0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
93
Okunma
Hayat, birbirimizle kurduğumuz bağlardan örülü görünmez bir harita gibidir. Bizi bir arada tutan şey, sadece kelimeler değil, hissettiğimiz güvendir.
Kimi zaman bir selamda saklıdır, kimi zaman gözlerdeki tereddütte. Ama haritada bir çatlak oluştu mu, yollar birbirine kavuşmaz artık.
İstanbul’un eski mahallelerinde büyüyen Ayşe, yıllarca dostu Selim’e güvenmişti. Güven dediğin, bir kapının anahtarı gibidir. Bir kez kilidi kırılırsa, kapı kapanmaz artık.
Bir gün Selim’in ağzından dökülen bir cümle, Ayşe’nin içindeki kilidi söktü attı. Ve güvenin kırıldığı yerde, ilişkiler boyut değiştirir. Güven, inşa edilmesi zaman alan bir köprü gibidir.
Özenle dizilmiş taşlarla yükselir ama bir ihanetin sarsıntısıyla yıkılabilir. Ve ne acıdır ki, bir kez çöktüğünde eskisi gibi yeniden kurmak neredeyse imkânsızdır.
Bazen insanlar, en çok güvendiklerine en büyük hayal kırıklığını yaşatır.
İzmir’de kafe işleten Cem, en yakın arkadaşı Murat’a sırrını açtığında, o sırrın birkaç gün sonra başkalarının dilinde dolaşacağını bilemezdi.
İhanet, sadece sırtımızı döndüğümüz anda değil, yüz yüze baktığımızda da gelir bazen. Peki, güven bir kez kırıldığında geri gelir mi? Belki, ama asla eskisi gibi olmaz.
Kırılan cam nasıl ki iz bırakır, güven de aynı şekilde onarılmayacak yaralar bırakır. Ama yine de, insan ilişkileri vazgeçmeye gelmez. Her yara, yeni bir bağa yol açabilir. Ama bu kez daha dikkatli, daha sağlam inşa etmek gerekir.
Turgay Kurtuluş
5.0
100% (1)