Adalet, bir kutup yıldızı gibi yerinde durur, geri kalan her şey onun etrafında döner.-- konfiçyüs
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy
@gulum-camlisoy

MEVSİMSEL BİR HÜZÜNDEN ÖTE BENİMKİSİ...

16 Mart 2025 Pazar
Yorum

MEVSİMSEL BİR HÜZÜNDEN ÖTE BENİMKİSİ...

( 3 kişi )

0

Yorum

7

Beğeni

5,0

Puan

167

Okunma

MEVSİMSEL BİR HÜZÜNDEN ÖTE BENİMKİSİ...

MEVSİMSEL BİR HÜZÜNDEN ÖTE BENİMKİSİ...



Ölgün güne ve geçkin hüznüme taziyelerimi sunuyorum:
Yaşamın bir aldatı olduğunu öğrendim artık; atık imgelerden çıktığım yolda ansızın duraklayıp atıl yüreğini iblise kiralayanlara sesleniyorum.
Mazur gördüğüm olamaz yalanla beslenen riyalar ve aşkın külçesine bedel biçenlerden değil ölümüne sevenlerden yana niyazım.
Sarkık eli tembel göğün:
Ne olmuş ki üç beş gün yağmur bulutları fazla mesai yaptıysa ve işte şikayet mercii hayallerin finali yeniden açan güneş ve söylemler şairin sönmeyen feri.
Elimden kayan birkaç cümle az evvel sırtlandığım günce:
Bilindik tek duygum yok artık varsayımlarla beslenen yüreğime geçerken nazım.
Sevginin ikamesi ve sözcüklerin seferberliği:
Bulut toplayan bir kuşum ben ve işim gücüm sevmek.
İtiraz hakkı tanımadığım bir kâinat belki de sevilmek en büyük kehanet.
İçimde yuva yapmış üç beş dürtü…
Kalemin nazının bana geçtiği…
Sessizlikle sınanan bir yönerge içimdeki teyakkuz.
Beklemeye aldığım mutluluk ve uçuşan naylon faturalar aslına rücu eden sözcüklerin efkarı dumanı tüten başında ve işte o devasa pencere yoksa ince bir çizgi mi çekti Tanrı hayatla ölüme?
Devşirdiğim bir gün mağdur renklerin fısıltısı.
Eş güdümlü bir mermi yalnızlığın hasılası.
Yan gelip yatan mermerden mezar başlıkları ve kapışan insanlar sırasını savan gidiyor sırası gelmeyen acele ediyor ve rencide edilmiş yüreğim acı içinde kıvranırken:
Sahi, hak ediyor muyum tüm olan biteni?
Mendilim kırışık.
Yüzüm buruşuk.
Erbabıyım hüznün.
Evhamlı bir ölümlü peşi sıra sürüklendiğim mevsimin rutininde gövde gösterisi yapıyor uçuşan öbek öbek sözcükler.
Yaralı imgelere diyeceğim yok ne de olsa her biri işinin erbabı ve işte kayıp giden bir yıldız bir gün daha.
Ertelediğim tüm dosyalar kitaplıkta arasına sıkıştırdığım yüreğim ve şiirlerim.
Bir düş’ ün tam da ortasındayım: fani benliğime sitayişte bulunuyorum gecenin köründe göç mevsimini düşünüp uykuya yürüdüğüm geç saatlerin akan rimeline banıyorum hayal dünyamı ve biten güne hoşça kal geceye Eyvallah, demenin huzursuz hüznüyle meylediyorum karanlığa.
Mevsimsel bir hüzünden öte benimki:
Ben olmanın ırmaklarında kuruyan dilim kumpasa karşı çıkan varlığım ve dinim.
Sözcükler yolsuz.
İmgeler hancı.
Bense yolcu kalemimle devasa bir es veriyorum edebiyata ve bir tekerleme mahiyetinde nerede ise her gece aynı rüyaları görüyorum.
Körpe acılar var büyüttüğüm.
Köhne bir ıssızlık var giyindiğim.
Kordan heceler var muhatap olduğum.
Zamanı kovalıyorum içimdeki denize aldırış etmeden haiz olduğum o tek damla ile kainatı avuçluyorum.
Kaknem gölgeler diyarı geceye hüznü peşkeş çeken.
Sicim misali içime yağdırdığım.
Salkım saçak duygularım adeta salkım söğüt yalnızlığım.
Müdavimi olduğum sırasız gidişler.
Müptelası olduğum vazgeçişler.
Lidyalılara olan kızgınlığım ve biriktiremediğim ak akçem ak alnıma rüzgarın kondurduğu bir buse ve işte tavaf ediyorum sessizlik akıp giderken annemin zor da olsa aldığı her nefese hem tanıklık hem şükrediyorum.
Görmezden geldiğim insanlar peyda olan karaçalı misali içime serptikleri alınganlık.
‘’Zamanı derin bir acıyla hissediyorum. Bir şeyleri bırakıp gitmek beni inanılmaz sarsıyor.
Bir vakitler kaybolduğum, bir daha asla olmayacağım her şey!’’(Pessoa)

Çürük bir düş’ ün çekilme vaktidir artık zaman.
Z/amansız kaygılarımınsa çektiği perdede görünmemek adına kıtladığım şekerden arda kalan bir tat belki de ve işte uyuşturulmuş hücrelerimle talibim ben ölüme.
Hasat zamanına denk düşen bir haset mi yoksa saklı insanların belleğinde bense sevgiyle eşelerken toprağı bir o kadar kalemle kendi mezarımı kazdığıma vakıfım artık.
Ruhumdaki dalgalanmalar yetmezmiş gibi üşüten rüzgâr diskalifiye edilmiş hayatımın her miliminde saklı iken pişmanlıklarım.
Kayda geçen bir başarım var mı sahiden de?
Ola ki var cümle âlem duysun ki: maddi karşılığı olmayan çabalarımdır ve gayretlerim meslek hayatımda nadir kazandığım paranın takriben değil ömre bir yıla bir güne bile yetmediği.
Zamanın çürüyen dokusu.
Zamanın yüreği daraltan o nahoş kokusu.
Seferi tanığı iken hayatın misilleme yapan duygularım ve işte feri sönen hayallerimden kalan üç beş hatıra…


Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Mevsimsel bir hüzünden öte benimkisi... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mevsimsel bir hüzünden öte benimkisi... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MEVSİMSEL BİR HÜZÜNDEN ÖTE BENİMKİSİ... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.