Başarıyı hedef alın mükemmel olmayı değil. yanlış yapma hakkınızdan vazgeçmeyin; vazgeçerseniz yeni şeyler öğrenme ve gelişme olanağınızı kaybedersiniz. unutmayın; mükemmeliyetçiliğin arkasında korku yatar. insan olduğunuzu hatırlayarak korkularınızı göğü
hâme-iSükun
hâme-iSükun

CAPTER 4 DANİEL’İN AİLESİ

Yorum

CAPTER 4 DANİEL’İN AİLESİ

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

44

Okunma

CAPTER 4 DANİEL’İN AİLESİ

CAPTER 4 DANİEL’İN AİLESİ

Folder ailesi köklü bir aileydi, soylarında herkesten saklamak zorunda oldukları bir sır vardı. Daniel folder bunu hissetmekten öte birkaç kez gizli konuşmalara şahit olmuştu ama üzerinde durmamıştı. 3. Sınıf öğrencisiydi ve okul ara tatile girmek üzereydi, final sınavlarından sonra ailesinin yanına gidecekti, konuşması gereken önemli bir konu vardı ve biliyordu, bunun altından ailesinin o gizemli taraflarıyla alakalı bir şey çıkacağını çok iyi biliyordu. Aynayı çok iyi saklamıştı, çok merak etse de final sınavlarına girmeden gidemezdi, emek vermişti ve mezun olmasına 1 yılı kalmıştı. Ailesi İngiltere de yaşıyordu. İtalya dan ingiltereye gitmek basit değildi ve bu konuyu wp dan görüntülü konuşmayacaktı.
Final sınavlarından önce ders çalışmak için tüm arkadaşlar toplandı. Zaten hepsi ingilizdi. Samuel ile üniversite önceside tanışıyordu, zaten arkadaş sayılırdılar İngiltere de. Okulda da hepsi kaynaştı İngiliz takımı olmuşlardı resmen . iyi anlaşıyorlardı. Hatta 2. Sınıf bittikten sonra hepsi birlikte dönmüştü ve ailelerinide tanıştırmışlardı. Uzaktan da olsa ferr in ailesini biliyordu daniel in annesi. İyi arkadaşları ve iyi not ortalaması vardı peki şimdi neydi bu mistik olaylar ? hayatı sıradan ve normal gidemezmiydi! Bu tarz dalgınlıkları yüzünden Samuel bir kez daha sesini yükseltmek zorunda kaldı; ‘ sana diyorum duymuyor musun ???? bu dersten bir şey anlamıyorum biraz yardımcı mı olsan bu nedenle burada toplandık!!!’
Matt; ‘bu arkeoloji gezisinden sonra sen bir tuhaf oldun artık nasıl bir güneş çarptıysa toparlan kanka final sımavı bunlar!’
Daniel hepsine hak verdi ve dersine odaklandı sally den destek istiyordu; ‘ hey sally sen bu derste iyisin biraz anlatırmısın şu konuyu’
Sally anlatmaya başlamıştı ferr ise saatine baktı ve 2 saat sonra yurtta olsak iyi olur dedi.
Final sınavları iyi geçen çocuklar halinden memnundu, bir süre bilgisayar oyunu oynayabilecek olmalarına sevniyorlardı.
Ferr; ‘ oyun yaşınız geçeli çok oldu haberiniz olsun’
Matt; ‘ erkeklerin oyun yaşı geçmez bunu ögren büyükanne
Sally sevgilisine küçük bir tekme atarak, benimle ilgilenmen gerektiğinde bende manikür yapıyor olacağım ! dedi. Kız dayanışması içerisindeydi.
Samuel danieli gördü ve elindekine dikkat kesildi, yanına geldiğinde hemencecik aldı elindekini ve ağzı bir süre açık kalmıştı, sonra yüzü düştü bu durumdan pek memnun olmadı. Şaşırmıştı. Matt de merak etti ve baktı; ‘ daniel neden ara tatilde ingiltereye gidiyorsun, her zaman okul bitimi hep beraber giderdik, bu kısa süre için yorucu ve pahalı bir durum, önemli bir şey mi oldu ?’
Sally; ‘ çığlık atarak, aman tanrım annen baban iyi mi?’
Daniel; ‘ hey sakin olun arkadaşlar biraz daha abartırsanız soy ağacım yok olacak. Sadece görmek istedim, değişiklik olsun istedim.
Hiç biri anlamadı, bu cevap apaçık yetersiz kalmıştı hala ışık tutulmuş tavşan gibi ona bakıyorlardı. Daniel durumun farkındaydı ama yaratıcı olamamıştı aklına hiçbirşey gelmiyordu ve birden offf tamam peki dedi. ‘bu bayılma olayından sonra toparlanamadım ve aklıma taktım, ailemin tanıdığı iyi bir doktor var ona görünmek istedim. Annem de çok endişelendi ve ısrar etti birazda onu kıramadım gidip muayene olucam, fazla masraflı ve yorucu ama annem kendi doktoru görsün istiyor’ diye geveledi.
Samuel; ‘ ahhh, evet bence mantıklı sağlık önemli kanka, gerçekten hayalet gibisin sınavlarının bile iyi geçmesine şaşırdım, git iyileş gel’ diye arkadaşını destekledi.
Diğerleri kısa onay cevaplarıyla geçiştirdi, yapacak birşeyleri yoktu, sanki italya da doktor kalmamıştı ama onun tercihiydi, belkide aile şevkatine ihtiyacı vardı.
Beklediği gün gelmişti, artık herşeyi öğreneceği gün bugündü . uçaktan indiğinde onu bekleyen arabanın yanına gitti, annesi içindeydi. Sırt çantasıyla geldiği için valiz derdi olmamıştı, kısa süreli bir seyahatti nede olsa 2. Dönem için italya ya geri dönecekti. Arabaya bindiğinde çantadan aynayı çıkarmamak için kendini zor tuttu, annesi; ‘ yolculuğun kötü mü geçti, sütü fazla kaçmış 5 çayı gibisin’ dedi. Daniel; ‘ keyfin yerinde anne’ diye gülümsedi. Öyleydi, biricik oğlu gelmişti nede olsa.
Annesi çok güzel bir kadın değildi, daniel daha çok babasına benziyordu, fakat çok bakımlı bir kadındı, kusurlarını kapatıp soylu ve çekici görünmeyi iyi biliyordu. Kumral uzun saçları iyi şekillendirilmişti, kahverengi gözlerine yapılan gölgeli makyaj bakışlarında derin bir etki oluşturuyordu. Orta boylu ve balık etliydi bunuda topuklu ayakkabılar ve doğru kıyafet tercihi ile iyileştiriyordu. Daniel uzun boylu ve sportif vücuda sahipti, tıpkı babası gibi. Ela gözleri vardı, babasının yeşil gözleri ve annesinin kahverengi gözlerinin birleşimiyle ela gözleri olduğunu düşünüyordu. Babası sarışın sayılırdı, gür saçları vardı, daniel de yine anne ve babadan ortaklaşa aldığı gür olmasa da sık saçlara, sarı olmasa çok açık kumral saç rengine sahipti. Kemikli bir yüz yapısı vardı, beğeniyordu kendini. Tek sıkıntılı durum anne ve babası kadar titiz ve bakımlı değildi, annesi bu durumdan çok şikayet ederdi italya ya gitmediği dönemlerde. Bu eski günlerden bahsederken evlerine geldiler. Annesi iyisin dimi diye soruyordu düşünceli duran oğluna, ‘geldik hadi inelimde seni bu hale getiren kızı anlat bana’ dedi herşeyden bir haber.
Annesiyle kız sohbetleri yapmak istemiyordu babasıyla bile yapmazdı. Uzun süreli bir ilişkisi oldu denemezdi, üniversitede birkaç kez denemişti ama 3 ay dolmadan ayrılmıştı, bir his bekliyordu büyülü bir his ama olmuyordu. Birgün elbet bulacaktı ama şuan tek derdi aynaydı, babası gelmişti ve onla sarılırken içi huzurla dolmuştu, kendini daha iyi hissediyordu. Annesi yemek hazırlığına girişmişti, kahyasına masayı hazırlamasını söyledi, abim nerde diye sordu daniel. Babası iş seyahatinde diye cevap verdi, annesi ‘ Louise bu sıralar çok çalışıyor’ dedi. Hindistana bir baharat anlaşması için gitti, geleceğini 2 gün kala haber verdiğin için iptal edemedi ama sen gitmeden dönmeye çalışacak diye tamamladı cümlesini astrid. Daniel in ailesi baharat şirketi vardı, birçok şehirde baharat satan dükkanları vardı. Bu işte kurumsallaşmışlardı. Masa hazır dedi kadın, Filipinlerden geldiği aksağanından belliydi. Servis için sizi bekliyoruz diye ekledi. Ethan sevinçle kalktı ayağa 3 gündür açmışta bu ani bekliyormuş gibi hemen masaya yöneldi.
Astrid; ‘ baban herşeyi yemeden gidelim hadi’ daniel güldü, kendini çok aç hissetmiyordu sadece doğru anı bekliyordu. Yemek servisini yapan çalışanlar odadan ayrıldı, yolculuk nasıl geçti, sınavlar nasıldı diye klasik sohbet vardı sofrada ve daniel birden bire ben bir ayna buldum deyiverdi. Sonrada sandalyesinin arkasına astığı çantasından kutuyu çıkarıp masanın ortasına bırakıverdi. Yaşadıklarını anlatmaya başlayacaktı ki annesi hızlıca kalktı kuyuyu aldı ve çantaya sokuşturarak danieli kolundan tuttu, babası etrafa bakıyordu gören oldu mu diye. Çantayı kollarının arasına alan astrid, ethan a seslendi; ‘ gizli odaya gitmeliyiz vakti gelmiş. Ethan yerinden kalkamamıştı, heycanlandığı her halinden belliydi ama tedirginliğide daniel i biraz korkutmuştu.
Masadan kalktılar ve evin bodrum katına indiler, duvarda ki alet panosunu yana kaydıydı ethan ve sonra dirseği ile bir taşa bastırdı, taş içeri doğru göçtü ve yanda bir kapı açılmaya başladı, daniel gözlerini kapattı açtı, kapattı açtı ve siz kimsiniz diye haykırdı, tamam çok normal bir ailesi yoktu ama bu kadarına bir hayli şoke olmuştu. Ethan yine etrafı gözetleyerek astrid ve daniel i içeri itekledi, kendiside hemen arkalarından girerek yandaki bir buton a bastı ve kapı kapandı. Daniel odayı süzdü, arkeoloji öğrencisi olarak büyülenmiş gibiydi; Odanın içi, zayıf bir ışıkla aydınlatılıyordu. Tavandaki küçük bir pencereden sızan ışık, yere düşen ince bir toz tabakasını aydınlatıyordu. Hava ağır ve hazin bir sessizlikle dolu; zaman burada duraklamış gibi hissettiriyordu. Duvarlarda eski çizimlerin ve haritaların yer aldığı eski halılar, soluk renkleriyle gizemli bir atmosfer yaratıyordu. Odanın bir köşesinde, antika, ahşap bir masa vardı. Masanın üzerinde, zamanla sararmış bir parşömen rulosu ve ince bir kalem bulunuyordu. Parşömenin üzerinde antik yazılar ve simgeler vardı, okunması güç ama bir zamanlar önemli bir sırrı sakladığı belliydi. Masanın hemen arkasında, karanlık bir köşede depolama alanı olarak kullanılmış dev bir kütüphane yer alıyordu. Kitapların ciltleri yıpranmış, bazılarının sayfaları yırtılmış; fakat her biri, geçmişin bilgi ve hikayelerini taşıyor gibi görünüyordu. Odanın diğer köşelerinde, eski saatler, yarım kalmış resim çalışmaları ve ilginç eşyalar yer alıyordu. Odanın ortasında büyük, pırıl pırıl bir ayna vardı; ama bu ayna tuhaf bir şekilde, derin ve karanlık bir boşluğa açılıyor gibiydi. Aynanın yüzeyinde hafif buğulu bir görüntü vardı; sanki geçmişteki bir anı bu aynada yansıma yapıyordu.
Kaynar sıcaklık ve yanılsama hissi veren bir aura, odanın içinde dolaşıyordu. Zaman zaman yaşlı bir adamın sesinin fısıldadığını duymak mümkündü; söyledikleri belirsiz ama anlamsız bir dille yankılanıyordu. Odanın köşesindeki bir vitrin, gizli bir mekanizma ile açılmanın eşiğinde duruyor; içi karanlık kareler ve parlak taşlarla doludu. Astrid aynayı çıkardı ve ortada duran masaya koydu, ethan la birlikte hayranlıkla baktılar, gözlerindeki pırıltıyı daniel daha önce hiç görmemişti hatta biraz hüzünlendi üniversiteyi kazandığında bile böyle bir mutluluk hissettirmemişlerdi.
Ethan anlatmaya başladı, ‘çok eski zamanlarda gizli bir kıta vardı, asakar kıtası. Dünyamızı dengede tututor kaosu önlüyordu. Beş krallığı vardı, bir dönem barış içinde olan bu krallıklardan ikisi nefsine yenik düştü, korunması için verilmiş emanetleri alıp dünyaya hükmetmek için kullanmak istediler. Bu emanetler: gerçeklik aynası, bilgelik kitabı ve kudret diademiydi. Hepsinin bir görevi var daniel, hepsi dünyamızı korumakla ve bir düzende tutmakla ilgili ama yanlış kişilerde kaosu başlatır ve insanlığı yok eder. Asakarın yeri hiçbir zaman öğrenilemedi, ama biz o krallıkların soyundan geliyoruz bu nedenle şuanki İngiltere konumuna yakın olduğunu düşünüyoruz, 1400 lerde asakarda çıkan bir savaşta bu emanetler fedakar bir büyü ile dünyanın dört bir yanına saklandı ama devam eden soylar onları bulamadı. Nesilden nesile korumakla yükümlü üç aile gizli bir topluluğa üye, her yıl toplanıp yaptığımız araştırmaları aktarıyoruz ve yeni bir yol haritası çiziyoruz. Annenle de böyle tanıştık, asırlardır bu üç aile birlikte hareket ediyor ve korucuyu ne zaman ortaya çıkacak diye merak ediyor. Sonunda o gün geldi ve görev başladı daniel.’
Daniel konuşamadı, ayrıca hiçbirşey anlamıştı, babasına dondurulmuş bir balığın yüz ifadesiyle bakıyordu.
Sonunda bu sessizliği annesi bozdu ve danielin çözülmesini sağladı. Oğlum ayna sana nasıl geldi?
Daniel başına gelenleri anlattı, ve annesi sözü devir aldı; ‘ Samuel ve ferr de koruyucu ailelerden. Hepinizi tanışması ve arkdaş olması arkeoloji okuması tesadüf değil. Diğer emanetlerde onlara gidecektir. Ayna onları çekecektir.’ Daniel sordu; beş aile diyorsunuz ama hep üç aileden bahsediyorsunuz ayrıca bu durum nesilden nesile nasıl aktarıldı sizin nasıl haberiniz oldu?
Ethan iç çekerek konuşmaya başladı; diğer iki krallık kötüydü daniel bu emanetleri ele geçirmek isteyen krallıkların soyuda bizim gibi devam ediyordur ama bulamıyoruz. Bu güne kadar tek umudumuz emanetleri onlardan önce bulmaktı ama o aileler kendilerini belli etmiyorlar. Ne onları deşifre edebiliyorduk nede emanetleri bulabiliyorduk. Nihayet birtanesi seni buldu.’ Daniel internette okuduğu yazıda soylarından farklı bir emanetin ona geldiğini ve bunun nedenini merak ettiğini dile getirdi. Astrid bunun nedenini asırlardır insanların farklı karakterlerde dünyaya geldiğini herkesin aynı kişilikte olmadığını ve emanetlerin buna göre sahibini seçtiğini belirtti. Ekledi; bunun mutlaka iyi bir nedeni vardır daniel emanetler kutsal ve en iyisini onlar bilir. Aynaya bakarak gözleri doldu, bunun sonunda olduğuna inanamıyorum dedi astrid, çok duyguluydu acaba diğerleri ne zaman ortaya çıkacak diye düşündü. Ethan daniel e dönerek, 1400 lerdeki savaşta zaltar ve Vorian ın geri çekildiğini, diğer kralların torunlarınında savaş öncesi mabetlerde saklandığını ve günümüz e kadar her soyun bu gizli toplulukta buluşarak bunu bir gelenek haline getirerek bu güne geldiğinden bahsetti. ‘ artık sadece bekleyeceğiz, kudret diademini ve bilgelik kitabını bekleyeceğiz’ daniel merakla; ‘ peki ben bu ayna ile ne yapacağım diye sordu, bu gizli odada mı saklayacağız ?’ hayır dedi astrid; ‘ o sana geldiyse bir nedeni vardır, bekleyeceksin.’

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Capter 4 daniel’in ailesi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Capter 4 daniel’in ailesi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CAPTER 4 DANİEL’İN AİLESİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.