Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
rsmcnb
rsmcnb
@rsmcnb

KIRK BİR BUÇUK

20 Mart 2025 Perşembe
Yorum

KIRK BİR BUÇUK

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

37

Okunma

KIRK BİR BUÇUK



KIRK BİR BUÇUK
“38, 39, 40
Ulan dünya,
Ben ölünce bir karış büyüyecek misin?” / Ümit Yaşar Oğuzcan
220 volt elektriğe tutulmuş gibiydi. Kollarının bacaklarının titremesine, dişlerinin takırdamasına engel olamıyordu. “Üşüdüm”den başka bir söz çıkmıyordu ağzından. Acile götürdüler. Ateş, otuz dokuz. Bir kan tahlili, bir serum bir iğne, haydi evinize. İkinci üçüncü gün aynı şikâyet, aynı acil, aynı tedavi. Yalnız ikinci gün ateş kırka, üçüncü gün kırk bire çıkmıştı.
Farenjitten olabilir ihtimali. Kulak burun boğaz uzmanı, ayrıntılı bir muayeneden sonra “Bizi ilgilendiren bir şey yok, vücut enfeksiyon kapmış olabilir” dedi. Yalnız her birimde kanlar alınıyor. Tahliller yapılıyor, değerlerin tümü normal sınırların içinde. Enfeksiyon hekimi Zahide Hanım soruyor:
-Bir yeriniz ağrıyor mu?
-Hayır.
-Neden geldiniz?
-Yüksek ateşten.
-Tahlilleriniz temiz çıkıyor. Şikâyetinizi soruyorum. Bilmiyorum diyorsunuz. Ben nereden bileyim? En iyisi sizi birkaç gün misafir edelim. Ateşin mutlaka bir sebebi olmalı. Araştıralım bakalım ne çıkacak…

Tomografiler, ultrasonlar, safra kesesinde iltihap görünüyor. Genel cerrahın muayenesi, yaşlılık, daha önce geçirdiği kalp ameliyatı. Bakalım ameliyatı kaldırabilecek mi? Kardiyolog, narkoz uzmanı, enfeksiyon hekimi ve genel cerrahın katıldığı uzun bir konsültasyon sonucunda, iltihabı antibiyotikle kurutma kararı çıkar. Artık serumlar, serumlar…
Bir gün Zahide Hanım müjdeyi getirir:
-Düşmanı bulduk. Ateşi kana karışan bir mikrop yapıyormuş. Onu antibiyotikle yok edeceğiz. Şimdiye kadar doğru yoldaymışız. Yattığınız günden itibaren on beş gün misafirimizsiniz. Artık kandaki mikrop, sevimli hekim Zahide Hanım ve hasta mutlu ve umutlu bir mücadelenin içindeler…
Kalan günlerde antibiyotik taşıyan serumlar, sabahları ve öğleden sonraları aralıksız. Odaya güneş gibi doğan sevimli hekim Zahide Hanım’ın yüreklere su serpen kısa ziyaretleri. Bu ziyaretlerde hekim hanım, soruları yanıtlamaktan ve hastanın derdini dinlemekten bıkıp usanmıyor. Yalnız, “Sürekli yatmak yok. Oturacaksınız, gezeceksiniz. Hayata adapte olacaksınız” gibi tembihleri ihmal etmiyor.
Zaman geldi yine güler yüzle odaya dalan doktor:
-Kan tahlilleriniz temiz çıktı. Şu anda hiçbir sorununuz kalmadı. İlaç yazmıyorum, kontrole de istemiyorum sözleriyle tedavinin bittiğini, artık normal yaşantıya dönebileceğini söyleyerek hastayı güler yüzle yolcu ediyor.
Her hastaya böyle melek doktorların rastlaması dilekleriyle…

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kırk bİr buÇuk Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kırk bİr buÇuk yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIRK BİR BUÇUK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.