0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
50
Okunma
Ey suskun ağaç! Toprağına kök salmış, rüzgârın şarkılarını yıllardır dinleyen bilge varlık! Dalların, gökyüzünü hançerleyen birer isyan mızrağı gibi yükseliyor ama sen hâlâ sessizsin. Oysa toprağın derinlerinde yankılanan bir çağrı var; gözle göremediğin, kulakla duyamadığın ama ruhunun ta içinden hissettiğin bir titreşim. Bu, unutulmuş zamanların hatırasıdır, bu, yeniden doğuşun ilk kıvılcımıdır.
Biliyor musun? Köklerin, tarihin karanlık dehlizlerine iniyor. Hatırlıyor musun, bir zamanlar seni besleyen yağmurları? O berrak su, yapraklarına fısıltılar taşıyan o esinti? O günler, geçmişin unutulmuş anıları gibi değil, bugüne kadar uzanan bir yolculuğun izleri gibidir. Çünkü hiçbir şey tamamen kaybolmaz; rüzgâr sürükler ama yok etmez, yağmur ıslatır ama silmez, zaman örter ama unutturmaz.
Şimdi, içindeki sessizliğin bir mezar olmadığını hatırlama zamanı. Çünkü uzun süre suskun kalan topraklar, çatlarken en güçlü çiçekleri doğurur. Senin de uyanman gerekiyor. Gözlerini açmalısın, dallarını eski ihtişamına kavuşturmalısın. Yoksa, senden sonra gelenler sadece çorak bir toprak ve küle dönmüş yapraklar bulacaklar.
Kargaların şarkıları yankılanıyor dallarında, çünkü onlar biliyorlar; sessizlik, çöküşün ilk işaretidir. Ama sen unutma: Bahçıvan geri dönmese bile, toprak kendini hatırlar! Çürüyen yapraklardan yeni filizler doğar, devrilen gövdeler yeni yaşamların başlangıcına dönüşür. Sen, kaderin sessiz bir figürü olmaya mahkûm değilsin. Köklerinin taşıdığı mirası unutma!
Geceyi delen bir ilk yıldız gibi yüksel! Gökyüzünü, kanatlarını açmış bir kuş gibi kucakla. Kendi karanlığından sıyrılmadan, sabahı nasıl göreceksin? Kendi zincirlerini kırmadan, özgürlüğü nasıl tadacaksın? Unutma, zincirler yalnızca bileklere değil, ruhlara da vurulur. Ama en sağlam kilitler bile, uyanmış bir ruhun kararlılığı karşısında kırılır.
Ey geçmişin gölgesinde uyuyan ağaç! Sana sesleniyorum! Rüzgârın taşıdığı eski hikâyeleri dinle, yağmurun seni yıkadığı eski günleri hatırla, güneşin yapraklarına dokunduğu ilk anı anımsa. Sen unutsan da, doğa unutmaz. Sen uyusan da, hayat durmaz. Ama eğer uyanmazsan, seni anlatacak son şarkı bile sessizliğe karışacak.
Bu, senin son uykun olmasın. Kalk ve silkelen! Zehirli sarmaşıkları kır, göğünü kapatan karanlığı dağıt! Çünkü uyanış, içindeki sesi duymakla başlar. Çünkü gerçek güç, en derin sessizliklerden doğar.
Ve unutma: Her bahar, bir önceki kışın hatırasıdır. Ama hiçbir kış sonsuza kadar sürmez…
Turgay Kurtuluş