0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
179
Okunma

Hayatın akışı, bir nehir gibi sürüp giderken, bizler de bu nehirde sürükleniyoruz. Günlük hayatın karmaşası içinde, çoğu zaman nehrin sürükleyiciliğine kapılır ve kayboluruz. Bir an için dururuz ve nehrin bizi nereye götürdüğünü görmek isteriz; ama o kadar yoğun bir şekilde akmaktadır ki, kaybolduğumuzu anlamamız bile zaman alır. Tıpkı bir gölge gibi, zaman da sürekli bir iz bırakmadan kaybolur, ama ardında bıraktığı her an bir başka gerçeği hatırlatır bize.
Bazen içsel bir boşlukla karşılaşırız, tıpkı bir yelkenlinin rüzgarın esmediği bir limanda bekleyişi gibi. O bekleyiş, sessizliğin içinde bize bir şeyler anlatır; zamanın ne kadar hızlı geçtiğini ve kaybedilen anların bir daha geri gelmeyeceğini. Birçok kişi, zamanın sadece bir sayacın tik takları arasında sıçrayan sayılar olduğunu düşünür. Oysa zaman, bir yolculuktur, bir keşiftir; kaybedilen her an, keşfedilen yeni bir gerçeğin habercisidir.
Yolculuk, kendi içimize yapılan bir keşiftir. Her adımda yeni bir evren doğar. İçsel bir dönüşüm yaşamak için, dışarıdaki dünyayı değil, içindeki derinlikleri anlamalıyız. Bu derinlik, bazen bizi karanlık sularda yüzerken bulur, ama yalnızca karanlık, ışığı tanıyabilmemiz için gereklidir. Karanlıkla tanışmadan ışığı tanıyamazsınız. İçsel yolculuk, gölgeyle yüzleşmeyi, kayıplarımızı kabul etmeyi ve içsel savaşları barışla sonlandırmayı gerektirir.
Dönüşüm, her şeyin içindeki bir potansiyeli açığa çıkarmaktır. Bir kuğu, ördekken bile kuğunun ruhunu taşır. Kendi yolumuzu bulmak, başkalarının yolunda yürümek değil, kendi içsel haritamızı çıkarmakla mümkündür. Çünkü her birey, evrenin bir parçasıdır ve bu parça, varoluşun anlamını her an içinde taşır.
Hayatın her anı bir ders sunar. Bir adım, bazen bir yıllık bir düşünceden daha anlamlı olabilir. Ancak bu adımı atmak, karanlıkta yürürken bile içsel ışığımıza güvenmekle mümkündür.
Hayatın anlamı, başımıza gelenler değil, onlarla nasıl başa çıktığımızdır. Zaman, kaybedilen bir şey değil; bizim onu nasıl kullandığımızın bir aynasıdır. Kaybettiklerimiz, aslında kazandıklarımızın habercisidir. Zamanın akışı, bize sabrı, kabulü ve anlam arayışını öğretir. Her kayıp, bir büyüme fırsatıdır; her kaybolan an, içsel bir dönüşüm sürecine girmemizi sağlar.
Hayat bir yolculuktur. Bu yolculukta kaybettiğimiz her an, bize içsel bir zenginlik bırakır. Nehrin akışı içinde kaybolmak, sadece bir başlangıçtır. Kendi yolumuzu bulduğumuzda, aslında zamanın sadece bir yansıması olduğunu fark ederiz. Zaman, aslında bir yansıma değil, bir öğretmendir. Her an, bizim için bir fırsat sunar. Her kayıp, bir kazanımdır. Bunu fark edebilmek, yolculuğumuzu tam anlamıyla yaşamak demektir.
Turgay Kurtuluş
5.0
100% (2)