

666

Okunma

Okuduğunuz yazı 8.4.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Neden?



Bilmiyorum, daha kaç kez boğulacak insan kafasının içindeki havuzda.
Eve dönmek istedikçe önüme çıkan engebelere takılıp hendeklere düşüyorum.
Güvenmek, gerçekten de puştluğun kolunda gezen bir şey mi? Hiç mi yok, koşulsuz güvenebileceğimiz biri?
Kimse mi yok?
Sanırım yok!

Bazen, hiç olmaması gereken bir zamanda, öylesine, aklından bile geçmeyen bir durumda buluyorsun kendini… İçi başkaları tarafından boşaltılmış bir havuzda, bir kuyuda.
“İnsan” derken ürperiyorum artık. Kadın, adam… her haliyle insan…
Boşluğa düşen birey, nasıl kalkar oradan ayağa, hiçbir fikrim yok.
Güvenmek, omurgası fıtıklarla dolu, gereksiz bir kavram mı?
Kafamda milyonlarca şey dolaşıyor. Anlam veremediğim, sormaya kendimden başladığım ve ne yaparsam yapayım, mantıklı bir açıklama bulamadığım…

Sırtıma kar yağıyor.
Oysa ben, annemin ölüm haberini beklerken hissediyordum bu soğukluğu.
Kemiklerimin iltihaplı ağrısı, zihnimin duygularımla savaşı bundandı.
“Annem ölürse…” diye başlayan tüm korkularım gölgelendi. Şimdi kendimden korkuyorum daha çok, yaşamaktan.

Kime sarılacağım, bir ölümün yaratacağı o koca boşluğu doldurmak için?
Kime yaslayacağım başımı?
Bir bir hissediyorum onları. Kaburgalarımı bir bir hissediyorum.
Allah şahidim olsun, içtiğim her dal sigaranın katranını tane tane hissediyorum ciğerimde.
Gülüşlerimin yaşlandığını, başımı yaslayacak bir omuz kalmadığını, kendimden bile korktuğumu…

Aptal diye yaftaladığım özümün özrüne sığınıyorum, lakin öyle!
Bunca yıl geçti hayatımdan, bunca yaş ömrümden… Ne zaman akıllanacak akılsız kafam?
Ayaklarımda hissettiğim, ellerimde titreyen üşümeden utanıyorum.
Yüzümün aldığı soluk benizden, soluğumdaki aptallıktan utanıyorum.
İnsana olan güvenimi kaybetmek için neden bu kadar zaman kaybettim, diye de ayrıca hayıflanıyorum.

Sonra düşünüyorum;
Yusuf’u kuyuya atanlar, çocuklara kıyanlar, haneleri yakanlar, bir elma için insanı cennetten kovanlar… Bunları yapan bir bana neler yapmaz?
Hepimiz biliyoruz, Âdem’i cennetten kovanın da insan olduğunu, değil mi? Mutabık mıyız?
Olmayalım!
Hiçbir kimseyle aynı fikirde bile olmak istemiyorum artık.
Kimseye yaslanmak, kimseyle konuşmak, inanmak, güvenmek, dayanıp kuvvet almak… istemiyorum.

İnsanın, en çok da insanı kirlettiği bir zamanda, bu kadar derin duyabilmek ne acı!
Ne acı bana; duygum var.
Ne acı; hassasiyetlerim var.
Ne acı; hâlâ insanlığım var.

İnsan, doğduğu ilk anda mı salıyor onu havaya?
Ciğerlerinden yükselen ilk hıçkırıkta ondan mı oluyor, insanlığından mı?
Bir çocuğun yaptığı kötülüğü konuşurken araştırmacılar, doktorlar, psikiyatristler, istatistikler…
Yetişkinlerin kafasındaki kötülüğe, kötülük yapmak için verdiği çabaya ne isim veriyorlar, bilmek istiyorum.

Bir kediyi döve döve öldüren çocukla, bir başkasına iftira atan insanlar arasındaki farkı bilmek istiyorum.
Bazı açıklamalara ihtiyacım var.
Yeryüzünde iyilerin de olduğuna, insanların bazen iyi de olabildiklerine inanmaya ihtiyacım var.
Geçemiyorum.
Kendimi, sadece çirkinliklerle dolu bir dünyada yaşadığıma inandırmak istemiyorum.

Elbette koşulsuzluk olmalı.
Elbette güven olmalı.
Elbette sevgi olmalı.
Yeryüzünde koşulsuz bir şey olmalı.
İnsanda koşulsuz bir duygu olmalı.
Hiçbir amaç gütmeyen ilişkiler yaşanıyor olmalı.
Birini, sadece sevdiğimiz için seviyor olmalıyız.

Kalbim acıyor.
Başım deli gibi dönüyor.
Binlerce uçurtma vardı kafamın içinde, binlerce renkli balon.
İsterdim ki, yazılarımda olduğu gibi, kargalar patlatsın onları.
Olmuyor, olmuyor!
İnsanlar birer birer çekiyor iplerinden uçurtmalarımın.
İnsanlar beşer onar patlatıyorlar, hem de pençeleriyle balonlarımı.

Tek bir soru kalıyor, sıkmaktan acıttığım dişlerimin arasından geriye:
NEDEN?
Bu kötülük neden?
Bu insan olmamak çabası, bu üzmek, bu yakıp yıkmak, bu komplo, bu savaş, cinayet, intikam…
Bu ölümün içindeki kötülüğün kanlı doğumu NEDEN?


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (7)

5.0

100% (7)

Neden? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Neden? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Neden? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
9.4.2025 18:53:27
5 puan verdi
hepimizin sorduğu soruyu soruyor neden ? kutlarım anlamlı bir tepki çalışması
Etkili Yorum
Gule
Gule, @gule
9.4.2025 18:44:57
Adeta birçoğumuzun iç sesi, isyanı ve çığlığı gibi olmuş bu yazdıkların Zeynep. Hani keşke yazının içinden bi satır bulsaydım da arsız gibi yüzüne "hayır! seninle aynı görüşte değilim Zeynep!" deyip utanmadan tartışabilseydik seninle ama yok işte...

Okurken bile utanıyor insan, bu kokuşmuş ve çürümüş çağın bi uzantısı, parçası ve seyircisi olmaktan.

Teşekkürler Zeynep, duyarlı kalemine ve kalbine zeval gelmesin.
omerralttun
omerralttun, @omerralttun1
9.4.2025 18:43:51
Günün yazarını en içten dileklerimle kutlarım.
Kavi olsun kaleminiz..

Daima saygım ile.
Etkili Yorum
C.Mıhcı
C.Mıhcı, @c-mihci
9.4.2025 15:12:29
Bunu Yaşar Kemal ;
“Demir olsam çürürdüm,toprak oldum dayandım” diyerek ifade etmişti.
Ölümün olduğu bu dünya da,hep o,neden sorusunun cevabını arıyoruz.

Güzel bir deneme yazısı

Kutlarım

Sevgiyle kalın.

C.Mıhcı tarafından 9.4.2025 15:16:06 zamanında düzenlenmiştir.
Averroes
Averroes, @averroes
9.4.2025 09:06:25
Çok güzel bir yazı,tebrikler
Abdulsamet İLGİN
Abdulsamet İLGİN , @abdulsametilgin
9.4.2025 08:51:18
Çok akıcı bir yazı olmuş,aynı zamanda günümüzün durumunu üsta bir dille aktarmışsın,kalemin daim olsun hocam.Beğendim.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL