Aşk cennetin dilinden bize kalan yegane hatıradır. -- bulor
Suat Zobu
Suat Zobu
@suat-zobu

Şiir 4

19 Mart 2025 Çarşamba
Yorum

Şiir 4

( 3 kişi )

3

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

358

Okunma

Şiir 4

Şiir 4

Aruz Ölçüsü (Aruz Vezni) Nedir? Özellikleri, Kuralları, Örnekleri

Şiirle ilgili yapmış olduğum bu çalışmamı 5 bölüm olarak planlamıştım. Ancak şiir dünyasına bir dönem damga vuran, Lise Edebiyat derslerinde belalımız olan Aruz Vezni’ne -artık pek kullanılmasa da- değinmek gerekir. Bu nedenle toplam 6 bölüm olacak.

Bu bölümde de Aruz Veznini inceleyip örnekler verelim.

Aruz Ölçüsü (Aruz Vezni) Aruz measure

Arapça bir kelime olan aruzun sözlük anlamı “çadırın ortasına dikilen direk”tir. Bir edebiyat terimi olarak ise “mısralardaki hecelerin uzunluk ve kısalıkları temeline dayanan nazım/şiir ölçüsü” demektir.
1. Aruz, Arap Edebiyatı’nda manzum sözlerdeki ahenk ölçülerini öğreten ilmin adıdır. Hecelerin uzunluk ve kısalıklarına göre düzenlenmiş bir vezindir. Bu vezin Arap’lardan İran’lılara, on birinci yüzyıldan itibaren de bize geçmiştir.
2. Rahat kullanılabilmesi için bol miktarda uzun heceye ihtiyacı olan bu ölçü, aslında Türkçe’nin kelime yapısına uygun değildir. Bu yüzden aruzu ilk defa kullanan Karahanlılar Türkçe’nin kelimelerini bozarak kısa heceleri uzun okuma yoluna gitmişlerdir. Zamanla bu da yeterli olmamış; şairler, Arapça ve Farsça kelimeleri sık sık kullanmaya başlamışlardır. Bu durum, Türk dilinin kelime hazinesinin giderek yabancı kelimelerle dolmasına yol açmış, böylece şairlerin güzel kullanışlarından mahrum kalan Türkçe, anlam ve kavram bakımından yoksullaşma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.
Diğer yandan “Türkçe, aldığı bu yabancı kelime ve kavramları Türkçeleştirdiği zaman güçlü bir dil olmuştur” görüşü de vardır. Ancak Türkçe hor görüldüğü için ben bu görüşe hiç katılmıyorum.
Aruzla birlikte, halk arasında yaşamaya devam eden milli şiir ölçümüz hece, bu yoksullaşmayı bir ölçüde durdurmuş ve Türkçe kendi geleneği içinde varlığını sürdürmüştür.
3.1908’den sonra şairler arasında başlayan aruz hece tartışması, hecenin zaferi ile sonuçlanmış; ancak Divan Edebiyatı nazım ölçüsü olan aruzun da artık bir Türk şiir ölçüsü olduğu kabul edilmiştir.
4. Aruz ölçüsü daha çok Divan Edebiyatında kullanılır.
5. Aruzla yazılan ilk Türk eseri Yusuf Has Hacib‘in yazdığı Kutadgu Bilig‘dir.
6. Aruz XI. asırdan beri heceyle beraber kullandığımız ölçüdür. Bu ölçü zamanla Türkçe’ye en iyi şekilde uygulanmış. Mehmet Âkif Ersoy, Yahya Kemâl Beyatlı, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi şairlerimizin elinde ustalıkla kullanılmıştır.
Not: Aruz ölçüsünün temeli, hecelerin uzun ve kısa olmaları özelliğine dayanır. Ölçünün doğru bulunması için önce mısradaki hecelerin değerinin tespit edilmesi gerekir. Aruz vezninde heceler iki şekilde değerlendirilir.
Açık / kısa heceler ( . ) ( v ) | Kapalı / uzun heceler ( – )

1. Açık / kısa heceler:
a. Ünlülerle biten hecelerdir.
b. Bu heceler aruz incelemesinde ( . ) ve ( v ) işaretleriyle gösterilir.
c. Açık – kısa hecelerin ses değerleri “yarım” kabul edilir.

2. Kapalı / uzun heceler:
Tam ses değeri taşıyan hecelerdir.
a. Ünsüzlerle ve dilimize Arapça ve Farsça’dan geçmiş uzun ünlüler (â, î, û )’le biten hecelerdir.
b. Bu heceler aruz incelemesinde (-) işaretiyle gösterilir.
c. Kapalı- uzun hecelerin ses değeri “tam”dır.

Başlıca tef’ileler şunlardır:

Fa’ (-)
Fe ul (. -)
Fa’ lün (- -)
Fe i lün (. . -)
Fâ i lün (- . -)
Fe û lün (. – -)
Mef û lü (- – .)
Fe i lâ tün (. . – -)
Fâ i lâ tün (- . – -)
Fâ i lâ tü (- . – .)
Me fâ i lün (. – . -)
Me fâ î lün (. – – -)
Me fâ î lü (. – – .)
Müf te i lün (- . . -)
Müs tef i lün (- – . -)
Mü te fâ i lün (. . – . -)

• Her beyitte en az dördü bulunan parçalara tef’il, tef’ile ya da cüz adı verilir.
• Aruz vezninde tef’ileler heceleri bölebilir. Hece ölçüsündeki gibi okuyuşta tef’ilelerde durgu yapılmaz.
• Aruz vezninde hecelerin kısalığı ve uzunluğu esas olduğu için bazı Türkçe kelimeler kısa olduğu halde vezin gereği uzun okunur; buna imale denir. İmale kısa heceyi uzun yapar. Arapça ve Farsça kelimelerdeki bazı uzun seslerin vezin gereği kısa okunmasına da zihaf denir. Zihaf ise imalenin tersine uzun heceyi kısa yapmayı sağlar. Hece ölçüsünde böyle bir mesele yoktur. Türk edebiyatında imale çok sayıda bulunmakla beraber zihaf kusuru hoş karşılanmadığı için çok az yapılmıştır.
• Türkçe kelimelerle aruz veznindeki başarı Muallim Naci ile başlamış olup Türk aruzu Tevfik Fikret, Yahya Kemal Beyatlı ve Mehmet Âkif Ersoy tarafından gerçekleştirilmiştir. Hatta Mehmet Âkif o kadar başarılı olmuştur ki bir çok kişi İstiklâl Marşı’nın hece ölçüsüyle yazıldığını zanneder. Oysa bu marş aruzun “Fe i lâ tün / Fe i lâ tün /Fe i lâ tün /Fe i lün” kalıbıyla yazılmıştır.
• Aruzla yazılan bir şiirin hece sayısı bazan eşit olabilir. Mısralardaki açık kapalı dizilişinin aynı olması o şiirin aruzla yazıldığın gösterir.

Cânı cânânı bütün vârımı alsın da Hüdâ (15 hece)
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ (15 hece)

Bir şiirin vezni en az iki mısradan hareket ederek bulunabilir. Tek mısraa bakarak vezin bulunmaz.

ARUZ KALIPLARIYLA İLGİLİ UYGULAMALAR

1. Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün

Saçma ey gö/z eşk[i]den gön / lümdeki od / lare su

_ . _ _ / _ . _ _ / _ . _ _ / _ . _

Kim bu denlü / tutuşan od / lare kılmaz / çâre su

_ . _ _ / _ . _ _ / _ . _ _ / _ . _ Fuzûlî

2. Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün

Dinle neyden / kim hikâyet / etmede

_ . _ _ / _ . _ _ / _ . _

Ayrılıklar / dan şikâyet / etmede

_ . _ _ / _ . _ _ / _ . _ Nahifî

3. Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün

(Fâilâtün) (Fa’lün)

Hani ol gül / gülerek gel / diği demler / şimdi

. . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / _ _

Ağlarım hâ / tıra geldik / çe gülüştük / lerimiz

_ . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / . . _ Mâhir

4. Feilâtün / Feilâtün / Feilün

(Fâilâtün) (Fa’lün)

Ne Süleymân / ne Selîm’in / kuluyuz

. . _ _ / . . _ _ / . . _

Hazret-i Rab / b-i rahîmin / kuluyuz

_ . _ _ / . . _ _ / . . _ Esrar Dede

5. Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün

Anı hoş tut / garîbindir / efendi iş / te biz gittik

. _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _

Gönül derler / ser-i kûyun / da bir dîvâ / nemiz kaldı

. _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ (Hayâlî)

6. Mefâîlün / Mefâîlün / Feûlün

Geçer firkat / zamânı böy / le kalmaz

. _ _ _ / . _ _ _ / . _ _

Sağ olsun sev / diğim Mevlâ / kerimdir

. _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ Nâilî

7. Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün

Cihânda â / şık-ı mehcû / r[ı) sanma râ / hat olur

. _ . _ / . . _ _ / . _ _ _ / _ . _

Neler çeker / bu gönül söy / lesem şikâ / yet olur

. _ . _ / . . _ _ / . _ . _ / _ . _ Şeyhülislâm Yahya

8. Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün

Ağlatma / yacaktın yo / la baktırma / yacaktın

_ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _

Ol va’de / -i tekrâr[ı] / -be-tekrârı / unutma

_ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _ Esrar Dede

9. Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün

Gül hasre / tinle yolla / ra tutsun ku / lağını

_ _ . / _ . _ . / . _ _ . / _ . _

Nergis gi / bi kıyâme / te dek çeksi / n intizar

_ _ . /. _ _ . / . _ _ . / _ . _ Bâkî

Mesnevi Nazım Şekli ve Özellikleri

Mesnevi Nedir?


Mesnevi: Divan edebiyatının nazım şekillerinden birisi olan mesnevinin sözlük anlamı “ikişer, ikişerli” demektir. Edebiyat terimi olarak anlamı ise, her beyiti kendi arasında kafiyeli iki beyitten binlerce kadar uzanan bir nazım şeklidir. “aa bb cc dd vs.” şeklinde kafiyelenir.

Beyitlerin ayrı ayrı olması yanında, her beyitin anlamının kendi içinde tamamlanması ve öteki beyitlere geçmemesi mecburidir. Beyitler arasında yalnızca konu bütünlüğüne dikkat edilmiştir.

Mesnevi aruzun kısa kalıplarıyla yazılır; daha çok şu kalıplar kullanılmıştır:

mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün
mef’ûlü mefâ’ilün fe’ûlün
fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün
Fe’ilâtün Fe’ilâtün Fe’ilün
Hamse Nedir?

Aynı şair tarafından kaleme alınmış beş mesneviye hamse denir.
Hamse geleneğini başlatan sanatçı Genceli Nizami‘dir. Nizami, mesnevide Azerbaycan edebiyatının en büyük şairlerinden biridir.
Nizami’nin hamsesini oluşturan beş mesnevi:

Mahzenü’l-Esrâr
Leylî vü Mecnûn
Hüsrev ü Şirin
Heft-peyker
İskender-nâme
Mesnevinin ana bölümler hâlinde kurgulanmış kendine özgü bir mimarisi vardır. İlk döneme ait Türkçe mesnevîlerde her şairin riayet ettiği bir mesnevî formundan söz etmek mümkün değildir. Nazım biçiminin kullanımı edebiyatta yaygınlaştıkça mesnevi formu da belli bir sistematik kazanmıştır.

Klasik mesnevi formunun unsurları şu şekildedir:

Besmele
Dibâce (ön söz)
Tevhîd
Münâcât
Mi’râciye (Mi’râc-ı Nebi)
Medh-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn
Sebeb-i te’lîf (eserin yazılış sebebi)
Âgâz-ı Dâstân (konuya başlangıç),
Hâtime (sonuç).
Bu unsurlara dair bazı açıklamalar:

Sebeb-i te’lîf: Eserin yazılış nedeninin anlatıldığı bölümdür. Bu bölüm için “sebeb-i nazm-ı kitâb” şeklinde adlandırmalar vardır.
Âgâz-ı dâstân: Esas konunun işlendiği bölümdür. Mesnevinin en hacimli bölümüdür. Bu bölüm için âgâz-ı kitâb, âgâz-ı kıssa şeklinde adlandırmalar da vardır.
Hâtime: Mesnevilerin bitiş bölümüdür. Bu bölümün edebiyat tarihi açısından en önemli yönü, mesnevinin adı, kaç beyit olduğu, nerede ve ne zaman yazıldığı gibi birçok birincil derecede önemli bilgileri içermesidir.

Vesselam derin bir kuyudur aruz.

Suat Zobu
-sevgiyle-

(Devam edecek)

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Şiir 4 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şiir 4 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şiir 4 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ŞÜKRÜ ATAY
ŞÜKRÜ ATAY, @sukruatay
20.3.2025 14:22:42
5 puan verdi
Saygıdeğer üstadım,
Her zaman kaynak olarak başvurulabilir ve çok faydalı bir yazı dizisi için emeğine sağlık, sağolun varolun.
Yalnız bu bölüm aruzla ilgili olduğu için benim kapasitemi aşıyor sizin aruzla şiiriniz var mı bilmiyorum.
Aruz zorunlu olsaydı asla şiir yazamazdım diyebilirim:))
En kalbî selam, sevgi ve saygılarımla.
Alibaba
Alibaba, @alibaba2
20.3.2025 07:28:34
5 puan verdi
Edebiyat defterinde, edebiyat dersinde dahi alamayacağımız dersleri alıyoruz sayende abim. Yüreğine, emeğine sağlık.
Bu derste sadece şiir değil, kültür ve kültürün erozyonu ile bu uğurda mücadele edenlerin varlığından da haberdar oluyoruz sayende.
Herkesin bu seriyi bir kenara not düşmesi gerekir.
Gönül dolusu tebriklerim ve en derin saygılarımla...
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
19.3.2025 22:55:19
Bu mükellef edebiyat sofrasına Türk kahvesinin gelmesini beklerken adını, tadını
Bilmediğimiz meyve tabağı geldi.
Öğrendik.
Tadına vardık.
Bilgine, emeğine bereket.
GARDAŞIM BENİM...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.