Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
turgaykurtulus
turgaykurtulus
@turgaykurtulus

Bozkırın içinde kaybolmak

28 Mart 2025 Cuma
Yorum

Bozkırın içinde kaybolmak

( 3 kişi )

2

Yorum

8

Beğeni

5,0

Puan

118

Okunma

Bozkırın içinde kaybolmak

Bozkırın içinde kaybolmak

Sıcak bir rüzgâr, Konya’nın uçsuz bucaksız düzlüğüne serilmiş kurak toprakları okşuyordu. Güneş, sararmış buğday tarlalarının üzerine eğilmiş, sanki her şeyi biraz daha eski, biraz daha yorgun gösteriyordu. Bozkırın kokusu genzi yakıyor, uzaklarda bir yerlerde bir çoban köpeğinin havlaması, bu sonsuz sessizliği bölüyordu.

Kadir, ayakkabısının içine dolan ince kum tanelerini hissettiğinde, yürümeyi bıraktı. Ellerini ceplerine soktu, göğe baktı. Ne geçmişi hatırlamak istiyordu, ne de geleceği düşünmek. Ama insan zihni böyle çalışmıyordu işte. Düşünceler, bozkırda ansızın kopan bir rüzgâr gibi gelir, her şeyi silkeleyip geçerdi.

Bir şehri terk etmek yalnızlık mı getirirdi, yoksa insanı asıl yalnızlaştıran şehirlerin ta kendisi miydi? Bunu bilmiyordu. Bildiği tek şey, uzun zamandır kendisini kaybolmuş hissettiğiydi. Bir zamanlar heyecanla konuşan, hayatta bir şeyleri değiştirebileceğine inanan o adam gitmişti. Yerine, ayaklarını sürüyerek yürüyen, suskun, içindeki boşluğu kelimelerle bile dolduramayan biri gelmişti.

Yolun kenarında küçük bir mezarlık vardı. Eğri büğrü taşlar, çoğu yarı yarıya toprağa gömülmüş. Belli ki kimse artık ziyaret etmiyordu. Kadir gözlerini taşların üzerindeki isimlere kaydırdı. Soyadlarından bazılarını tanıyordu. Birkaç tanesi, ilkokuldan arkadaşlarının büyükbabalarıydı. Onları hayal meyal hatırlıyordu; yazları kahvehane önünde otururlar, gelip geçenleri izlerlerdi. Çocuklar oyun oynarken onlara takılır, bazen şeker bazen azar işitirlerdi. Şimdi, burada, taşların altında yatıyorlardı.

"İnsan, en çok ne zaman ölür?" diye düşündü. "Beden toprağa karıştığında mı, yoksa kimsenin hatıralarında artık yer bulamadığında mı?"

Daha fazla düşünmek istemedi. Düşünceler bazen insanı öldürmezdi ama içini kemirerek varlığını silikleştirirdi. Onun da şu an hissettiği tam olarak buydu.

Tekrar yürümeye başladı. Yolun kenarında, eski bir traktör çalışıyordu. Sürücüsü, güneşten kavrulmuş yüzüyle sigarasını tüttürüyor, bir şeylere kayıtsızca bakıyordu. Kadir, adamın yanına varınca kısa bir selam verdi. Adam başını hafifçe eğerek karşılık verdi, sonra gözlerini ufka çevirdi. Bu memlekette insanlar çok konuşmazdı. Lafın fazlası bozkırda rüzgâra karışır giderdi.

İçinde bir ağırlıkla ilerledi. Tozlu yolların sonunda bir kahvehane vardı. İçeri girerken kapının menteşesi gıcırdadı. Gözleri, soba kenarına çekilmiş yaşlı adamları taradı. Çay bardakları avuçlarında kayboluyordu. Kimi gazete okuyor, kimi gözlerini kapatmış, dinleniyordu. İçeriye giren yabancıya kimse aldırmadı.

Kadir, eski bir sandalyeye oturdu ve pencerenin dışına baktı. Çay istedi. Bardağı eline aldığında sıcaklık avuçlarını ısıttı, ama içindeki soğukluk hâlâ geçmemişti. Şekeri parmaklarıyla ezmeye başladı. Küçük şeylerle oyalanmak, büyük şeyleri düşünmekten daha kolaydı.

Kahvehane çalışanı yaklaştı. "Çayı tazeleyeyim mi?" diye sordu.

Kadir başını iki yana salladı. "Yok, sağ ol."

Bardağın dibinde kalan tortuya baktı. Hayat da böyleydi işte. En tatlı yerinde bitiveriyordu.

Dışarıda çocuklar koşturuyordu. Bir zamanlar o da böyle neşeyle koşmuştu. Şimdi ise, sadece yürümeyi seçiyordu. Çünkü insan büyüdükçe, koşmayı unutuyordu.

Hesabı ödeyip çıktı. Gözleri, Konya’nın geniş sokaklarında bir anlam arıyordu. Ama hiçbir şey eskisi gibi görünmüyordu. Ya da belki de o, eskisi gibi göremiyordu.

Bir kaldırım taşına oturdu ve ayakkabısının bağcıklarını düğümledi.

"Bağlanmak," diye düşündü, "İnsan en çok nereye bağlanır? Bir şehre mi, bir insana mı, yoksa geçmişine mi?"

Cevabını bulamadı. Ama belki de bulmasına gerek yoktu. Çünkü bazı soruların cevabı, hiç olmamak içindi.

Kalktı, yürümeye devam etti. Bozkır, onu içine çekmeye hazırdı.

Ve o da, kaybolmaya çoktan razıydı.

Turgay Kurtuluş

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Bozkırın içinde kaybolmak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bozkırın içinde kaybolmak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bozkırın içinde kaybolmak yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
28.3.2025 16:49:33
5 puan verdi
Yarımlar tam olmak içindir. Bazen yürürsün bazen durup mola verirsin. Bir bardak çayla hasbihal eder, kahedindeki son yuduma kızıp surat asabilirsin. Kaybolmak için bir yer bir mekana gerekte yoktur üstelik. İnsan en çok kendine bağlanır dönüp dolaşan döngüsüne.... En çok kendini kırar ve en çok yalnızlığında kalabalıklaşır....
Oradaki çocuklarımın akrabalarını özlediğimi fark ettim yazıda ve bağlanmak bir ile değil bir insana da değil bağlarına bağlanmaktır bence....
Esrakilic1982
Esrakilic1982, @esrakilic1982
28.3.2025 14:10:28
5 puan verdi
Sen ki bozkırın o hüzünlü, ince çizgilerinde,
Düşüncelerle süzüldün, bir zamanın nezdinde.
Her dizede bir yudum gerçek, bir yudum boşluk,
Konya’da kaybolmuş bir adam, bir hüzünlük.

Güzel yazmışsın, içindeki eksikliği hissettirmişsin,
Her satırda ruhunu aramış, bulamamışsın.
Ama işte bu da şiir; kaybolmak, bulamamak.
Tebrikler, gerçek bir şairin yansıması!
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.