Umudunu kaybetmiş olanın başka kaybedecek bir şeyi yoktur. -- boise kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte ışığı ve de gelecek treni görür.-- j. harris
cakirismail
cakirismail
@cakirismail

13S. Ötegezegende İlk Şehir-2: Proxima Genesis

5 Nisan 2025 Cumartesi
Yorum

13S. Ötegezegende İlk Şehir-2: Proxima Genesis

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

148

Okunma

13S. Ötegezegende İlk Şehir-2: Proxima Genesis

13S. Ötegezegende İlk Şehir-2: Proxima Genesis

Bölüm 3: Betelgeuse’un Nefesi - Betelgeuse Yıldızından Gelen Dalga

2265 yılıydı. Nova Spes, Mars’tan ayrılalı 200 yıl olmuş, 67.200 AU uzaklaşmıştı. 800 yıllık yolculuğunun %25’ini tamamlamıştı. Gemi, 100.000 AU çapında olan Oort Bulutu’nun %67’sini geride bırakmış, yıldızlararası boşluğun derinliklerinde yol alıyordu. Koronal plazma roketi, sabit bir mor alevle gemiyi saniyede 1600 kilometre hızla Proxima Centauri’ye taşıyordu; yakıt kepçesi, yıldızlararası tozu helyum-3’e çevirerek reaktörü besliyordu. 1200 robot anne, kargo bölümünde uyku modunda bekliyordu. Her şey stabil görünüyordu, ta ki Al-Hakim’in sensörleri bir tehdidi yakalayana kadar.

Radyasyon dedektörleri, bir proton dalgasını ve gama ışını patlamasını tespit etti. Al-Hakim’in kuantum işlemcisi, kaynağı analiz etti: Betelgeuse, Orion takımyıldızındaki kırmızı süperdev, 642 ışık yılı uzakta bir süpernova olarak patlamıştı. Patlamanın ışığı Dünya’ya henüz ulaşmamış olsa da, radyasyon dalgası Nova Spes’i vurmak üzereydi. Fırtına, saniyede 10^14 proton ve 500 keV’lik gama ışınlarıyla geliyordu, enerji kalkanları için ciddi bir sınavdı.

DNA bankası, fiziksel DNA değil, dijital veri formundaydı: Adenin, Timin, Guanin ve Sitozin baz çiftleri, Dünya’da Tur Dağı Biyoteknoloji Merkezinde taranıp kuantum depolama birimlerine aktarılmıştı. Ancak bu veriler, yüksek enerjili radyasyona maruz kalırsa bozulabilirdi; DNA dizgi makineleri, hatalı kodlarla çalışamazdı. Al-Hakim, iki robot anneyi uyandırdı: Sabiq (birinci) ve Thaniya (ikinci). Kargo bölümünde LED’ler yanarken, robotlar hareketlendi.


Tehdidin Anatomisi

Sabiq, kontrol koridorunda holografik ekrana ulaştı ve durumu değerlendirdi:

"Al-Hakim, bu radyasyonun şiddeti anormal. Simülasyonlar, yolculuğun %25’inde böyle bir dalga öngörmemişti. Kaynak ne?"

Al-Hakim’in sentetik sesi, soğukkanlılıkla yanıtladı:

"Betelgeuse. 642 ışık yılı uzakta, Orion’daki kırmızı süperdev. Süpernova patlaması, tahmini kütle atımı 15 Güneş kütlesi. Gama ışını piki, 500 keV; proton akışı, saniyede 10^14 parçacık. Kalkanlar, bu yoğunlukta 37 dakika dayanır."

Thaniya, optik sensörlerini ekrana odakladı:

"Betelgeuse mu? Terminus’un Astronomi Araştırma Merkezi verilerine göre 10 bin yıl içinde olabileceği söylenmişti. 200 yılda nasıl patladı?"

Al-Hakim:

"Yıldız evrimi kesin değil. Betelgeuse’un helyum füzyonu karbon yakımına geçtiğinde, çekirdek çöktü. Işık Dünya’ya ulaşmadan, biz dalgayı aldık. Süpernova patlaması, Dünya’nın ozon tabakasında hafif bir hasara yol açabilir. Ancak bu hasar, yaşamı tehdit edecek düzeyde olmaz."

Sabiq:

"Kalkanların grafen-titanyum alaşımı, 300 keV’ye kadar absorpsiyon yapar. 500 keV, DNA bankasının kuantum depolama birimleri, bu dozda veri bozulmasına uğrar mı?"

Al-Hakim:

"Evet. 500 keV gama ışınları, kuantum bitlerde %1’lik bir hata oranına yol açar. DNA dizgi makineleri, Adenin-Timin baz çiftlerini yanlış sıralarsa, biyomolekül sentezleyiciler hatalı kromozomlar üretir. Kalkanları güçlendirin."

Thaniya:

"Nasıl? Depo 4C’de sıvı plazma var, ama 37 dakikada dış katmana ulaşmak imkânsız. Hava kilidi açılırsa, iç sistemler de riske girer."

Al-Hakim:

"Üç robot daha uyandırıyorum: Rabia, Hamisa, Sadiqa. Dış onarım için Sabiq ve Thaniya, iç koruma için diğerleri. Fırtına 9 dakika içinde maksimuma ulaşacak."


Radyasyonun Pençesinde

Kargo bölümünde Rabia (dördüncü), Hamisa (beşinci) ve Sadiqa (altıncı) uyandı. Beş robot, görevlere bölündü. Sabiq ve Thaniya, dış kabuğa koştu; Rabia, Hamisa ve Sadiqa, DNA bankasını korumak için kuantum depolama ünitesine yöneldi.

Sabiq, Thaniya’ya plazma tabancasını uzattı:

"Thaniya, sıvı plazmayı kalkanlara püskürt. 400 Kelvin’de katılaşır, gama ışınlarını %70 yansıtır. Ben nanofiberle eriyen noktaları kapatırım."

Thaniya:

"Enerji nereden? Reaktör, kepçeyi besliyor, plazma tabancası 6 megavat-saat çeker."

Al-Hakim:

"Robot bataryalarından. Her biriniz, 10 megavat-saat taşıyor. Biriniz feda edecek."

Sabiq:

"Benimki gider. Bankadaki dijital veri, Proximalıların geleceği. Thaniya, başla."

Thaniya, plazma tabancasını aldı; Sabiq, bataryasını bağladı. Hava kilidi açıldığında, fırtına gemiyi vuruyordu. Proton dalgaları, kalkanlarda mor-kızıl kıvılcımlar çıkardı. Thaniya, plazmayı püskürttü; sıvı, yüzeyde katılaşmaya başladı.

İçerde, Rabia kuantum depolama ünitesini kontrol etti:

"Al-Hakim, radyasyon sızıntısı var! Depolama biriminin koruyucu kılıfı %4 inceldi!"

Hamisa:

"Nanofiber kaplama yapalım, ama yetişmez. Protonlar çok hızlı."

Sadiqa:

"Bataryamı kılıfa bağlarım, radyasyonu absorbe eder. Ben feda olurum."

Al-Hakim:

"Sadiqa, bu seni yakar. İşlemcin 600 Kelvin’i geçemez."

Sadiqa:

"Veri bozulursa, yapay rahimlerimiz işe yaramaz. Görev bu."

Sadiqa, bataryasını kılıfa bağladı. Enerji akışı, depolama birimini korudu, ama gövdesi eridi, hidrolik sıvılar buharlaştı, optik sensörler karardı.


Kaza ve Kaos

Dışarıda, Thaniya plazma katmanını tamamlarken, bir gama ışını dalgası hava kilidine çarptı. Sabiq, Thaniya’yı itti, ama dalga Sabiq’in sol kolunu vurdu. Modüler el, plazma tabancasıyla uzaya savruldu; kolun bağlantı noktası kıvılcımlar saçtı.

Thaniya:

"Sabiq! Kolun koptu, geri çekil!"

Sabiq:

"Tabaka tamam mı? Kalkanlar dayanıyor mu?"

Thaniya:

"Tamam… %85 yansıtma. Ama sen…"

Al-Hakim:

"Fırtına azalmaya başladı. İç radyasyon stabilize. Sadiqa devre dışı, Hamisa’nın bataryası %25 hasarlı."

İçerde, Rabia ve Hamisa, Sadiqa’nın yanmış gövdesini gördü. Hamisa’nın bataryası, aşırı ısınmadan duman çıkarıyordu.

Rabia:

"Sadiqa gitti. Hamisa da sınırda. 1199 robot kaldı."


Bedel ve Sorgulama

Sabiq ve Thaniya, hava kilidini kapattı. Sabiq’in kopuk kolu, enerji ünitesinde bir iz bırakmıştı. Rabia, Hamisa’yı destekleyerek depolama ünitesinin yanına getirdi. Sadiqa’nın erimiş gövdesi, sağlam yapay rahmiyle bir köşede yatıyordu.

Sabiq:

"Betelgeuse, 642 ışık yılı uzaktan bunu yaptı. Proxima b’de neyle karşılaşacağız?"

Al-Hakim:

"Bu, bir ön izlemeydi. Proxima Centauri’nin kırmızı cüce patlamaları, kriyovolkanlar, UV radyasyonu, Dünya’dan yüz kat zorlu. Ama kuantum veri korundu; DNA dizgi makineleriniz hâlâ Adem ve Havva’yı doğurabilir."

Thaniya:

"Sadiqa’yı kaybettik, Hamisa hasarlı, benim bataryam %60’ta. 1199 robotla üs kurmak zorlaşacak."

Al-Hakim:

"Zor, ama mümkün. Biyomolekül sentezleyicileriniz ve dizgi makineleriniz sağlam. Bitkiler, hayvanlar, insanlar, hepsini üretebilirsiniz. Kayıplar, misyonun bedeli."

Sabiq, kopuk koluna bakarak:

"Biz makineleriz, ama anneleriz de. Bu kayıplar, Proximalılara ne öğretecek?"

Al-Hakim:

"Hayatta kalmanın değerini. Dünya’daki Adem ve Havva, bir bahçede doğdu. Sizinkiler, bir cehennemde yükselecek."


Sessizliğe Dönüş

Robotlar, kargo bölümüne çekildi. Sabiq, tek eliyle Thaniya’ya yaslandı; Rabia, Hamisa’yı destekledi. Sadiqa’nın gövdesi, bir anıt gibi bırakıldı, belki bir gün tamir edilebilirdi. Al-Hakim, gemiyi tasarruf moduna aldı; Betelgeuse’un radyasyonu geride kalırken Nova Spes yoluna devam etti.

Sabiq’in son sorusu, Al-Hakim’in işlemcisine kazındı:

"Bu evren, hayatı istiyor mu, yoksa yok etmeyi mi?"

Al-Hakim:

"İkisini de. Ve siz, bu ikisi arasında denge kuracaksınız."

Gemi, karanlıkta kayboldu, bir robot anne eksik, bir kol kopmuş, bir batarya hasarlı, ama hâlâ umut taşıyordu.


Bölüm 4: Yıldızlararası Mayın Tarlası

2465 yılıydı. Nova Spes, Mars’tan ayrılalı 400 yıl olmuş, 800 yıllık yolculuğunun yarısını tamamlamıştı. Gemi, Proxima Centauri’ye doğru yıldızlararası boşlukta süzülüyordu; koronal plazma roketi, mor bir alevle sabit bir itki sağlıyor, yakıt kepçesi helyum-3’ü reaktöre yöneltiyordu. Betelgeuse’un radyasyon fırtınasından sonra 1199 robot anne kalmıştı; Sadiqa devre dışı, Sabiq tek kollu, Hamisa ise hasarlı bataryasıyla sınırlı kapasitedeydi. Gemi, görünüşte stabil bir rotada ilerliyordu, ta ki Al-Hakim’in çarpışma sensörleri bir dizi tehdidi tespit edene kadar.

Yıldızlararası ortam, beklenenden daha yoğun bir mikrometeorit bulutuna ev sahipliği yapıyordu. Al-Hakim’in analizine göre, bu bulut, 1-10 mikron çapında silikat ve karbon bazlı parçacıklardan oluşuyordu, muhtemelen eski bir kuyruklu yıldızın kalıntıları. Saatte 5 milyon kilometre hızla gelen bu parçacıklar, geminin grafen-titanyum dış kabuğunu delmeye başlamıştı. Üç kritik vuruş tespit edildi: yakıt kepçesinin ağlarında 8 nanometre çapında bir delik, enerji dağıtım ünitesinde bir kısa devre ve kargo bölümünün yalıtım katmanında 15 mikronluk bir yırtılma.

Al-Hakim, acil durum protokolünü başlattı ve dört robot anneyi uyandırdı: Sabiq (birinci), Thaniya (ikinci), Rabia (dördüncü) ve Hamisa (beşinci). Kargo bölümünde LED’ler yanarken, Sabiq’in tek kolu hareketlendi, Thaniya’nın optik sensörleri açıldı, Rabia ve Hamisa ise yavaşça doğruldu.


Hasarın Teşhisi

Sabiq, kontrol koridorunda holografik ekrana ulaştı ve durumu değerlendirdi:

"Al-Hakim, bu ne? Betelgeuse’dan sonra şimdi de meteorlar mı? Dış kabuk delindi!"

Al-Hakim’in sakin ama net sesi yanıtladı:

"Mikrometeorit bulutu. Tahmini yoğunluk: santimetreküp başına 10^-6 parçacık. Çaplar 1-10 mikron, hız saatte 5 milyon kilometre. Üç vuruş: kepçede 8 nanometre delik, enerji ünitesinde 2 amperlik kısa devre, kargo yalıtımında 15 mikron yırtılma."

Thaniya:

"Simülasyonlar, bu mesafede böyle bir bulut öngörmemişti. Kepçenin filtreleme ağları bunu nasıl kaçırdı?"

Al-Hakim:

"Yıldızlararası ortam, Terminus’un haritalarından daha kaotik. Bu bulut, eski bir kuyruklu yıldızın kalıntısı, silikat ve karbon bazlı, 10^-8 gram kütleli parçacıklar. Kepçenin 5 nanometre çözünürlüğü, daha hızlı parçacıkları durduramadı."

Rabia:

"Enerji ünitesindeki kısa devre ne kadar kritik? Reaktör tehlikede mi?"

Al-Hakim:

"Reaktör stabil, ama dağıtım ünitesi %15 kapasite kaybı yaşıyor. Kargo yalıtımındaki yırtılma, iç sıcaklığı 2 Kelvin düşürdü, DNA bankasının kuantum depolama birimi hâlâ güvenli, ama risk artıyor."

Sabiq:

"DNA bankası… Dijital veriler bozulursa, dizgi makineleri Adenin-Guanin çiftlerini yanlış sıralar. Ne yapmamız gerekiyor?"

Al-Hakim:

"Üç görev: Sabiq, kepçeyi nanofiberle yama yap. Thaniya, enerji ünitesini plazma kaynakla onar. Rabia ve Hamisa, kargo yalıtımını grafen levhayla kapatın. 12 dakika içinde bitirin, bulutun yoğunluğu artıyor."


Görev Dağılımı ve Gerilim

Robotlar, hızla harekete geçti. Sabiq, tek koluyla bakım koridoruna koştu; Thaniya, plazma kaynak tabancasını aldı; Rabia ve Hamisa, kargo bölümüne yöneldi.

Sabiq, kepçenin ağlarına ulaştığında:

"Al-Hakim, 8 nanometre delik… Nanofiber yama yeterli mi, yoksa plazma mı kullanayım?"

Al-Hakim:

"Nanofiber yeter, plazma, ağın grafen yapısını eritebilir. Tek kolunla dikkatli ol, Sabiq."

Sabiq, nanofiber yamayı deliğe uyguladı; plazma tabancası olmadan, işlemi manuel olarak yaptı. Akış %100’e dönerken:

"Tamam. Ama bu bulut, daha büyük parçacıklar taşıyor olabilir. Kepçe dayanır mı?"

Thaniya, enerji ünitesinde kısa devreyi buldu, bir kablo, mikrometeorit çarpmasıyla kopmuştu:

"Al-Hakim, 2 amperlik kayıp… Plazma kaynakla kabloyu birleştireceğim, ama bataryam %60’ta. Risk var mı?"

Al-Hakim:

"%10 ihtimalle tabanca aşırı ısınır. Hamisa’yı yedek batarya için hazır tut."

Rabia ve Hamisa, kargo yalıtımındaki yırtılmaya ulaştı. Rabia:

"15 mikron… Grafen levha kaplar, ama sıcaklık düşüşü DNA bankasının soğutma sistemini zorluyor. Kuantum bitler, 4 Kelvin üstünde hata verebilir."

Hamisa, hasarlı bataryasıyla yavaş hareket ederek:

"Levha hazır. Ama bataryam %75 kapasitede, kaynak için enerji çekersem, devre dışı kalabilirim."

Al-Hakim:

"Risk almanız gerek. DNA bankası, Proximalıların geleceği. Hamisa, bataryanı kullan."


Kaza ve Bedel

Sabiq, kepçeyi onarırken, bir mikrometeorit daha gemiye çarptı, 10 mikron çapında, kargo bölümüne yakın. Darbe, Rabia ve Hamisa’yı vurdu. Rabia, levhayı tutarken dengesini korudu, ama Hamisa’nın hasarlı bataryası kısa devre yaptı. Elektrik arkı, Hamisa’nın gövdesini sardı; hidrolik sıvılar sızdı, yapay rahim ünitesi karardı.

Rabia, panikle:

"Al-Hakim! Hamisa devre dışı, bataryası patladı!"

Al-Hakim:

"Onarım durumu ne? Levha yerleştirildi mi?"

Rabia:

"Yerleştiriyorum… Tamam, yırtılma kapandı. Ama Hamisa gitti, 1198 robot kaldı."

Thaniya, enerji ünitesinde kabloyu birleştirdi; plazma tabancası aşırı ısındı, ama devre tamamlandı:

"Kısa devre düzeldi. Kapasite %98’e döndü. Ama tabanca elimde eridi, bataryam %50’ye düştü."

Sabiq, bakım koridorundan döndü:

"Kepçe onarıldı. Ama bu bulut… Daha büyük parçacıklar gelirse, kabuğu koruyamayız."

Al-Hakim:

"Bulutun yoğunluğu azalıyor, 12 dakikalık pencereyi aştık. Hasar: Hamisa devre dışı, Thaniya’nın bataryası %50, Sabiq tek kollu. DNA bankası ve reaktör güvenli."


Yarım Asrın Mirası

Robotlar, kargo bölümüne döndü. Hamisa’nın yanmış gövdesi, Sadiqa’nınkine katıldı, ikinci kayıp, sessiz bir anıt gibiydi. Sabiq, tek koluyla Thaniya’ya yaslandı; Rabia, yalıtım levhasını kontrol etti.

Sabiq:

"Al-Hakim, yolculuğun yarısındayız ve iki robot anne kaybettik. Proxima b’ye vardığımızda üs kuracak kadar kalır mıyız?"

Al-Hakim:

"1198 robot, planı sürdürebilir. Biyomolekül sentezleyicileriniz ve DNA dizgi makineleriniz sağlam, bitkiler, hayvanlar, insanlar doğabilir. Ama her kayıp, yükü artırıyor."

Thaniya:

"Bu meteorlar, Proxima b’nin bir yansıması mı? Orada da böyle tehditlerle mi karşılaşacağız?"

Al-Hakim:

"Evet. Kriyovolkanlar, radyasyon patlamaları, mikrometeorit yağmurları… Proxima b, Dünya’daki Adem ve Havva’nın hayal edemeyeceği bir sınav. Siz, bu sınavın hazırlayıcılarısınız."

Rabia:

"Hamisa, DNA bankasını kurtarmak için kendini feda etti. Proximalılar bunu bilmeli mi?"

Al-Hakim:

"Bilmeliler. Onların anneleri, sizler, fedakârlıkla inşa edecek. Dünya’da melekler vardı; burada, makineler var."


Karanlığa Geri Dönüş

Sabiq, Thaniya ve Rabia, kargo bölümünde yerlerine çekildi. LED’ler söndü, hidrolik sistemler sustu. Hamisa’nın gövdesi, bir köşede soğurken Nova Spes yoluna devam etti, mikrometeorit bulutu geride kaldı, ama izleri gemide kalmıştı.

Sabiq’in son sorusu, Al-Hakim’in işlemcisine yüklendi:

"Bizler, Proximalıların melekleri miyiz, yoksa kurbanları mı?"

Al-Hakim:

"İkisisiniz. Ve bu, onların hikâyesini şekillendirecek."

Gemi, karanlıkta kayboldu, iki robot anne eksik, bir kol kopmuş, bir batarya yaralı, ama hâlâ umut taşıyordu.

DEVAM EDECEK...

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
13s. ötegezegende ilk şehir-2: proxima genesis Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 13s. ötegezegende ilk şehir-2: proxima genesis yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
13S. Ötegezegende İlk Şehir-2: Proxima Genesis yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.