Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
Mavilikler
Mavilikler
@mavilikler

GECE DE OLMALI

21 Mart 2025 Cuma
Yorum

GECE DE OLMALI

( 5 kişi )

3

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

139

Okunma

GECE DE OLMALI

GECE DE OLMALI


Bu kalıp çok dar geliyor… Biraz genişletsem olmaz mı? Şöyle itelesem sınır çizgisinin bir yerinden… Başka başka şekillere bürüsem… Daha geniş bir alan açsam kendime…

Saatin alarmı çaldı. Kalkmam gerek hemen… Kalkmasam mesela bu sabah… Kalıbımdan çıkıp birkaç adım uzaklaşsam…

“Ama iş var… Mesai saati yaklaşıyor.” diyen içimdeki sesi duymazdan gelsem…

“Faturalar…” dediğinde duyar gibi olsam da onu; önceki yerimden uzağa taşan adımlarımın beni götürdüğü noktada çok da umursamasam duyduklarımı…

“Elektrik kesilirse!..” diye devam etse; önceki düzenin sadık bekçisi o yanıma aracılık eden ses… “Su akmazsa, apartman yöneticisi kapına gelip da aidatı ne zaman ödemeyi düşündüğünü sorsa!”

“Ama ben çok bunaldım bu kalıptan!” desem… “İlle de duvarlar mı dikecek önüme; içine tıkılıp da kalayım diye… Gerçekle kol kola girip ‘bu hoşlanmadığın alandan çıkarsan; daha da beter dar bir yere hapsolursun’ mu diyecek?”

“Tamam, pes ettim” deyip ailemin teklifini kabul ederek onların yanına taşınıp; saygı duymadığım biri olma noktasına mı gelmem gerekecek o kalıptan çıkmak için ille de? Özgürlük ve sorumluluk arasındaki bağ bu kadar da mı güçlü?

Oysa ben sabaha kadar TV’de film seyretmek istiyorum… Öğlene doğru uyanıp günü istediğim yerinden başlatacak kadar özgür olmak…

Evet, böylesi de var özgürlüğün… Günü keyfine göre sonlandırıp başlatabilmeni sağlayacak kadar geniş bir alan açan… Tüm gün bir büroda tıkılıp kalma karşılığında eline geçen ‘kimseye hesap vermeme’ özgürlüğünden epeyce farklı…

Eğer benim gibi miskinse bir insan, gecenin bir yarısı dışarı çıkıp arkadaşlarıyla bir yerlerde eğlenme gibi bir niyeti de olmuyor hâliyle; rahat rahat koltukta pinekleyip kitabını okumak, müzik dinlemek, film seyretmek falan varken… Yani hesap verecek bir durum da kalmıyor böylelikle. Dışarı çıkacak olursam da gündüzler torbaya mı girdi? Karanlığa saklanmamış hâlleriyle, her neyseler o olarak görürüm bu şekilde her şeyi. Loş ışıkta hayalete dönmüş bedenleri; kafamda gerçeğe döndürecek sahte anlamlarla donatmama da gerek kalmaz böylece. Hem gece gidilen yerlerdeki o yüksek volüm; sadece müziği değil başka şeyleri de gürültüye boğuyor… Duygusundan, anlamından, sıcağından çalıyor her şeyin.

Esas konuya gelirsek; tembellik ve gerçek özgürlük arasında kesinlikle bir bağ var bence… Hem aile memnun oluyor; ‘bu kız nereye gitti gece gece’ diye belanın kol kez gezdiği saatlerde kaygı duymalarını gerektiren bir durum olmadığı için… Hem de söz konusu o insan…

Hemen arıyorum annemi şimdi… Sonra yatağa geri dönerim. İşe gitmeyeceğim nasılsa. Yarın “biraz kırıklığım vardı” falan diye bir şeyler uydurum. İlk fırsatta da istifa dilekçemi vereceğim.

Tabii şu saygı konusunu da kafamda bir hâlletmem gerekecek öncelikle. Hiçbir sorumluluğumun olmamasının ilk günlerde yarattığı sarhoşluk geçmeye başlayınca; biraz daha serin kanlı bakınca duruma; şimdi zerre kadar umursamadığım ‘kendimle barışık olma’ hâli aynı yerde mi olacak yine, yoksa her şeye gölgesini vuracak kadar büyüyecek mi?.. Bilmiyorum.

Sevmediğim bir işten ayrılmak hayattan da istifa etmek anlamına gelmemeli sonuçta. Şimdiden, planladığım o sözüm ona özgür ve sorumsuz hayat sasık çorba tadı vermeye başladı bile. “Anlam nerede?” diyorum düşündükçe. “Sınırsız bir gündüz ne kadar gerçek bir gündüz olabilir ki?! Gece de olmalı o günün bir yerinde… Gündüze ayna olacak bir karanlık olmalı mutlaka… Başkalarının acılarına kör olacak kadar mayışmamalı.”

Hazırlanıp işe gideyim en iyisi. En azından daha uygun bir iş, bir meşguliyet; koltukta yayılıp evde miskinlik yapmayı keyif hâline getiren, ruhumu paslanmaktan kurtaracak kadar zorlayıcı ama bir yanıyla da bana hitap eden herhangi bir şey buluncaya kadar… Hayatımı sasık çorbaya benzemekten kurtaracak, tuzunu eksik bırakmayacak bir şey…




Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

Gece de olmalı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gece de olmalı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GECE DE OLMALI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Esrakilic1982
Esrakilic1982, @esrakilic1982
22.3.2025 04:25:59
5 puan verdi
Bir gündüz ne kadar genişse, bir gece de o kadar derin olmalı. Gecenin karanlığında kaybolanlar, gündüzün ışığına sarılırlar, fakat her ışık bir gölge taşır. Gerçek özgürlük, bu karanlıkta yürümeyi bilmekle gelir; hiç kimse gölgeyi yok sayarak ışığa ulaşamaz.

Aklındaki düşünceleri ve içsel çatışmaları bu kadar derinlemesine dile getirmen, çok değerli ve anlamlı bir dil kullanımına işaret ediyor.
Yüreğinize sağlık
turgaykurtulus
turgaykurtulus, @turgaykurtulus
21.3.2025 12:31:50
Kalıpları sorgulayan, özgürlüğü ve sorumluluğu terazinin iki kefesine koyup tartan, hepimizin içindeki o "kaçış" arzusuna dokunan çok samimi bir metin olmuş. İç sesinle yaptığın hesaplaşmalar, okuyucunun kendi hayatını da gözden geçirmesine neden oluyor. Özgürlük dediğimiz şey gerçekten nedir? Rahat olmak mı, yoksa anlam bulmak mı? Tüm bu soruların içinde savrulurken sonunda iç sesinin ağır basıp "bir şeyler yapmalıyım" noktasına varman, metni güzel bir tamamlanmışlık hissiyle sonlandırıyor. Kalemine sağlık!

Ay Parçası
Ay Parçası, @ayparcasi1
21.3.2025 11:43:50
5 puan verdi
Yaşamın bir çok zamanında aynı bıkkınlık ve duyguları yaşamayan yoktur diye düşünüyorum.

Güzel yazıydı.... tebriklerimle
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.