0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
66
Okunma
İsmail kırk yaşını geçmişti ama hâlâ herkesin dilinde aynı söz
İsmail’in kalbinde aşk nedir bilmez
o ise her sorana hep aynı cevabı verirdi
ben hiç âşık olmadım.
Sokakta yürürken çiftleri gördüğünde içini bir boşluk kaplardı ama adını koyamazdı.
dost meclislerinde aşktan konuşulduğunda sessiz kalır, gülümseyip geçerdi.
Kalbinin neyi eksik olduğunu merak etse de kendine konduramazdı.belki de bende aşk olacak kumaş yoktur diye düşünürdü.
Bir sonbahar akşamıydı şehrin kalabalığından sıkılmış her zamanki gibi eski sahafın yolunu tutmuştu.
Tozlu rafların arasında gezerken eline eski bir mektup ilişti sararmış kâğıda titrek bir el yazısıyla sadece tek cümle yazılmıştı
Aşk,bir kez yüreğine düşerse kim olduğunu bile unutursun.
İsmail,o cümleyi okuduğunda nedenini bilmediği bir sıkıntı hissetti içinde mektubu satın aldı, cebine koydu ve dükkândan çıktı.
Havanın serinliğinde yürürken bir kafede oturan genç bir kadın dikkatini çekti kadın önündeki deftere bir şeyler yazıyor, arada durup gökyüzüne bakıyordu.
Bir an göz göze geldiler. kadın hafifçe gülümsedi, başını eğdi İsmail yoluna devam etti ama zihni o anın içinde kaldı.
Ertesi gün aynı yoldan yine geçti kadın yine oradaydı yine yazıyordu.
bu sefer cesaretini topladı yanına yaklaşıp
ne yazıyorsunuz diye sordu kadın tebessüm etti:
Öyküler.İnsanların hiç bilmediği ama içinde kendini bulduğu hikâyeler
İsmail bir şey diyemedi sadece başıyla onayladı. günler geçtikçe her akşam aynı saatte o kafede buluşur oldular.
Kadının adı Elif’ti. Elif, İsmail’in suskun yanını anlamış söze dökülmeyen duygularını sezmişti her sohbetleri İsmail’in içinde çözülmeyen bir düğüm gibi duran eksik parçaya dokunuyordu.
Bir akşam Elif defterinden bir cümle okudu
Bazı insanlar,aşkı hiç tatmadıklarını sanır oysa aşk onları yavaşça değiştiren sessiz bir suda çoktan yüzmeye başlamıştır
İsmail o an fark etti. onca yıl ben hiç âşık olmadım deyişinin ardında aslında korku vardı kalbinin açılmasından, incinmekten bilmediği bir duygunun kontrolüne girmekten korkuyordu
Ama şimdi, Elif’in gözlerinde kendi yansımasını görüyordu; kırılgan ama gerçek
Bir gün cesaretini toplayıp sordu:
Sen yazdığın öykülerde neyi arıyorsun, Elif
Kadın gözlerinin ta içine bakarak cevap verdi
Kendimi Ve belki bir gün karşıma çıkacak ben hiç âşık olmadım diyen birini
O akşam İsmail cebindeki eski mektubu çıkardı, masaya bıraktı. İkisi de sustu.
çünkü bazı hikâyeler kelimelerle değil, gözlerle, bekleyişlerle, sessiz kabullenişlerle yazılır.
Ve İsmail, o akşam anladı ki; bazen insan, aşkı çoktan yaşamaya başlamış olur da, sadece adını koymayı bilmez
İsmail Gökkuş
5.0
100% (1)